Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 15 Nisan 2007
Mehmet Fırıncı ve Mehmet Kutlular ; Mehmet Emin Birinci'yi anlattı...indirmek ve dinlemek için tıklayınız

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

“Yeni bir ordu” isteyen Özkan, mitingde kriz çıkardı

Kanaltürk’te yayınlanan Gerçekler adlı programda, “Vatanın tehlikede olduğunu ben de görüyorum. Türk milleti bir değil, bin tane ordu kurar” diyerek tepki toplayan Kanaltürk’ün sahibi Tuncay Özkan dünkü “Cumhuriyet” mitinginde de krize sebep oldu. Miting düzenleme komitesinin emniyet yetkililerine verdikleri programda yer almamasına rağmen Nur Serter’in “Aranızda gazeteci bir kardeşiniz var, Tuncay Özkan’ı kürsüye davet ediyorum” diyerek Özkan’ı kürsüye çağırdı.

Bu çağrıya uyan Özkan kalabalığın arasında kürsüye çıkarak önce miting alanını selâmladı sonrada konuşmasına başladı. Özkan’ın programda olmamasına rağmen konuşma yapmasına sinirlenen tertip komitesi üyeleri televizyoncu Özkan’a tepki gösterdi. Konuşmasını uzun tutan Özkan, CHP Gençlik Kolları üyelerininde yardımıyla önce kürsüden sonrada platformdan indirildi. Kürsüde tepki gören Tuncay Özkan için emniyet güçleri telsizden anons yaparak yakın birimleri uyardı ve Özkan’ı koruma altına aldı. Özkan yeni bir ordu istedi Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın açıklamalarını değerlendiren Kanaltürk’ün sahibi Tuncay Özkan, mevcut ordu yapısı işine gelmeyince, ona da sırt çevirip, kendi hayalinde dünyaya layık yeni bir ordu kurmanın hayalini kurdu. Tuncay Özkan, Kanaltürk televizyonunda yayınlanan “Gerçekler” adlı programda, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın konuşması hakkında tuhaf değerlendirmelerde bulundu. Genelkurmay Başkanı’nın vatanın tehlikede olduğundan bahsettiğini; ancak çareyi göstermediğini savunan Özkan, “Ben yurt savunması yapıyorum. Türk milleti bir değil bin tane ordu kurar. Ama ben şimdi Sayın Genelkurmay Başkan’ımızın açıklamalarından, değerlendirmelerinden sonra kaygıyla bakarım her şeye” şeklinde konuştu. Sözlerini Türk Silahlı Kuvvetleri’ne aşkından dolayı söylediğini ileri süren Özkan, son zamanlarda bu aşkın karşılıksız olmaya başladığını vurguladı. Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın her tarafında prangalar olduğunu iddia eden Özkan, “İşte 14 Nisan mitingi bu yüzden önemli. TSK’nın 40 yerinde pranga var. Bu prangalardan kurtulamıyorsa Genelkurmay o zaman problem var. Ki ben şu an o prangalardan kurtulamadığını görüyorum. Genelkurmay Başkanı bu sözleri ya bizi bir yere hazırlamak için söyledi ya da çaresizlikten söyledi. Çaresizliğin olduğu yerde çareyi millet üretir.” dedi. Büyükanıt’ın cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda görüş açıklamamasına sinirlenen Özkan, “Ordu ne işe yarar, rejim ne demektir, bölüneceğiz diyen bir Genelkurmay Başkanı siyasetin emrindeyiz diyebilir mi?” dedi.

/ ANKARA - İSTANBUL

15.04.2007


 

İki tükeniş çığlığı

Atatürkçü Düşünce Derneğinin çağrısıyla dün Ankara’da düzenlenen mitingin 1930 modeli Kemalistlerin tükenişini gösterdiğini belirten Prof. Dr. Baskın Oran, “Son dönemde 1930 modeli Kemalistlerin iki tükeniş çığlığı duyuldu. Biri, cumhurbaşkanlığı seçimleri için Mecliste 367 milletvekilinin bulunması gerektiğiyle ilgili, ikincisi de bu miting” dedi. Oran, kendi kendisini dönüştürmeyi başaramayan Kemalizmin korku ve yılgınlık yaydığını söyledi.

Prof. Dr. Baskın Oran, Atatürkçü Düşünce Derneği’nin (ADD) çağrısıyla dün Ankara’da düzenlenen mitingin 1930 modeli Kemalistlerin tükenişini gösterdiğini belirterek, “Son dönemde 1930 modeli Kemalistlerin iki tükeniş çığlığı duyuldu. Biri, cumhurbaşkanlığı seçimleri için Mecliste 367 milletvekilinin bulunması gerektiğiyle ilgili, ikincisi de bu miting” dedi.

