Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 12 Şubat 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Serdar MURAT

İttihatçıdan ihtilâlciye aynı zihniyet



Halaskâran-ı Zabitan, “İnkirazı vatan” dedi. Vatan çöküyor, parçalanıyor ve hızla bir uçurumdan aşağıya yuvarlanıyordu. 12 Eylülcüler ise, devletin uçurumun kenarına geldiğini savundular.

Halaskâran-ı Zabitan grubu Osmanlı’nın kaderine el koydu, 12 Eylülcüler ise devletin yönetimine. 27 Mayısçılar kışlalarda sucuklu yumurtalar yerken cuntalar kurdular. Halaskâran-ı Zabitancılar ise silâh üstüne yemin ettiler.

İttihatçılar ise mason usûlü silâh üstüne yemin edip, vatanı kurtarmaya söz verdiler. İttihatçılar padişaha karşı, Halaskâran-ı Zabitan grubu ittihatçılara karşı, 27 Mayısçılar demokratlara, 12 Eylülcüler ise AP iktidarına karşıydılar. İsimleri, resimleri farklıydı ama ruhları aynıydı. İttihatçı ruhu dolaşıyordu damarlarında.

Devlet uçurumun kenarına gelmiş, kurtarılmak için vatan evlâtlarını bekliyordu. Halaskâran-ı Zabitana göre, “İnkırazı vatan” söz konusuydu. 12 Eylül’e göre ise devlet uçurumun kenarına gelmişti. İttihatçı-Halaskâran-ı Zabitancı zihniyet Osmanlı’nın kaderine el koydu.

Önce Bulgarlar bağımsızlık ilân etti. Sonra Yunanistan Girit’i kendine bağladı. Avusturya Bosna Hersek’i işgal edip, İtalyanlar Trablusgarp ve Bingazi’yi işgal etti. Balkan savaşlarında ise siyasete bulaşan koskoca Osmanlı ordusu çetelerin karşısında gerilemiş, İstanbul Çatalca’ya kadar çekilmişti…

Asker siyasetin içine girdi, padişaha karşı dağlara çıkan subaylar devlet idare etmeye kalkıştı. İttihatçı Teğmen Atıf Selanik’te Şemsi Paşayı vurdu. Resneli Niyazi Manastır’da Osman Paşayı dağa kaldırdı. Sonunda asker imparatorluğun başına geçti, Enver Paşa ve arkadaşları tarafından Birinci Dünya Savaşına sokulan Osmanlı parçalanıp, topraklarının yüzde 85’ini kaybetti. Asker siyasete girmiş, imparatorluk parçalanmıştı.

Bir imparatorluk kaybettik ama Halaskâran-ı Zabitan ruhu, İttihatçı hayalciliği, darbeci zihniyeti eksik olmadı bu toprakların üstünden. Sanki askerin siyasete bulaşması, ast-üst ilişkisinin bozulması, disiplinsizlik yüzünden kaybetmemiştik koskoca imparatorluğu.

27 Mayıs’ta binbaşılar, yüzbaşılar, generalleri tekmeledi. Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanı, cumhurbaşkanını teslim aldı. Paşalar Albaylara selam durdu. Eski MİT’çi Nuri Gündeş, yeni anlattı, “60 ihtilalinde bir yüzbaşının genelkurmay başkanının karşısına çıkıp ‘Ben millî birlik komitesi üyesiyim, benim sözüm geçer’ diye masaya vurduğu günleri. “22 Şubat günü Aslan Taş isminde havacı kurmay albayın, Muhittin Önür’ün (Kara Kuvvetleri eski Komutanı-Orgeneral) yüzüne tükürdüğünü gördüm ben” sözleri de yine Gündeş’e ait.

Bütün bunları hatırlamama sebep olan olay, elbette ki ANAP lideri Erkan Mumcu’nun, “Bu ülkenin bir numaralı önceliği vatana ihanet halindeki bu hükümetten kurtulmaktır” sözleri değildi elbette ki. Seçim garantili siyaset yapanlarla işim olmaz. Ancak silâh üzerine, “Ölmek ve öldürmek” yemini ettiren Kuvay-ı Milliye Derneği Başkanı Fikri Karadağ’ın sözleriydi.

Ülkenin 1919 şartlarında olduğunu savunuyordu Fikri Karadağ. Hatta ondan da öte bir işgal durumu söz konusuydu. “Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal” durumu söz konusuydu ve Türk gençliği göreve çağrılıyordu. “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yoluna baş koymuşlar, Allah’tan ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten başka bir gücü tanımadıkları”nı ilân etmişlerdi.

Göreve çağırdılar. Ogün Samast eline silâh alıp Hrant Dink’i vurdu, Yasin Hayal bombayı kapıp McDonald’ı bombaladı, Alparslan Arslan Danıştay’ı bastı. Atabeylere kalsa Başbakanı havaya uçuracaklardı. İttihatçı kafadan, Halaskâran-ı Zabitan zihniyetinden, darbeci mantığından hep ‘vatan elden gidiyor’ naralarını işittik. Bir de döndük baktık ki vatanı bunlar katletmiş. Aynen Osmanlı’nın katledilmesi, Cumhuriyetin ihtilallerle dizlerinin üstüne çökertilmesi gibi…

12.02.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (09.02.2007) - Tayyip'in el kitabı

  (08.02.2007) - Masal değil, gerçek

  (07.02.2007) - Erdoğan’dan derin çıkış

  (06.02.2007) - Meclis’te “Hrant Dink Komisyonu” kurulmalı

  (05.02.2007) - Eşkiyayı dağda aramayın

  (02.02.2007) - Arınç'ın mesajları

  (01.02.2007) - Süleymaniye’de bir gece

  (30.01.2007) - Hem ekmek, hem hürriyet

  (29.01.2007) - Cem’le gitti cancağızım

  (26.01.2007) - İstanbul-Trabzon - Elazığ hattı

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004