Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 26 Nisan 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

İsmail BERK

11. Cumhurbaşkanı ile yeni dönem



AKP’nin cumhurbaşkanı adayı Abdullah Gül, Mecliste grubu ve üyesi bulunan parti liderleri, milletvekilleri ve bağımsızlarla görüşmeye başladı. Türkiye, 11. Cumhurbaşkanına hazırlanırken tamamen farklı ve yeni bir strateji ile tanıştı.

Birikmiş ve ertelenmiş bir çok sosyal ve siyasî meselenin kapağı açılmış oldu. Çankaya, sürekli rejimin emniyet sübabı olarak görüldüğünden dolayı sorumluluk taşımayan bir yetki ile siyasî iradeyi frenleyecek konum olarak yapılandırılmış.

Özal ve Demirel gibi daha merkezde olan cumhurbaşkanlarını hazmetmeyen cârî yapı, 28 Şubat süreci ile siyaseti daralttıkça merkez sağ sıkışma yaşadı. Tanzim edilen koalisyonlar, özellikle Ecevit döneminde siyasete getirilen vesayet ve gittikçe muhafazakârları bunaltan kıskaç, 2002 seçiminde tepki oylarıyla ve yeni bir parti imajıyla AKP’yi tek başına iktidara taşıdı.

Sağlanan siyasî istikrar, beraberinde birtakım olumlu gelişmeleri yakaladığı gibi hâlâ çözülemeyen ve demokrasinin bariyerleri ile birlikte birçok problemle de yüzleştirmektedir.

AKP, siyasî rüşt için iktidar olmanın yetmediğini, Çankaya direncini gördükçe daha derinden hissetti. CHP ile zaman zaman yürüttükleri işbirliğinin yürümediğini ve AB sürecinde demokrasiyi güçlendirerek kritik eşiği aşabileceklerini gördüler.

Açılımlar her adımı olumlu yapmadı. AB ile tren kazası yaşanmadı, ancak hızı düştü. Ekonomi, rakamlarda bahar havası verse de, sokakta ve işyerlerinde daralma yaşanıyor. Demokratikleşme ile yaşanan gelişmeler ve yasal düzenlemeler, toplumun talepleri karşısında yeterli olmadı.

AKP, tek parti hakimiyetini topluma yansıttı. İktidar gücünü sonuna kadar kullandı. Fazla uzlaşma zeminleri aramadı. Öte yandan Şemdinli olayından, Sauna çetesine ve darbe günlüğüne kadar yaşanan dramatik sıkıntıları görmezlikten geldi. Bu süreçlerde, demokrasi cephesine açık desteğe girmedi.

YÖK ve başörtüsü hâlâ problem. Yoksulluk ve yolsuzluk, ciddi bir gündem. Vatandaşın iki yakası bir araya gelecek kadar rahatlayamadı.

Özelleştirmeler, yabancı sermaye girişi, kişi başına artan gelir, sokaktaki yangını ve tenceredeki ateşi söndüremedi. Eğitimin aşılmayı bekleyen devasa yükü, çok yoğun çözümlere rağmen eşitliği ve başarı yolunu adil bir düzleme çekemedi.

Sosyal güvenlik, ciddi dönüşüm yaşanmasına rağmen açıklarını kapatmaya yetmedi.

Dış politikada; ABD baskısı, evrensel sıkışmalar, Irak savaşı, Ortadoğu’da kaynayan kazan, Ermeni meselesi, AB ile yaşanan müzakere süreci ve Kuzey Irak’taki yapılanma; karmaşık ve zor bir sürecin diplomasi ve siyaset ayaklarını güçlü tutmayı gerektirmektedir.

Devletin içinde uyum ve duruş zaafiyetleri, uluslar arası ilişkilerde strateji birliğini sağlayamadı. Asker-sivil dengesi, cumhurbaşkanının içine kapanık ve statükocu tutumu, bu belirsizlikleri gün ışığına çıkardı.

Şimdi yeni bir dönemin ayak sesleri var. AKP “tam takım” olma yolunda. Çankaya mazeretleri ortadan kalkıyor. Askerin “direnişi” de kısmen aşılmış görünüyor. Partinin genel başkanı ve başbakan değişmediğine göre, sorumluluklarını ve halka taahhütlerini yerine getirmeye mani hiçbir engelleri kalmadı.

AKP’nin görünen ve görünmeyen handikapları ve riskleri kabullenerek, çıkmaya hazırlandığı cumhurbaşkanlığı makamı, yeni dönemle birlikte sorumluluk listesini hatırlatmaktadır:

1- Siyasî tansiyonu düşürüp uzlaşma alanlarını çoğaltmaya,

2- Başörtü meselesini çözmeye,

3- AB sürecine hız vermeye,

4- Katılımcı ve bir sonraki cumhurbaşkanını halkın seçeceği düzenlemeler yapmaya,

5- Yüksek öğrenimi yaygınlaştıracak şekilde özel sektörün yatırım yapacağı düzenlemeler yapmaya,

6- Sivil Toplum Kuruluşlarının gönüllülük esaslı gerçek sivil damarlarını öne çıkaracak desteği sağlamaya ve sivilleşmeyi güçlendirmeye,

7- Sosyal devletin daha etkin çözümler üretip vatandaşı eğitim, sağlık ve geçim konusunda ciddi anlamda rahatlatmaya,

8- En önemlisi siyasette, ticarette, düşünce ve inanç özgürlüğünde, bilimde ve kurumsal kültürde adil ve rekabete dayalı güçlü bir sistemin ana arterlerini açmaya, tarihin huzurunda, gecikmeden ve mevcut fırsatı emanet bilip yapmakla karşı karşıyadır.

Şimdi, cesaretlendirici çözüm noktasındalar.

26.04.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (24.04.2007) - Çocuk, hürriyet ve hâkimiyet

  (23.04.2007) - Kutlu doğum bereketine

  (22.04.2007) - Kutlu doğum bereketine

  (19.04.2007) - Sağda tabanı toparlamak

  (18.04.2007) - Demokratik uzlaşma ve sivil inisiyatif

  (17.04.2007) - Baskın geri teper

  (16.04.2007) - Emekli generallerin “er” meydanı

  (15.04.2007) - Mutlu olmak

  (12.04.2007) - Gündem

  (11.04.2007) - Sivilliği istismar eden formalılar

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Metin KARABAŞOĞLU

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit ŞİMŞEK

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004