Prof. Dr. Baskın Oran bu durum Türkiye’yi dönüştürmeyi başaran, ama kendini dönüştürmeyi başaramayıp 30’larda kalan ideolojinin tükenişini gösterdiğini ifade ederek,

“tükeniş”i ise şöyle açıkladı:

“Kemalizm perişan haldeki bir Türkiye’de vatandaşlara özgüven aşılamayı başarmıştı. Şimdi de korku ve yılgınlık yaymayı başarmaya çalışıyor.”

Oran, mitingi anlamlı bulanlara ise “Düşünmeliler. Demokrasi, insan hakları, azınlık hakları, ifade özgürlüğü kavramları üzerinden düşünmeliler. Bir de şu: Hakkını verdiğin vatandaştan korkma. Vermediğinden kork” dedi.

“1930’lardan beri hiçbir şey değişmedi sanıyorlar”

Mitingi düzenleyen çevrelerin temel argümanlarının “Sevr paranoyası” olduğunu söyleyen Oran, “1930’lardan bu yana hiçbir şey değişmedi sanıyorlar” dedi.

Antiemperyalizm kavramının da bir mağduriyet psikolojisini yaymak için kullanıldığına işaret eden Prof. Dr. Oran, “İşin kötüsü, o kadar önemli bir kavramı, antiemperyalizmi mağduriyet psikolojisi yaymak için kullanıyorlar. 1870’lerin emperyalizm kavramını askeri işgalsiz düşünüp, her şeye emperyalizm demek tek anlama gelir: ‘Hep dışarıdan yapıyorlar, ben sütten çıkmış kaşığım. Bütün belâlar emperyalizmden geldiği için ben masumum.’ İşte mağduriyet psikolojisi böyle oluşuyor” ifadesini kullandı.

/ ANKARA

15.04.2007


 

Miting notları…

Günlerdir beklenen miting nihayet yapıldı. Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) öncülüğünde Tandoğan meydanında düzenlenen “Cumhuriyet Mitingi” sabahın erken saatlerinde Türkiye’nin bir çok yerinden otobüslerle gelenlerle doldu.

* Mitinge bazı partiler genel başkan seviyesinde temsil edildi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, HÜRPARTİ Genel Başkanı Yaşar Okuyan ve BCP Genel Başkanı Mümtaz Soysal’ın ismi anons edildi. Bunun üzerine topluluk sol partilerin bir araya gelmesi için “birleşin” tezahüratları yaptı. Sol partiler arasında eski MHP’li ve ANAP’lı Yaşar Okuyan’ın da beraber zikredilmesi dikkat çekti.

*Bazı öğretim üyeleri mitinge cüppeleriyle katılırken, farklı üniversite öğrencileri ellerindeki pankartlarla yerlerini aldılar.

*Miting için yoğun güvenlik tedbirleri alınırken, 10 bin polis alanda görev yaptı. Ankara’da görevli polislere ek olarak çevre illerden ek kuvvetler de gelirken İzmir Çevik kuvvet ekibinin de yer alması dikkat çekti. Polis helikopterleri alan üzerinden sürekli kontrol uçuşları gerçekleştirdi.

*Miting Ankara’yı felç etti. Meydana açılan yollar trafiğe kapatılırken Tandoğan metro istasyonundan yolcu iniş binişleri durduruldu.

*CHP Gençlik Kolları, “Gençlik ‘Cumhuriyet’in ve ‘halk’ın ‘partisi’ne omuz veriyor” el ilanları dağıtırken, bir çok slogan atıldı. Bazı sloganlar şöyle: “Türkiye laiktir, laik kalacak”, “Çankaya yolları şeriata kapalı”, “Ümmetin yerine Ulus”, “Atatürk’e sahip çık sıra sana gelecek”, “Çankaya mollalara verilemez”, “Tarikatlar kapatılsın.”

*Bir grup genç üzerlerindeki “biz de sana nefretle bakıyoruz” tişörtleri ile “gavur İzmir burada Tayip nerede” sloganı atarken Başbakan Tayip Erdoğan’ın köşke çıkmaması gerektiğini savundu.

* “Devrim yasaları uygulansın”, “devrimlere sahip çık, yarın çok geç olacak” yazılı dövizlerin yanında hakaret dolu ifadelerin yazıldığı bir çok pankart taşındı.

*Çankaya Belediyesi ve KESK katılımcılara şapka dağıttı.

*Alanda “hain”, “satılık”, “düşman”, “dinci”, “ümmetçi”, kavramları bol bol geçerken Kanaltürk’ün sahibi Tuncay Özkan’ın nefret dolu konuşması çılgınca alkışlandı.

*Mitingden sonra kalabalık Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu şikâyet etmek üzere Anıtkabir’e doğru sloganlar eşliğinde yürüdü.

* Kalabalık arasında yapılan konuşmalarda Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın da sert eleştirilere muhatap olduğu gözlendi.

*Emekli Oramiral Özden Örnek’e ait olduğu ileri sürülen darbe günlüklerinde adı “darbe türkücüsü”ne çıkan sanatçı Tolga Çandar da türküleriyle katkıda bulundu.

