Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 01 Haziran 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Halil USLU

27 Mayıs ve Demokrat Parti



2007 itibarıyla Türkiye’miz çok renge büründü, yurdumuzun bir ucundan bir ucuna hâkim olan dört mevsim gibi, kişiler de partiler de renkten renge büründü. Dört eğilimli parti derken yedi eğilimli parti çıktı. Sayısız partiler kuruldu. Birbirlerine fikir cepheleri oluşturan partiler, birleşmenin yararında buluştular. Birileri ‘Gömlek değiştirdik’ diyor, birileri akla karayı karıştırıyor. Türkiye’de havalar bulutlu, fakat yağmur yağmıyor. 22 Temmuz seçim günü ve sandığına bu hava ile gidiliyor. Em. Gnl. Müdürlüğü’nün açıklamasına göre Türkiye’de 2006 çizelgesinde her 39 saniyede bir suç işlenmiş. Türkiye’nin çok önemli ihtiyaçlarıyla bu tabloyu daha da renkli hale getirebilir dökümanlarımız var…

Bütün bunların ana sebebi 27 Mayıs 1960 yılındaki DP’ye karşı yapılan askerî darbedir. Çünkü tesbihin ipini kopardılar. 14 Mayıs 1950 DP iktidarı bir mânâda bu yıl 554’üncü yılını kutladığımız İstanbul fethinin ayrı bir manevî mânâsını ihtiva eder. Menderes iktidarı, dış dünyadan aldığı “Marşal” yardımı ve ortak yatırımlarla Türkiye’yi bir baştan bir başa şantiye şehrine dönüştürmüştür. Her cihetle Türkiye’nin gül ve gülistan olmasının pencereleri açılmıştır. Artık dünya ile entegre olmuş ve âlem-i İslâm’da okunan ezanlar Türkiye’de de okunmaya başlanmıştır. Hem de nasıl?

2007 itibarıyla milletçe en büyük hatamız merhum Menderes ve DP adına paneller ve konferanslar tertip etmediğimizdir. Siyasî mânâda sorumlular, “Onun devamıyım” diyen parti ve kişilerdir. Nerede Menderes haftası? Nerede DP ve AP haftası? Bugün benim çocuğum ve ülkenin çocukları, “Menderes kim? Demirel kim?” suâlini soruyor. 27 Mayıs nedir? Ne olmuş? 1971 muhtırası nedir ve ne olmuş? 12 Eylül nedir ve ne olmuş? Ayrıca bu tarihî gelişmeleri ve DP’nin hizmetlerini 92 üniversitenin büyük ekseriyeti anlatması lâzımdır. Fakat maalesef en açıklı tarafı, ‘Siyaset bilimciyim’ diyen bazı üniversite mensuplarının sağ kanadı teşkil etmesine rağmen 1950 ilâ 1984’ü bir çırpıda geçtiklerini ve 34 yılda hiçbir şey olmamış gibi sıfırlayanları gördüm ve o kişilerle mücadele ettim.

73 milyonluk Türkiye’de bugünkü siyasî arenanın çarpıklığı düzeltilmeye çalışılmaktadır. Fakat esas sebep 27 Mayıs ihtilâlidir. Rayında giden demokrasi treni ve ülkeye muhteşem hizmet sunan DP’nin önünün tıkanması ve parçalanması ve ardından gelen Sn. Demirel başkanlığındaki AP’nin de muhtıra ve ihtilâllerle önüne takoz koyulması, maalesef Türkiye’yi bugünkü çıkmaza getirmiştir. Bunun dışında merhum ve şehit Başbakan Adnan Menderes’in, Fatin Rüştü Zorlu’nun ve Hasan Polatkan’ın idam edilmesi istikrarın çığrından çıkmasına sebep olmuştur. Milletimiz mutedil ve akl-ı selim sahibidir. Sandıkta, ihtilâl zihniyetini mahcup ve mahkûm etmiştir. Fakat olanlar, demokrat misyonun adres değişikliğine ve parçalanmasına sebep olmuştur. İhtilâlcilerin de gayesi bu idi.

2007 itibarıyla ANAVATAN ve DYP’nin Demokrat Parti adı altında birleşmesi geç kalan bir hayırlı teşebbüstür. Keşke Sn. Demirel cumhurbaşkanı iken bu yapılsaydı. Keşke 46 ruhu beyinlere ve vicdanlara zerk edilerek yapılsaydı. Keşke 27 Mayıs ihtilâlinin hazin tablosu gösterilerek, anlatılarak ve kıyaslar yapılarak birleşilseydi. DP’nin ve AP’nin iç politikada ve dış politikada Türkiye’nin geleceğini çizdiği dev proje ve icraatları anlatılarak ve hazmedilerek yürünmelidir. Herkes yuvasına, ana ocağına dönmeli ve hizmeti omuzlamalıdır.

Çünkü eğri oturup doğru konuşmak lâzım. Aziz Türkiye’de, üstünde yürüdüğümüz ve nefes aldığımız bu güzel vatanımızda, DP ve AP’nin yaptığı devasa eserleri ve çaktığı silinmez ve paslanmaz çivileri çıkarttığınız zaman, Türkiye boş bir meydana döner. Bu itibarla 27 Mayıs ve akabindeki muhtıra ve ihtilâllerin zararlı ve berbat faturaları gösterilerek ve anlatılarak 25 yaşındaki gençler sandığa gitmelidir. 46 ruhundaki DP efsanesinin fikir yelpazesi gönüllere ve akıllara demokrasi çubuğuyla ve şahadet parmağıyla gösterilmelidir. O vakit, şehit Menderes’in ve arkadaşlarının semadan alkışları ve DP’nin yeniden canlandığı ve hizmete koştuğu görülecektir. Ümitvârım, yeter ki nefisler ve hisler karışmasın.

01.06.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (25.05.2007) - Kızılalan Yaylası

  (18.05.2007) - Din umumun malıdır

  (11.05.2007) - Vakıfların zarureti

  (04.05.2007) - Sevgi şelâlesi ve muhabbet meşalesi

  (27.04.2007) - Verdiğin ne, aldığın ne?

  (20.04.2007) - Gemlik'te görkemli gece

  (13.04.2007) - Tokat ilinde sevgi

  (16.02.2007) - Neden Adalet Partisi?

  (09.02.2007) - Nur mesleğinin istinad duvarları

  (02.02.2007) - Barış ve masum insanlar

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004