Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 28 Şubat 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Basından Seçmeler

Yargıtay emekli Savcısı Ahmet Gündel: Yargı 28 Şubat’ı sorgulayıp halktan özür dilesin

*28 Şubat sürecinde Genelkurmay Başkanlığı’nda yargı mensupları için brifingler düzenlenmiştir. Genelkurmay Başkanlığı’nın bu tür brifingler düzenlemesi “Yargıya hiçbir kişi veya kurumun talimat veremeyeceği” ilkesine aykırı değil mi?

Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 138/2. maddesine göre; “Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez, genelge gönderemez, tavsiye ve telkinde bulunamaz.” Yargıyı etkilemeye, onu yönlendirmeye yönelik hareketler elbette Anayasanın bu ilkesine açıkça aykırılık teşkil eder. Şunu vurgulamak gerekir. Doğal olarak ihtiyaç duyulduğunda devletin kurumları teknik konularda birbirlerini bilgilendirmek için toplantılar düzenleyebilirler. Ancak, Genelkurmay’ın yargı için düzenlediği brifingler bu kapsamda gerçekleştirilmiş değildir. Şov yapmanın dışında, içeriğinde de zaten somut ve tatminkar bilgilerin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Seçilmiş hükümete karşı 28 Şubatta gerçekleştirilen yasa dışı müdahaleyi meşru göstermek ve kamuoyundan destek sağlamaya yöneliktir. Ayrıca brifinglerde, devletin irtica tehdidi altında bulunduğuna dair somut veriler de ortaya konulamamıştır.

*28 Şubat sürecinde “militan hukukçular” oluştu diyorsunuz. “Militan hukukçu” kavramından kastınız nedir?

Hukukçu Anayasaya, yasalara, mevzuata, yargısal içtihatlara, hukukun evrensel kurallarına, dosya içeriğine ve vicdanına göre uygulama yapan kişidir. 28 Şubat sürecinde, bu ilkelere aykırı olarak, ortama ve ideolojik düşüncelerine göre uygulama yapan savcı ve yargıçlar ortaya çıktı. Bazı kişi ve kurumlardan da alkış ve cesaret aldılar. Bunlar kamuoyu ve hukuk camiası tarafından iyi bilinmektedir. İşte “Militan hukukçular” bunlardır. Bir kısmı ortadan kayboldu, ancak bir kısmı hala yargı içerisindedir ve yargıyı siyasallaştırma çabalarına devam etmektedir. Militan hukukçulardan bahsederken “gerçek hukukçu” lardan söz etmez isek onlara büyük haksızlık etmiş oluruz. Yüz binlerce dosya içerisinde, sabah-akşam, hafta sonu demeden , toz kokulu, daracık odalarında, kısıtlı imkanlarla adalet dağıtmaya çalışan ve bu kadar olumsuz koşulda yargıyı ayakta tutmayı başaran, gerek adliye teşkilatında gerekse Yargıtay gibi yüksek mahkemelerde çalışan savcı, yargıç, tetkik hakimi, Yargıtay Cumhuriyet savcısı, Yargıtay üyesi gibi çok sayıda yargı mensubuna milletçe müteşekkir olmalıyız.

*Bu görüşlerinizi ifade ettiğiniz için Yargıtay’daki üyeler tarafından Adalet Bakanlığı’na şikayet edildiniz. Soruşturmanın sonucu ne oldu?

Doğrudur. Bir gazetede yayınlanan makale nedeniyle, hem olumlu hem de olumsuz bir çok tepki aldım. Daha önceleri T.C.K.nun 301. maddesiyle ilgili davalara da bakan dairede üye iken sonradan Yargıtay’ın diğer bir dairesinin başkanı olan ve şimdi emekli olan bir zat, bu makale ile yirmi beş yıl hizmet ettiğim yargının manevi şahsiyetini aşağıladığım gerekçesiyle beni ilgili yerlere şikayet etti. Elbette inceleme aşamasından öte bir yere gitmedi. Zaten, bir hukuk fakültesi öğrencisi bile yazının içeriğinde suç unsuru teşkil edebilecek bir durumun olmadığını görebilirdi. Ben yıllarca anılan suça bakan dairede çalıştım. Bu şikayet, 301. maddenin çok konuşulduğu şu günlerde gerçekten de uygulamadan kaynaklanan yakınmalara ilginç bir örnek oluşturmaktadır. Koşarak brifinge gitmeyi küçük düşürücü bir davranış olarak görmüyor, ancak neden bu brifinge gittiniz denildiğinde bu yargıya hakaret oluyor. İşte 301. maddeyi uygulama konumunda bulunan bir yargı mensubunun bu maddeyle ilgili bakış tarzı.

*28 Şubat sürecinde yaşananlardan dolayı yargı mensuplarının topluma açıklama yapmaları gerekmiyor mu?

28 Şubat müdahalesi ve brifinglerinde yargı mensupları ve Türk Ulusu küçük düşürülmüş, onurları zedelenmiştir. Hayali tehditler üretilerek bu konuda yanıltılmışlar, Genelkurmay Başkanlığı’na girişte, yasa gereği üzerleri aranamayacak olan savcı ve yargıçların üzerleri aranmış, askerler ayakta alkışlatılmıştır. Ben, yargıyı temsil konumunda bulunanların tüm yargı mensuplarından ve Türk toplumundan özür dilemelerini bunun, aynı zamanda, ileride demokrasiyi herhangi bir şekilde kesintiye uğratmaya heveslenenleri caydırmak için gerekli olduğunu düşünüyorum. Bu özür görevini yerine getirmeleri ve bu dönemi sorgulamaları gerektiğine inanıyorum.

*Genelkurmay Başkanlığı’ndaki brifinge yargı mensuplarının katılması yargının bağımsızlığı ilkesine aykırı değil midir?

Yargının güvenilir ve etkin olabilmesi için bağımsız ve tarafsız olması gerekir. 28 Şubat sürecinde yargı; askeri makamlardan talimat alan ve kamplaştırılan toplumun belli bir kesiminin yanında, diğer bir kesiminin de karşısında bir kuruluş olarak gösterildi, yasa dışı askeri müdahaleye ve yasa dışılığa destek veren bir kurum hüviyetine sokuldu. 28 Şubat sürecinde sadece yargının bağımsızlığı ilkesine darbe vurulmakla kalınmamıştır. Yargının dışında Hükümet otoritesi hiçe sayılmıştır. Bir anda koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti, devlet olma vasfından aşiretliğe düşürülmüştür.

*Genelkurmay’da düzenlenen brifinglere katılmak için yargı mensuplarına baskı yapıldı mı? Brifinge katılmanız için size çağrı geldi mi?

Brifinglere katılmak için çeşitli yargı birimlerinde imza karşılığı “katılıyorum-katılmıyorum” şeklinde listeler dolaştırıldı. Herkesin katılması gerektiğine dair hava yaratıldı. Bu şekilde savcı ve yargıçlar üzerinde baskı oluşturuldu. Bir kısım yargı mensubu bu iş için gönüllü oldu bir kısmı da “ileride bir sorunla karşılaşmamak” için kendilerini gitmek zorunda hissettiler. Benim görev yaptığım Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nda da imza karşılığı benzer listeler dolaştırıldı. Listeyi “katılmıyorum” diyerek imzaladım, brifinglere de katılmadım.

Yeni Şafak, 27.2.2007

Konuşan: Bilal ÇETİN

28.02.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Başlıklar

  Yargıtay emekli Savcısı Ahmet Gündel: Yargı 28 Şubat’ı sorgulayıp halktan özür dilesin

  28 Şubat’ın açtığı yaralar kapandı mı?

  28 Şubat’ın ekonomi politiği

  İrtica tehlikesi nasıl var edildi?

  Erbakan’ın sümenaltı ettiği yazı


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004