Yine 1980 darbesi ile birinci futbol ligine çıkarılan Ankaragücü formalı katılımcıların da miting meydanında yer alması ilginç bir buluşmaya sahne oldu.

Kemal BENEK / ANKARA

15.04.2007


 

Başörtü eylemine müdahale

Mazlum-Der Kocaeli Şubesi tarafından düzenlenen Başörtüsü Yürüyüşü’ne polis müdahale etti. Çıkan arbedede çok sayıda kişi yaralandı. Çocuklar, babalarının kucağına sığınarak ağladı. Polis, göstericileri panzer ve biber gazı ile dağıttı.

Mazlum-Der tarafından düzenlenen ‘Başörtü Yürüyüşü’ ne katılmak için başta İstanbul olmak üzere çevre illerden gelen bin civarında kişi, İzmit Merkez Bankası önünde sabah saatlerinde toplandı.

Yürüyüş için Valilik’ten izin alınmadığını gerekçe gösteren Kocaeli Emniyet Müdürlüğü, izin vermedi. Dernek yöneticileri ile polis ekipleri uzun süre konuşmasına rağmen sonuç çıkmadı.

Emniyet Müdürü Hüseyin Namal, sadece basın açıklaması okunup dağılması istedi. Dernek yöneticileri, Ankara’dakilerin yürüdüğünü öne sürerek kendilerinin de yürümek istediğini iletti.

Polis ekipleri izin vermeyince, göstericiler yürüyüşe geçince polis ekipleri müdahale etti. Olaya, polis ekipleri, biber gazı ve panzerlerle müdahale etti. Daha sonra göstericiler ile polis arasında kovalamacalar başladı.

Çıkan arbedede çok sayıda kişi çeşitli yerlerinde yaralandı. Kargaşa arasında kalan çocuklar ise babalarına sarılarak sinir krizleri geçirdi. Müdahaleden sonra dağılan göstericiler tekrar toplanınca emniyet yetkilileri, Sabri Yalım Parkı’na kadar yürümelerine izin verdi.

/ KOCAELİ

15.04.2007


 

Kapadokya yolunda trafik faciası

İzmir’den ilköğretim okulu öğrencilerini Kapadokya’ya geziye götüren otobüs, Aksaray’ın Eskil ilçesi Bozcamahmut köyü yakınlarında kamyonla çarpıştı. Kazada aralarında öğrenci ve öğretmenlerin de bulunduğu 32 kişi hayatını kaybetti. Yaralanan 30 kişi çevre illerdeki hastanelere kaldırıldı. Cenazeler, uçakla İzmir’e naklediliyor.

İzmir Zafer İlköğretim Okulu öğrencilerini Kapadokya gezisine götüren, 45 HA 158 plakalı yolcu otobüsü, Aksaray’ın Eskil ilçesi Bozcamahmut köyü yakınlarında, Adnan Ölmez yönetimindeki 42 AFM 32 plakalı kamyonla çarpıştı. Kazada, çoğunun ilköğretim okulu öğrencisi olduğu belirlenen 35 kişi öldü. 27 kişi de yaralandı. Aksaray Valisi Sebati Buyuran, kazanın ardından Aksaray Devlet Hastanesine gelerek yetkililerden bilgi aldı. Buyuran, ’’ Hayatını kaybedenlerin cenazeleri uçakla İzmir’e nakledilecek.’’ dedi.

Aksaray Devlet Hastanesine kaldırılan ve kazada hafif yaralanan otobüsün ikinci şoförü Ahmet Cengiz ise şunları söyledi: “Kaza sırasında otobüsün bagaj bölümünde uyuyordum. Otobüsten nasıl çıktığımı da bilmiyorum. Otobüsün içinde aşırı yolcu yoktu, istesek de zaten fazla yolcu alma imkânımız yoktur. Kazanın oluş şekliyle ilgili ise hiç bir bilgim yok.’’ Zafer İlköğretim Okulunun bağlı bulunduğu Konak İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü yetkilileri, gezinin izinlerinin alındığını belirterek, Okulu Müdürü Süleyman Karakaya’nın çocuğunun geziye katıldığının belirlendiğini bildirdiler. Haberi alan Zafer İlköğretim Okulu velileri ve geziye katılan öğrencilerin yakınları okul önüne akın etti. Okul bahçesinde toplanan veliler bir birlerine sarılıp gözyaşı döktü.

Kazayı Ankara'da haber alan İzmir Valisi Cahit Kıraç, Aksaray'a gelerek, tedavileri süren yaralıları ziyaret ederek, geçmiş olsun dileğinde bulundu. Kıraç'ın konuştuğu bir veli, otobüse fazla yolcu alındığını öne sürerek, ''İki kişilik koltuğa 3 çocuk sıkıştırılmıştı. Otobüste fazla yolcu vardı'' diye konuştu.

/ AKSARAY

15.04.2007


 

Nokta’ya incelemeye sivil tepki

Bir grup sivil toplum kuruluşu (STK) üyesi ve medya mensubu, Nokta Dergisindeki polis incelemesini protesto etti.

Bazı sivil toplum örgütü üyeleriyle basın mensupları, İncirli’deki Nokta Dergisi binası önünde toplandı. “Özgür basın susturulamaz’’, “Nokta Dergisi yalnız değildir’’ şeklinde slogan atan grup adına gazeteci-yazar Ertuğrul Mavioğlu açıklama yaptı. Mavioğlu, “Andıç’ı hazırlayanlar yerine, bunu haber yapan Nokta Dergisinde inceleme yapıldığını’’ savundu. Polis incelemesiyle, haberin kaynağının gizlenmesi hakkının çiğnendiğini ifade eden Mavioğlu, özgür basının her zaman kendisine bir ifade yolu bulacağını kaydetti.

Derginin bilgi ve belgelerinin kopyalanmasını eleştiren Mavioğlu, bundan sonra da ruhen, zihnen ve bedenen Nokta Dergisi personelinin yanında olacaklarını dile getirdi. Nokta Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Alper Görmüş de kendilerine destek veren herkese teşekkür etti. Grup üyeleri, incelemeye tepki olarak, yarın saat 12.00’de Galatasaray Lisesi önünde Nokta Dergisi satışı yapacaklarını belirterek, eyleme son verdi. Protestoya, Mahir Günşiray, Rüstem Batum ve Osman Kavala da katıldı.

/ İSTANBUL

15.04.2007


 

Erdoğan, liderler turuna Ağar ile başlayacak

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, liderler turuna DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar ile başlayacak. Erdoğan, Ağar’ın ardından ziyaret edeceği muhalefet liderlerini ise partisinin Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısında karara bağlayacak.

Edinilen bilgiye göre, Ankara, cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde yoğun bir haftaya hazırlanıyor. Köşk öncesinde görüşme trafiğinin hızlanacağı önümüzdeki hafta Başbakan Erdoğan da liderler turuna başlayacak. Erdoğan, bu çerçevede ilk olarak 17 Nisan Salı günü DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar’ı ziyaret edecek. DYP Genel Merkezi’nde gerçekleşecek görüşme saat 13.30’da başlayacak. Randevu listesine CHP Genel Başkanı ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi dahil etmeyen Başbakan Erdoğan, liderler turunu ‘parlamentoda milletvekili olan partilerle’ sınırlandırma kararı aldı. Erdoğan’ın bu çerçevede DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar’ın yanı sıra Halkın Yükselişi Partisi (HYP) Genel Başkanı Yaşar Nuri Öztürk ve SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın ile görüşmesi bekleniyor. Ancak son kararın 18 Nisan’daki AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu toplantısında verileceği öğrenildi.

Bu arada, Başbakan Erdoğan’ın 20 Nisan Cuma günü de TBMM Başkanı Bülent Arınç ile biraraya gelebileceği ifade ediliyor.

/ ANKARA

15.04.2007


 

Ağar: Günü gelirse görüşürüz

DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la görüşmeleri konusunda, ‘’Günü gelirse görüşürüz’’ dedi.

Ağar, Manavgat’ta yarın yapılacak ‘’Belediye Başkanları Toplantısı’’na katılmak üzere Antalya’ya geldi. Antalya Havalimanında, partililer ve Antalya’da bulunan Elazığ Belediyesporlu futbolcular tarafından karşılanan Ağar, bir gazetecinin ‘’Başbakan Erdoğan’la salı günü görüşecek misiniz?’’ sorusuna, ‘’Günü gelirse görüşürüz’’ cevabını verdi.

/ ANTALYA

15.04.2007


 

Müzakereler kör topal

Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Cengiz Aktar, Türkiye’nin AB ile ilgili müzakere sürecinin kör topal devam ettiğini, hükümetin 17 Aralık itibariyle AB konusunu rafa kaldırdığını söyledi.

Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Emre Gönen ise, AB’nin 27 ülkeyle yaptığı anlaşma değişmedikçe bir 28. ülkenin AB’ye dahil edilmesinin mümkün olmadığını belirtti.

Bursa Genç Sanayici İşadamları ve Yöneticileri Derneği’nin (BUSİAD) Bursa Rotary kulüpleri işbirliğiyle düzenlediği “50. Yılında Türkiye Avrupa İlişkileri” konulu seminer, BUSİAD Evi’nde gerçekleşti. Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Cengiz Aktar ve Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Emre Gönen’in konuşmacı olarak katıldığı toplantıda, Türkiye ile AB ilişkileri masaya yatırıldı. Dr. Cengiz Aktar, konuşmasında, AB’de yaşanan özgüven kaybı, yeni üyeler ve anayasal anlaşmanın reddi konularının Avrupa’nın genişleme politikalarında soru işaretleri oluşturduğunu belirterek, Türkiye’nin de bu olumsuzluklardan ve siyasi iradesizlikten birebir olarak etkilendiğini söyledi. Aktar, şöyle devam etti:

“Türkiye 17 Aralık 2004’te müzakere sürecine girmeye ehil kabul edilir edilmez, ertesi gün bazı ülkeler Türkiye’nin AB sürecini sorgulamaya başladı. Tabii bu sadece lafta kalmadı, verilen yardımlara da yansıdı. Türkiye bu süreçte diğer adayların katılım öncesi aldığı yardımların 6’da 1’ini aldı. Bu da görünürlük açısından AB’nin Türkiye’de yeterince iş yapamaması, özellikle de toplum seviyesinde algılanış biçiminde bir takım eksiklikler olduğunu gösteriyor. AB’nin Türkiye gibi bir ülkeye verdiği hibe 500 milyon euro. Bu gerçekten büyük bir rakam değil. Hükümet de 17 Aralık 2007 itibarıyla AB konusu rafa kaldırdı, buna bağlı olarak başmüzakereci belirlemede zorluk çektik ve çok zaman kaybedildi. Ankara’da, AB gemisinde AB Genel Sekreterliği, Başbakanlık, DPT, Dış İşleri Bakanlığı’ndaki AB’den Sorumlu Müsteşar Yardımcılığı ve buna Brüksel’deki daimi temsilciliğimizi eklersek, 5 kaptanlı bir gemi. Bu iki tarafın gönülsüzlüğünden ortaya çıkan tablo, AB meselesinin toplum gözünde artık üzerinde düşünülmeyen bir mesele alarak algılanmasına neden oldu. Bütün bunlara rağmen müzakere süreci kör topal devam ediyor”

Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Emre Gönen ise, AB’nin 48 yıldır anlaşamasak da ayrılamadığımız bir ortağımız olduğunu belirtti. Gönen, “Türkiye, AB sürecinde birçok adım atmıştır. Fakat sadece Türkiye’nin adım atması bizi sonuca götürmeyecektir. AB bugün çekiciliğini koruyor. Uzaktan bakıldığında iyi görünse de anlaşma aşamasında öyle olmadığı görülüyor. AB’ye giren ülkelerin yüzde 85’i yani 20 kişiden 17’si hayatından ya memnun ya da çok memnun. AB bugün itibarıyla sadece 27 üyeyi kapsayacak bir anlaşmaya sahip. Yani bu anlaşma değiştirilmedikçe, bir 28. ülkenin AB’ye dahil olması mümkün değil” diye konuştu.

/ BURSA

15.04.2007


 

Steinmeier: Türkiye, Avrupa’ya güven ve istikrar katar

Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier, Türkiye’nin AB’ye üye olarak kabul edilmesini savunarak, bunun Avrupa’daki güvenliği ve istikrarı artıracağını söyledi.

Steinmeier, ‘’Hannoversche Allgemeine Zeitung’’ gazetesine yaptığı açıklamada, Türkiye’nin AB’ye girmesini destekleyerek, ‘’Türkiye’yi gerçekten yanımıza alabilirsek, bu Avrupa’daki güvenliği ve istikrarı artıracaktır’’ şeklinde konuştu.

Türkiye’deki başarılı reformların daha fazla takdir edilmesi gerektiğini ifade eden Steinmeier, aksi halde Türkiye’de modernleşmeye giden yolu kapatmak isteyen çevrelerin güçlendirileceğini belirtti. Türkiye’nin AB üyesi olmasının, İslam ülkelerine de olumlu bir mesaj olacağını kaydeden Steinmeier, ‘’Türkiye, İslamiyet ile demokrasinin bağdaşabildiğinin kanıtıdır’’ dedi. Steinmeier, Türkiye’nin AB üyesi olması durumunda, kültürler arası çatışmanın değil, aksine diyaloğun daha kolay olacağına dikkati çekerek, bunun da Almanları ve Türkleri, birbirlerinin kültürlerini karşılıklı olarak tanımaya teşvik edeceğini sözlerine ekledi.

/ BERLİN

15.04.2007


 

Elazığ’da yeniden deprem korkusu

Elazığ sabah saatlerinde yeniden deprem korkusu yaşadı.Diyarbakır’ın Çüngüş ilçesinde meydana gelen deprem Elazığ’da da hissedildi.

Çüngüş’de sabah saat 07.30’da meydana gelen 4.3 şiddetindeki deprem Elazığ’da da şiddetli bir şekilde hissedildi. Son zamanlarda Elazığ’da meydana gelen depremlerle iyice gözü korkmuş olan Elazığlılar yeni bir panik dalgası yaşarken, “Yine mi depremler geri geldi?” şeklinde birbirlerine sormağa başladı. Elazığ’da da paniğe sebep olan depremde ilk belirlemelere göre her hangi bir can ve mal kaybı olmadı.

/ ELAZIĞ

15.04.2007


 

Ali Mutlu vefat etti

Risâle-i Nur hizmetinin önde gelen emektarlarından Kayserili Ali Mutlu, dün sabah saat 04:30 sularında, evinde geçirdiği kalp krizi sonucu Hakkın rahmetine kavuştu.

Mutlu’nun naaşı, dün Kayseri Hacılar Ulu Camiinde ikindi namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından Hacılar Kabristanında toprağa verildi.

15.04.2007


 

İmamlardan özür dilensin

Diyanet-Sen Genel Başkanı Ahmet Yıldız, “Köşkte imam istemiyoruz” açıklamalarının imamları rencide ettiğini ve üzdüğünü belirterek, “Bu tür açıklamalar imamlarımıza terörist muamelesi yapmaktır. İmamlarımızın adını kendi ideolojik düşünceleri çerçevesinde bir suç unsuru gibi kullananları kınıyoruz ve imamlarımızdan özür dilemeye çağırıyoruz” dedi.

Ahmet Yıldız, yaptığı yazılı açıklamada, siyasî partilerden, akademik çevrelere, medyadan sivil toplum örgütlerine kadar hemen hemen her çevrede büyük yankılar uyandıran cumhurbaşkanlığı seçim tartışması giderek büyüdüğünü söyledi. Yeni cumhurbaşkanını mevcut Meclisin seçecek olmasısının bazı çevreleri rahatsız ettiğini kaydeden Yıldız, şu görüşlere yer verdi:

“Tepkilerini demokratik yollarla aramak yerine baskıyla, askerlerin arkasına sığınarak öğrencileri, üniversiteleri ayaklandırmaya çalışarak ortaya koymaya çalışan bazı çevreler ‘Köşkte imam istemiyoruz’ açıklamaları ile imamlarımızı rencide etmiştir ve üzmüştür. Bu tür açıklamalar imamlarımıza terörist muamelesi yapmaktır. Anayasamızda Cumhurbaşkanı seçilecek kimsenin taşıması gereken özellikler bellidir. Sanki imamlık kötü bir özellikmiş ve cumhurbaşkanı seçilmeye engel bir durummuş gibi lanse edilmesi imamlarımızı ve bu konuda hassas olan vatandaşlarımızı derinden yaralamıştır. İmamlık gibi kutsal bir mesleğin bazı çevrelerce kendi ideolojik düşünceleri doğrultusunda suç işleyen veya potansiyel bir suç işleme makinesi gibi gösterilmeye çalışılmasını kesinlikle doğru bulmuyor ve reddediyoruz. Bu tür söylemlere girenleri imamlarımızdan özür dilemeye davet ediyoruz.”

Ahmet TERZİ / ANKARA

15.04.2007


 

Selçuk: Demokrasiyi sağlam zeminlere oturtmak için yeni Anayasa şart

Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk, ‘’Türkiye’nin AB’ye girip, uygar dünyayla bütünleşmeyi ve demokrasisini sağlam zeminlere oturtmak istiyorsa, mevcut Anayasa yerine yeni bir anayasa hazırlaması gerektiğini’’ söyledi.

Selçuk, İl Özel İdare Kültür Sitesi’nde Memur-Sen tarafından düzenlenen ‘’Türkiye’de Demokrasi’’ konulu konferansta yaptığı konuşmada, devletin, hukukun dışına çıktığında devlet olmaktan çıkacağını ifade etti. Devletin mutlaka hukuk temellerine oturtulması gerektiğini belirten Selçuk, şöyle devam etti:

‘’Türkiye’de derin devletten söz edilmektedir. Eğer devletin gücünü gerçekten Anayasa içinde tutabiliyorsanız ve o Anayasa da demokrasinin ölçülerine uyuyorsa sorun yoktur. ‘Derin devlet’ diye bir şey olmaz. Eğer derin devlet varsa, yönetenler bunu itiraf ediyorlarsa, görevlerini yapmıyorlar, devlet baş aşağı demektir. O zaman devleti o derinlikten çıkarıp saydam hale getirip ayakları üzerine oturtacaksınız. O sağlam zeminin adı hukuktur.’’

1982 Anayasası’na bakıldığında, özünde terslik olduğunu ve bu tersliklerin aslında Anayasa ile çatıştığını ifade eden Selçuk, ‘’1982 Anayasası, halkından korktukları için bazı insanların halkına, birey hak ve özgürlüklerine karşı, devletin kendisini güvence altına almaya çalıştığıdır. İşte terslik buradadır. 1982 Anayasası bugüne kadar hala yaşıyorsa ve bu Anayasa’da ufak tefek kendimizi aldatan değişikliklerle yetiniyorsak, demokrasinin özüne nüfus ettiğimizden kuşku var demektir’’ diye konuştu.

