Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 03 Kasım 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Dünya

 

BM: Nükleer silâhlar engellensin

BM Genel Kurulu silâhsızlanma komisyonu, bütün nükleer silahların kullanıma her an hazır durum düzeyinden çıkarılması çağrısıyla ilgili bir karar tasarısını, ABD, İngiltere ve Fransa’nın itirazlarına karşın kabul etti.

“Bütün nükleer silâhların üst düzey tehlike durumundan çıkarılmasının sağlanması” ile bu silâhlarla ilgili sistemlerin kullanıma hazır durum düzeylerinin düşürülmesi çağrısının yer aldığı tasarı, nükleer güce sahip 3 Batılı ülkenin hayır oyuna karşı, 124 oyla komisyondan geçti.

Tasarı için Çin ile birlikte çoğunluğu NATO üyesi ve Batı ülkesi 34 ülke de çekimser oy kullanırken, Rusya oylamaya katılmadı.

Karar tasarısında, nükleer silâhların kullanıma hazır durumda tutulmasının soğuk savaş döneminin özelliği olduğu belirtilerek, bu dönemin 1990’ların başında sona ermesinden sonra “artan güven ortamı ve şeffaflığın” memnuniyet verici olduğu, ancak “hala birkaç bin nükleer silahın birkaç dakika içinde fırlatılmaya hazır durumda kalmasının” kaygı verici olduğu vurgulanıyor.

Tasarıda, “nükleer silâhların üst düzey alarm durumunda olmasının, bu silâhların kullanılma, hatta kazara ve istemeden fırlatılma riskini artırdığı, bunun da felâkete yol açabileceğine” işaret edilerek, nükleer silahların azaltılması ve kullanıma hazırlık düzeylerinin düşürülmesinin, “nükleer silahsızlanmaya, uluslararası barış ve güvenin korunmasına” katkıda bulunacağı kaydediliyor.

İngiltere’nin silâhsızlanma ve çok taraflı silâhların kontrolü konusundaki temsilcisi John Duncan, ülkesinin karara itiraz ettiğini, çünkü nükleer silahlardan arındırılmış bir dünya için daha fazla baskı konusu bulunduğunu savundu.

Şili, Yeni Zelanda, Nijerya, İsveç ve İsviçre’nin hazırladığı karar tasarısı, nihai oylama için 192 üyeli BM Genel Kuruluna gidecek. Genel Kurul kararlarının yasal bağlayıcılığı bulunmazken, dünya görüşünü yansıtma özelliği bulunuyor.

/ NEW YORK

03.11.2007


 

İşgalin sebebi, ‘yalan’

Amerikan CBS televizyonu, ABD’nin Irak’a askerî müdahalesini haklı gösteren hatalı istihbaratı veren kişinin kimliğinin tespit edildiğini ve bu kişinin Refid Ahmed Elvan adında bir Iraklı olduğunu ileri sürdü.

CBS’in “60 Dakika’’ programındaki haberde, Elvan’ın 1999’da Almanya’daki bir mülteci kampına geldiği ve bu ülkeden sığınma talebinde bulunduğu belirtildi. Habere göre, 2 yıl boyunca Elvan’ın dosyasını inceleyen ‘’60 Dakika’’ yapımcıları, Elvan’ın söylediği gibi biyolojik silâhlar üretilen bir tesiste kimya mühendisi olarak çalışmadığını belirlediler. Elvan’ın sığınma talebinin onaylanması için yalan söylediği kaydedildi. Powell, Irak’a askeri müdahalenin başlangıcından 15 gün önce, 5 Şubat 2003’te yaptığı konuşmada, “Saddam Hüseyin’in biyolojik silâhlara ve daha fazlasını üretecek kapasiteye sahip olduğundan kimsenin şüphesi olmaması gerektiğini’’ söylemişti.

