Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 30 Mayıs 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Sami CEBECİ

Okuyucu ve yazar buluşması



Geçtiğimiz Cumartesi akşamı Konya’daydık. Dört arkadaş gitmiştik. Eski milletvekillerinden Mehmet Özkan da vardı.

Beş yüz kişilik belediye konferans salonu oldukça kalabalıktı. Konyalı gönül dostlarımızla okuyucu yazar buluşması çerçevesinde bir aradaydık. Hanım kardeşlerimiz de katılmışlardı. Gelişen son içtimâî ve siyâsî olaylar noktasında geniş bir istişâre gibi oldu.

Önce; Bediüzzaman’ın mânen vazifeli olduğunun delilleri, Risâle-i Nur’un muhtevası ve bize öğrettiği temel konular, Yeni Asya gazetesinin ideali ve temsil ettiği misyon ve siyasî konularda Üstadın ortaya koyduğu önemli ölçü ve tespitlerle alâkalı bir saate yakın bir seminer çalışması sunduk. Sonra, okuyucularımızdan gelen kaliteli ve anlamaya dönük seviyeli sorulara muhatap olduk. Gerçekten okuyucularımızın seviyesi tartışılmaz derecede yüksekti. Zihinler karışık olmaktan ziyade, tereddütlü noktaların izale edilmesi isteniyordu. Genelde, siyasî çizgileri net ve demokrat duruşları sağlamdı. Üstada ve Nurlara olan sadâkat ve bağlılık en üst düzeyde idi. Bize yakışan da elbette bu tarzda olmalıydı. Elliden fazla soru geldi. Büyük çoğunluğuna cevap verdik. Fakat, tamamına zaman yetmedi. Çünkü, program iki buçuk saati bulmuştu.

Yeni Asya camiası her meselesini istişâre ile halleden bir cemaatti. İstişâre kararları Risâle-i Nurlara aykırı olamazdı. Hâkim irâde istişâre heyetinde olmalı ve hizmet birimleri olan komisyonlar ona bağlı olarak çalışmalıydı. Yoksa, iki başlılığa sebep olunur ve istişâre heyetlerinin durumu bir noter gibi sadece tasdik etmekten ibâret kalırdı. Hanımlar heyeti de bağlı bir komisyon gibi çalışmalıydı. Tâ ki, intizam ve âhenk bozulmasın.

Siyasî görüşümüz netti. Din orijinli ve karakterli bir siyasî tercihimiz söz konusu olamazdı. Çünkü, din umumun ortak malıydı. Dînî mukaddeslerin siyasî mücadeleye âlet edilmesi, büyük bir ekseriyette din aleyhtarlığı meylini uyandırırdı. Bu bakımdan, siyaseti dinsizliğe âlet eden zihniyetlere karşı Bediüzzaman, lâikliği vicdan ve din hürriyetinin bir teminatı olarak gören ve temel hak ve hürriyetleri sonuna kadar savunan, dinin icaplarını hakkıyla yaşayamasa bile, dindarlara kol kanat geren demokratları; İslâmiyet, Kur’ân ve bu vatan hesabına bütün kuvvetiyle desteklemişti. Onlardan genelde iki şey bekliyordu: Birisi, istibdâd-ı mutlakı kaldırmak. Diğeri, tam bir hürriyet-i şer’iye vesile olmak. Onların iktidarlarında dindar insanlar gerçekten rahat etmiş, ne zaman dindar kimlikli siyasetçiler başa geçmişlerse, kazanılmış haklar da elimizden gitmişti. Son kırk senelik siyasî olaylar ve şu andaki iktidarın içine düştüğü hazin durum buna şahitti. Siyaset literatüründe ya muhafazakâr, ya da demokrat partiler vardı. Muhafazakâr-demokrat diye melez bir tanımlama yoktu. Sadece söylemekle demokrat olunamazdı. Geçmişinden kurtulmak ve devlet gücüne kendini inandırmak kolay bir şey değildi. Eğer dindar kimlikle mutlaka siyaset yapılacaksa ve İslâm’a hizmet etmek samimi olarak isteniyorsa, Bediüzzaman onlara: “Demokratlara yardım edin, muhalif muârız olmayın ve başa geçmeye çalışmayın” diyordu. Şimdiki muktedir olamayışın altında bu ikazları dinlememek yatıyordu. Israr ederlerse, istemedikleri halde daha fazla bedel ödemek zorunda kalacaklardı. Onlarla iman noktasında kardeştik, fakat siyaset cihetinde değil.

Demokrat Misyon bir felsefeydi. Hürriyetçi, medeniyetçi, liberal, muhafazakâr ve demokratlık gibi fikrî temellere oturuyordu. Milleti bölen, ayrıştıran değil, birleştiren ve kaynaştıran bir milliyetçilik anlayışına sahipti. Lâikliği CHP gibi anlamıyor, bilâkis vicdan ve din hürriyetinin teminatı olarak görüyordu. Bu felsefeyi DYP temsil ediyor ve Adalet Partisinin tabanını bölüşüm mücadelesini verdiği ANAP’la birleşip Demokrat Parti ismini almakla isabetli bir tercih yapmış oluyordu. Cumhurbaşkanlığı sürecini iyi yönetemeyen, 184 toplantı yeter sayısına güvenerek DYP ve ANAP’ın desteğine tenezzül etmeyip yardım istemeyen, 367 dayatmasını da öngöremeyen ve şapkadan tavşan çıkarır gibi son saatte adayını söyleyip gelişen olayların altında ezilen, bununla birlikte başarısızlığının suçunu DYP’ye yıkma açık gözlülüğüne tevessül eden iktidarın hatâları Demokrat Misyona yüklenemezdi. Zâten meclise girse bile mevcut sayı yine yetmiyordu. 2004’te iki darbe girişimi ortaya çıkmıştı. Eğer meclis cumhurbaşkanını seçseydi, neler olacağı bizce meçhuldü. Olanda hayır vardı. Halkın seçmesi daha doğruydu. İnşallah bir engelleme olmadan bu gerçekleşirdi. Bediüzzaman’ın ehven-i şer ölçüsünü beğenmeyip, daha iyisini isterken ülkenin düştüğü siyasî durum gerçekten düşündürücüydü.

Siyasette bir hafta uzun bir zaman sayılırdı. Daha seçime yaklaşık iki ay vardı. Merkez sağdaki ittifak bir cazibe merkezi olmuştu. Oynayan taşlar yerine oturuyordu. Üstadın, muvaffakiyetleri için duâ ettiğini söylediği Demokratlar, barajı aşmak değil, belki onu ikiye katlayacaklardı. Yeter ki, biz rahmet-i İlâhiyi celb edecek manevî hizmetlerimizi yapalım, geniş dairelerdeki gelişmeleri Allah lehimize çevirebilirdi. Herkes kendi işine bakmalıydı. Diğer gruplarımızın bu husustaki farklı yaklaşımları ve tercihleri bizi etkilememeliydi. Risâle-i Nur mesleğinin içtimâi ve siyasî hayata bakan ölçülerine sadâkat, bizim için çok önemliydi. Bu da bir imtihan vesilesiydi.

Geniş katılımlı program bu temennilerle sona erdi. Konyalı dostlarımızı gönülden kutluyorum.

30.05.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (23.05.2007) - En büyük kuvvet kaynağı

  (16.05.2007) - Küçük dairedeki büyük vazifeler

  (09.05.2007) - Fedâkârlık

  (02.05.2007) - Hırs duygusu

  (25.04.2007) - Adana ve Antakya konferansları

  (18.04.2007) - Merhamet hissinde ölçü

  (11.04.2007) - Duygular dünyasından şefkat hissi

  (14.02.2007) - Enfüsî tefekkür ve akıl nimeti

  (07.02.2007) - Musibetlerdeki mesaj

  (24.01.2007) - Ödemiş ve Tire ziyaretleri

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004