Sami Selçuk, ‘’Türkiye, AB’ye girip, uygar dünyayla bütünleşmek, demokrasisini gerçekten sağlam zeminlere oturtmak istiyorsa, öncelikle mevcut Anayasayı kaldırıp, yerine yepyeni bir anayasa hazırlamalıdır’’ dedi.

‘’Mevcut Anayasa’nın onarımlarla, ufak tefek dikişlerle tutturulmasının mümkün olmadığını’’ belirten Selçuk, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Bir madde düzeltildiğinde bakıyorsunuz ki düzeltilen madde bir başka maddeyle çakışmaktadır. Birbirine şaşı bakmaktadır. Türkiye’de demokratik bir Anayasa istiyorsak tüm toplumu temsil eden bir kurucu iktidarın o anayasayı yapmasına izin vermemiz, olanak tanımamız en iyi yoldur.’’

/ GİRESUN

15.04.2007


 

Varlıklar, sevgi hamuru ile yoğrulmuş

Gazetemiz yazarlarından M. Latif Salihoğlu, Kocaeli/Kuruçeşme’de Bediüzzaman Haftası Etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen toplantıda konuştu.

Toplantı, İlahiyatçı Faruk Küçük’ün Kur’ân-ı Kerim tilâveti ile başladı. Yeni Asya İzmit temsilciliği adına konuşan Çamlık Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Muammer Çelik, ‘Bediüzzamanın yeterli şekilde tanıtılmadığını belirterek, “Bediüzzaman bu ülke ve insanları için her sıkıntıya katlanarak bizlere iyi ve güzeli anlatmaya çalıştı. Onu anlamak ve eserlerini anlatmak dünya barışını da sağlayabilecek pozitif enerjiyi doğuracaktır” dedi.

Ardından konferansını sunmak üzere kürsüye gelen gazetemiz yazarı Latif Salihoğlu, tarihî perspektiften Bediüzzaman’ın fikirlerinin yansımalarını sunarak günümüz insanlarına o büyük âlimin mesajlarını aktarmaya çalışacağını belirterek sözlerine başladı.

“Konferans sonunda boş dönmeyeceksiniz. İlk kez duyacağınız bazı tarihî gerçekleri de bu vesileyle aktarmaya çalışacağım” diyen Salihoğlu, “Bediüzzaman’a göre tebeddül-ü saltanat (iktidar değişikliği) 1909’da gerçekleşmiştir. Saltanat, yani iktidar bu tarihten sonra, mebusları Emmanuel Karasso başta olmak üzere aynı soydan gelen Selanik’lilere geçiyor. Bu belki de sonradan gelenekselleşecek darbelerin de ilklerinden olma özelliğindedir” ifadelerini kullandı.

Türkiye’yi bölmeye çalışanlara “Bizler Türk, Kürt, Çerkez, Arap, Laz hepimiz biribirimizi seviyoruz ve kardeşiz” diyerek oyunlarını bozmamız gerektiğini anlatan Salihoğlu, “Kaosa, kargaşaya izin vermeyelim. Bunun çaresini Bediüzzaman çok güzel anlatmış. Ancak maalesef tarihte kahramanlarla sahteleri yer değiştirdiği için mesajı geniş kitlelere yeteri kadar ulaşmamış” diye konuştu.

HANIMLARIN HİZMETLERİ ÇOK ÖNEMLİ

En büyük ve kıymetli varlığımız olan evlâtlarımızı iyi yetiştirmek için manevî destek ve donanım ile kuşatmamız gerektiğinin altını çizen Salihoğlu, “Çocuklarımızın yetiştirilmesinde hanımefendilere çok önemli görevler düşüyor. Bayanların iman hizmetine sahip çıkmalarını ve bunu kendi istekleriyle yapmalarını Bediüzzaman çok beklemiş. Isparta’dan böyle bir haber alınca sevincinden ağlamış. Çok önem verdiği bu olaydaki sevinmesi çok farklı ve önemli bir anlam taşıyor. Dolayısıyla burada Bediüzzamanın hanımlara ne kadar büyük önem verdiği anlaşılıyor” dedi.

M. Latif Salihoğlu, konuşmasının devamında şunları söyledi; “Bediüzzaman Türkiye Cumhuriyetinin birlik çimentosudur. Bediüzzaman Risâle-i Nurda âyet ve hadis mealleri ışığında bu asrın insanlarına gereken mesajları çıkartarak sunmaktadır. Irklar arası kardeşliğin çarelerini sunduğu gibi, Alevi-Sünnî birlikteliğinin temellerini de yine kardeşlik ve sevgi prensipleriyle örmüştür. Bediüzzaman bu mesaj ve prensipleriyle Türkiye Cumhuriyetinin birlik çimentosu olduğu Müslüman milletlere de örnek birliktelik sunmuştur. Bunu da Risâle-i Nur ile gerçekleştirmiştir.”

