- Kaldığımız yerden devam edelim Hakan efendi. Enver Paşa’yı canla başla savunuyordun, bakalım Sarıkamış faciası için ne diyeceksin? Enver Paşa’nın maceraperestliği ve kafasızlığı yüzünden 90 bin askerimiz orada bir tek kurşun bile atmadan soğuktan dondu…
- Sen Çarlık Rusya’sının propaganda bakanı mısın?
- Hı?
- 90 bin efsanesi o günlerin Rus propagandasından geliyor. Propaganda bir yana; Rus generali Maslovski’ye göre ölen Osmanlı askerlerinin sayısı 23 bindir ve bu sayıya Hamamlı’daki esir Rus esir kampında can veren 5 bin askerimiz de dahildir. Düşman general 23 bin derken senin 90 bin demem biraz tuhaf değil mi? “Tek kurşun atmadan” teranesine gelince: Bu konuda zır cahilsin. Ordumuz Ruslarla birçok çatışmaya girmiş ve önemli başarılar elde etmiştir. Türk ve Alman askeri otoriteleri, Enver Paşa’nın hazırladığı harekât planının mükemmel olduğunu, başarısızlığın büyük ölçüde bu plana uyulmamış olmasından kaynaklandığını ifade ediyorlar. Mesela 10. Kolordu’nun Oltu’dan kuzeye sapmadan Sarıkamış üzerine yürümesi ve 25 Aralık’ta (1914) orada 9. Kolordu’yla birleşmesi gerekiyordu. Albay Hafız Hakkı Bey bu emri dinlemedi, Allahuekber Dağları üzerinden gitmeyi tercih etti. Birliklerimiz orada tipiye yakalanınca da 10. Kolordu’nun Sarıkamış önlerine intikali 4 gün gecikti. Buna rağmen zafer kazanabilirdik. 25 Aralık gecesi 10. Kolordu’nun yardımı olmadan Ruslara ağır zayiatlar verdiren ve onları Sarıkamış’a çekilmeye zorlayan -hatta Sarıkamış’tan da çekilme hazırlıkları yapmaya zorlayan- 9. Kolordu o gece Sarıkamış’a taarruz etseydi, Allah-u Alem, zafer bizim olacaktı. Enver Paşa ısrarla bunu söylüyordu. ‘Baskın basanındır, Sarıkamış’a hemen bu gece girelim, yarın çok geç olabilir’ diyordu. Ne var ki 9. Kolordu’nun komutanları Enver Paşa’yı dinlemeyip ertesi günü beklemeyi tercih ederek Sarıkamış’taki zayıf Rus kuvvetlerinin takviyesine imkân tanıdılar ve 11. Kolordu da takviyenin önüne geçmekte yetersiz kalınca zafer gerçekleşemedi. “Enver Paşa’nın aceleciliği” deyip duruyorlar ya; keşke onun aceleciliğine ayak uydurulmuş olsaydı. Nevzat Kösoğlu hocamızın kitabından (“Şehit Enver Paşa”) okuyalım: “Rus harp tarihçilerinin de ittifak ettikleri gibi, o gece Sarıkamış’a girilmemesi, savaşın yönünü değiştirdi. Artık sabah saatlerinde Rusların takviye birlikleri Sarıkamış’a girmeye başlamıştı. Rus general Maslovski diyor ki. ‘29. Tümenin Sarıkamış’a hücum etmemek suretiyle vakit kaybetmesi bizim için gerekli olan zamanı kazandırmıştır…’”
- Ne olursa olsun, başarısızlığın sorumlusu, Osmanlı ordularının fiili başkomutanı konumundaki Enver Paşa değil midir?
- Enver Paşa’nın torunu Osman Mayatepek’in sözleriyle cevap vereyim: “Sarıkamış felâketinin sorumluluğu Osmanlı ordularının fiili başkumandanı Enver Paşa’ya ait ise, Çanakkale Zaferi’nin şerefi de aynı şekilde ona aittir. Zira her iki muharebe sırasında, ordunun başkumandanı odur!” Bir iktibas da Ahmet Özcan’dan: “Tarih, yenenlerin lehine yazılır ve ayakta kalanlar ölenleri suçlar. Hiç kimse de gerçeği merak etmez. Artık dışarıda kazanan İngiltere’nin, içerde ise İttihatçıların tasfiyesi sonrası egemen olanların kendilerine yonttukları bir tarih vardır. Artık ‘Enver’ deyince “Sarıkamış’ta 90 bin asker” yalanı tekrarlanır. Gerçekte 26 bin askerimiz şehit olmuştur ve bunun sorumlusu Enver ya da başkası değil, Savaşın acımasız gerçekliğidir. Çanakkale, zaferle bittiği için orada 250 bin şehidden gururla bahsedilir. Ama ‘Sarıkamış’ta soğuk ve hastalığa yenilip kayıp verince, herkes abartılı rakamlarla ve askeri strateji uzmanı edasıyla yalanlara sarılır…”
- Ne yani, Enver Paşa el attığı her işi yüzüne gözüne bulaştırmadı mı? Yalan mı bu?
- Yuh be kardeşim! Trablusgarp’ta istiklal meşalesini başarıyla ateşlemedi mi Enver Paşa? Başına üvey kardeşi Nuri Paşa’yı geçirdiği Kafkas İslam Ordusu’yla Azerbaycan ve Dağıstan’da destan yazmadı mı? İngilizleri, Bolşevikleri ve Ermeni çetelerini hallaç pamuğu gibi atarak Bakü’yü fethetmedi mi? Azerileri Şaumyan rejiminin soykırımından kurtarmadı mı? Selman Mümtaz o şiiri durduk yerde mi yazdı?
- Hangi şiiri?
- Şu şiiri: Müselman gayretin çekdin, gözetdin Türkün namusun, / Dağıtdın haver-i İslamdan küffar kabusun. / Mesacidden dilerdi Rus asa öz nehs nakusun, / Güneşden parlak amalın olup Şark ehline ezher, Yaşa, ey gazi-yi azam, yaşa, ey muhteşem Enver!
Yeni Şafak, 10.5.2008
|