/ NEW YORK

03.11.2007


 

Körfez Konseyinden İran’a teklif

Körfez İşbirliği Konseyi (KİK), bölgedeki nükleer silâhlanma yarışını engellemek amacıyla İran’a zenginleştirilmiş uranyum sağlama önerisinde bulundu.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Suud El Faysal, Middle East Economic Digest’e (MEED) Londra’da verdiği demeçte, İran’a zenginleştirilmiş uranyum sağlanması için bir konsorsiyum kurmayı önerdiklerini belirterek, ‘’Ortadoğu’daki tüm kullanıcılara yönelik bir konsorsiyum kurma çözümünü önerdik. Bu konsorsiyum, ihtiyaçlara göre her bir santrale gereken miktarı dağıtacak ve zenginleştirilmiş uranyumun atom bombası yapımı için kullanılmayacağını garanti edecek’’ dedi.

/ LONDRA

03.11.2007


 

30 senatörden Bush’a İran mektubu

ABD’de 30 senatör, İran’a askeri müdahale için yetkisi bulunmadığını ve yönetimin “kışkırtıcı” söylemi konusundaki endişelerini dile getiren bir mektubu Başkan George W. Bush’a gönderdi.

Başkanlık seçiminin aday adayları Hillary Clinton ile Joseph Biden’ın da aralarında bulunduğu 29 demokrat ve bir bağımsız senatörün imza koyduğu mektupta, sorunun diplomatik yollardan çözülmesi istendi. Senatörler, “İran’a karşı tek yanlı bir askeri müdahale için hiçbir parlamenter izin olmadığının altını çizmek istiyoruz” dediler.

/ ANKARA

03.11.2007


 

“Petrol, Müslümanları tembelleştiriyor”

ABD’de yayımlanan The Washington Post Gazetesi, Irak savaşı başladığında ABD Savunma Bakanı olan Donald Rumsfeld’in, petrol zenginliğinin Müslümanlar’ı tembelliğe itebileceğini söylediğini yazdı, Beyaz Saray ise ABD Başkanı George W. Bush’un bu görüşte olmadığını açıkladı.

The Washington Post, dün Donald Rumsfeld’in özel notlarından kimilerini yayımladı. Haberde, Rumsfeld’in, bakan olduğu dönemde bu notlardan birinde, ‘’petrol kaynaklarının Müslümanlar’ı çalışma gerçeğinden, çabadan ve yatırımdan uzaklaştırdığını’’ yazdığı ve ‘’Genellikle Müslümanlar, fiziksel efor sarfetmeye karşı oldukları için, gençleri işsizken Koreliler ve Pakistanlılar’ı çalıştırıyorlar, işsiz nüfusun radikalliğe kayması da kolay’’ ifadesini kullandığı bildirildi. Rumsfeld’in bu görüşlerinin yayımlanmasının, bakan olduğu dönemde Bush’a en yakın isimlerden biri olması yüzünden Başkan’ı sıkıntıya soktuğu yorumları yapılırken, Beyaz Saray Sözcüsü Dana Perino, ‘’Başkanın görüşünün bu yönde olmadığı’’ yönünde bir açıklamada bulundu.

Perino, ‘’Bu ifadelerle (Araplar ile Müslümanlar’ın) kendilerini hakarete uğramış hissetmelerinin sebebi anlıyorum’’ dedi.

Irak savaşının ‘’en sevilmeyen yüzü’’ olarak görülen Rumsfeld, geçen yıl Kasım ayında görevinden istifa etmişti.

/ WASHINGTON

03.11.2007


 

Nasrallah: Bugün daha güçlüyüz

Lübnan’daki Hizbullah örgütünün lideri Şeyh Hasan Nasrallah, bugün çok daha güçlü olduklarını, İsrail’in ise zayıfladığını öne sürdü.

Nasrallah, Beyrut’un güneyinde yandaşlarına dev bir ekrandan seslendiği ve önceki gece El Manar televizyonunda yayınlanan konuşmasında, “Direniş bugün öncekinden çok daha güçlü, İsrail ise zayıfladı” görüşünü savundu.

Hizbullah lideri, konuşmasında ayrıca savaş istemediklerini belirterek, şunları söyledi:

“Biz kimseyle savaş istemiyoruz. Ancak aynı zamanda kimsenin ülkemize, halkımıza, köylerimize saldırmasına da izin vermeyeceğiz.”