Konuşmalardan sonra sinevizyon gösterisi yapıldığı toplantıya Kuruçeşme ve çevresinden birçok bay ve bayan dinleyici katıldı. Toplantı sonunda yazarımız M. Latif Salihoğlu kitaplarını imzalayarak okuyucularla sohbet etti.

Bekir DEMİR / İZMİT

15.04.2007


 

MEB’e bağlı 66 yayınevi kapatıldı

Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, bakanlığına bağlı yayınevlerinden 66’sının kapatıldığını, 34’ünün ise kapatılma işlemlerinin devam ettiğini bildirdi.

CHP Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı’nın soru önergesini cevaplayan Çelik, merkezde ve illerde bulunan Millî Eğitim Bakanlığı Devlet Kitapları Döner Sermayesi Müdürlüğü Toptan ve Perakende Satış Merkezlerinin, ilköğretim ve ortaöğretim ders kitaplarının yanı sıra karne, takdir, teşekkür ve diploma gibi basılı evrakın ücretsiz verilmesi ve kültür kitaplarının da ülke genelinde yetkilendirilen 13 bin 250 bayi aracılığıyla satılması sebebiyle kapatıldığını söyledi. Çelik, bu kapsamda, bakanlığa bağlı 66 yayınevinin kapatıldığını, 34’ünde ise kapatma işlemlerinin devam ettiğini ifade etti.

/ ANKARA

15.04.2007


 

Esnaftan Kutlu Doğum’a destek

Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri kapsamında indirim yapan ve bedava hizmet veren esnaf kutlamalara destek vererek, örnek bir uygulamayı gerçekleştirdi.

Şehir merkezi ile İstasyon semti arasında sefer yapan dolmuşlar ücret almadan gün boyu vatandaşları taşırken, çaycılar bedava çay dağıttı, berberler de ücretsiz tıraş yaptı. Muş’ta, Kutlu Doğum Haftası sebebiyle yapılan uygulama vatandaşa yaradı. İl Müftülüğü’nün bir hafta süre ile yaptığı Kutlu Doğum Haftası faaliyetlerine Muşlu esnaflar da destek olunca şehirde bir gün bedava hayat sürüldü. Kutlu Doğum Haftası sebebiyle çaycılar, berberler ve dolmuşçular bedava hizmet ederken, kasaplar, lokantalar ve birçok esnafta indirim yaparak kutlamalara destek verdi. Şehirde yaşanan indirimlerin güzel bir uygulama olduğuna dikkat çeken vatandaşlar, İslâm dini açısından oldukça önemli olan Kutlu Doğum Haftası’nda kutlamalara destek veren esnafı tebrik ettiklerini söyledi. Bu uygulamanın bir gün de olsa güzel olduğunu belirten vatandaşlar, indirimine sevindiklerini ifade ettiler. Muş’ta Şehir-İstasyon ve Şehir-Çiftlik arasında çalışan şehir içi dolmuşlar, Peygamber Efendimizin doğum yıldönümü sebebiyle yolculardan taşıma ücreti almadı.

/ MUŞ

15.04.2007


 

Mavi far uyarısı

‘’Xenon’’ far görünümü elde etmek için takılan mavi renkli ‘’halojen’’ oto ampullerinin, görüşü ve sürüş güvenliğini olumsuz etkilediği bildirildi.

Otomobil uzmanları, son yıllarda üretilen orta ve üst sınıf otomobillerde, standart oto ampulleri olan halojen ampullerden çok daha yüksek aydınlatma kapasitesine sahip Xenon farların kullanımının yaygınlaştığını söylediler. Xenon farların mavimsi ışık verdiğini belirten uzmanlar, halojen ampullerin verdiği ışığın ise sarı renkte olduğunu ifade ettiler.

/ ADANA

15.04.2007


 

Ücretsiz dağıtılan meyve suyundan zehirlendiler

Tokat’ta bir ilköğretim okulunda ücretsiz dağıtılan meyve sularından içen 213 öğrenci rahatsızlanarak hastahaneye kaldırıldı.

Edinilen bilgiye göre olay Tokat’ın Çat beldesinde bulunan Üsteğmen Şehit Galip İlköğretim okulunda meydana geldi. Okulda ücretsiz dağıtılan meyve sularından içen 213 öğrenci akşam saatlerinde rahatsızlandı. Kusma ve karın ağrısından şikâyetiyle Tokat Doğum ve Çocuk Bakımevi Hastahanesi’ne kaldırılan öğrencilerden 38’i zehirlenme şüphesiyle müşahede altına alınırken diğer öğrenciler ayakta yapılan tedavilerinin ardından taburcu edildi.

Öğrencilerin zehirlenme nedeninin araştırıldığını söyleyen Çat Belediye Başkanı Halil İbrahim Uzun: “Öğrenciler hafif bir şekilde zehirlenmişler ama zehirlenme sebebini tam olarak bilemiyoruz” dedi.

/ TOKAT

15.04.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004