Yerel basında çıkan, “ABD’nin Lübnan’a stratejik ortaklık ve üs kurma teklifinde bulunduğu” iddia edilen haberlere de atıfta bulunan Nasrallah, “Amerikan üslerine ve İsrail işgaline, Lübnan topraklarının lekelenmesine izin vermeyeceklerini” ifade etti. Lübnan hükümeti ve ABD’nin Beyrut Büyükelçiliği, Lübnan medyasında yer alan söz konusu haberi yalanlamıştı.

/ BEYRUT

03.11.2007


 

OBAMA: Seçilirsem İran’a farklı yaklaşacağım

ABD’de Demokratların başkanlık seçiminde aday adayı olan Illinois Senatörü Barrack Obama, seçilirse İran’a yaklaşımının farklı olacağını, bu ülke ile doğrudan ilişki kuracağını açıkladı.

Amerikan medyasında yer alan haberlere göre, Obama Chicago’da bir saat süren bir söyleşide, seçilirse İranlı liderlerle bir araya geleceğini belirterek, Tahran’ın Irak’a karışmaktan vazgeçmesi ve terörizm ile nükleer konularda işbirliği yapması durumunda, “rejim değişikliği” aramadan bu ülkeye ekonomik teşviklerde bulunabileceğini söyledi.

/ ANKARA

03.11.2007


 

Meksikayı sel vurdu

Meksika’da etkili olan son 50 yılın en şiddetli yağışları sebebiyle Tabasco eyaletinde on binlerce kişinin mahsur kaldığı ve kurtarma çalışmalarının sürdüğü belirtildi.

Meksika Devlet Başkanı Felipe Calderon, önceki gece televizyonda yayınlanan konuşmasında, durumun “olağanüstü ağır” olduğunu ifade ederek, “Ülkemiz tarihindeki en kötü felaketlerden biri” diye konuştu. Tabasco Valisi Andres Granier, 2,1 milyon nüfuslu eyaletin yarısından fazlasının felaketten etkilendiğini açıkladı.

/ MEKSİKO

03.11.2007


 

Hiroşima katili öldü

Japonya’nın Hiroşima kentine atılan tarihin ilk atom bombası, 6 Ağustos 1945’te bir anda 140 binden fazla insanın ölümüne yol açmıştı.

O zamanlar yarbay olan Paul Tibbets, Amerikan B-29 bombardıman uçağı Enola Gay’in pilotu, ‘’Little Boy’’ adlı ilk atom bombasını, Japonya’nın hayati askeri merkezlerinden biri olan Hiroşima’ya atmıştı. Paul Tibbets, dün 92 yaşında öldü. Attığı 13 ila 16 kiloton gücündeki bomba, 15 bin ton TNT’nin yol açabileceği patlamayla kenti yoketti, yakındaki insanların da yüzde 80’ini öldürdü. Yaklaşık 2 aydır çeşitli hastalıkların giderek kötüleştirdiği sağlık durumu sebebiyle dün ölen Paul Tibbets’in, ‘’protesto yerine dönüşeceği’’ kaygısıyla, özel bir cenaze töreni ve mezar taşı istemediği açıklanmıştı.

/ CHICAGO

03.11.2007


 

Vietnam’da din özgürlüğü yaygınlaşıyor

Vietnamlı Hıristiyan bir misyoner, Vietnam Din İsleri başkanlığından aldığı resmî misyonerlik kurum belgesi ile bu konuda yeni bir dönemin başlamasını sağladı.

51 yaşındaki Rahip Nguyen Toi aldığı bu belge ile bu yolu takip eden her misyonerin artık rahatlıkla faaliyetlerini yürütebileceğini söyledi. Dinî faaliyetler konusunda günümüze kadar katı bir politika yürüten hükümet yetkilileri, Vietnam’ın dinî özgürlüğün yaşandığı bir ülke haline geleceği açıklamasında bulundu.

/ HOCHİMİNH

03.11.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri