Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 24 Mayıs 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kariyer

Derdi olmayanın değeri de olmaz

Tanımları farklı kişi, zaman, zemin ve şarta bağlı olan kavramlardan biri de “DERT” tir.

Herkesin bir derdi var. San’ata, edebiyata, şiirlere ve şarkılara konu olmuştur “dert”

Dert, denilince belâ olarak da anlaşılmaktadır. Belâ ve musibet için de dert denilir.

Burada “dert” kavramını ele almamızdaki maksat insanların sorumluluk derecelerini sorgulamaktır.

İnsanın sorumluluk sınırları kadar derdi vardır. Sıfır sorumluluk, sıfır dert demektir ama pratikte mümkün değildir. Mutlaka her insanın bir derdi vardır ve olmalıdır.

İnsanın sorumluluğu yaratılışından itibaren başlamaktadır.

DERDİN KALİTESİ

Her işte kalite aranır da derdin kalitesi aranmaz mı? Elbette derdin de kalitelisi vardır.

Derdin kalitesi insanın da kalite ve değer göstergesidir.

Sorumluluk sınırları ile derdin derecesi ile orantılıdır demiştik.

Bir insanın en düşük sorumluluk sınırı ve seviyesi biyolojik hayatını devam ettirme konusudur. Yani hayatın devamı için yeme içme, barınma gibi temel ihtiyaçlar. Halk ve avam dilinde “Ekmek derdi” başlığı altında ifade edilmektedir.

İnsanın en düşük veya nötr olarak değerlendirilebilen seviyesidir.

Halbuki insan, “eşref-i mâhlûkat” olarak yaratılması, Cenâb-ı Hakk’ın bütün esmasına ayine olarak yaratılması, sınırsız, istidat ve kabiliyetlerle donatılması, sorumluluk sınırı mutfak ve tuvaletin gerekleri dışında olmasını gerektiriyor.

“İlim ve duâ vasıtasıyla taammül ve tekâmül” sorumluluğu vardır.

İlim sahibi olmak, kâinat kitabını okumak, insanları okumak, anlamak, yaratıcının marziyatı denilen razı olduklarını öğrenmek gibi daha çok sorumlulukları var.

Akıl ve hayal dürbünü ile görebildiği, tahmin edebildiği, geleceği, vizyonu kadar sorumluluk sınırları var.

Sorumluluk sınırları iç içe daireler örneği, en merkezde kalp ve midenin görevleri var.

Dikkat edilirse kalp ve mide dairesi eşdeğer sorumluluk derecesinde belirtilmiş.

Bunun anlamı, emanet verilen hayatı devam ettirmek, kalbin ilgi ve sorumluk alanına giren “şefkat” in de gereğini yerine getirmek.

Yine aklın ve kalbin eşdeğer sorumluluk alanına giren” acz, fakr, şefkat ve tefekkür” yolunun gereklerini öğrenmek ve gereğini yerine getirmektir.

Sadece benim maddî ve mânevî hayatım diyerek “ben merkezli” dar düşünce sahiplerinin “dert” kalitesi de düşüktür.

Dert kalitesinin en üst derecesi; önce peygamberler, sonra derecelerine göre mânevî makama göre insanlığın yıldızlarının hayatlarıdır. Çok sıkıntı ve meşakkat çekmişlerdir. Yaşadıkları sıkıntı ve meşakkatlerde kendi hayatlarının derdi yoktur.

“Gözümde ne cennet sevdası var ne cehennem korkusu. Cemiyetin imanını selâmette görürsem cehennemin alevleri arasında yanmaya razıyım. Vücudum yanarken gönlüm gül gülistan olur……..” diyen Bediüzzaman’ın derdi en kaliteli derde örnektir.

“Bir insanın kıymeti hedef ittihaz ettiği şeyin kıymeti nisbetindedir”

Yani insan neyi dert edinmişse değeri de o kadardır.

Başarıya yüklenen anlam da derdin kalitesine yüklenen anlam ile aynıdır.

Başarı ile derde deva olabilmek birbirini tamamlayan kavramlardır.

Hangi derde deva ise o kadar başarı demektir.

Medeniyet fantaziyelerine düşkünlük, rahat arayışı, günlük koşuşturmalar, arasında “dert ve dâvâ” gürültüye gitmektedir. Dikkatli ve farkında olalım. Derdi ve dâvâsı olmayanın değeri de olmaz.

Dursun SİVRİ

24.05.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA
Download

Kutlu Doğum Haftası Pdf

Başlıklar

  İç kabuktan iyi

  BEYNİMİZİN VERİ TABANLARI

  Derdi olmayanın değeri de olmaz

  YASEM ARGE

  YASEM AJANDASI 24 MAYIS 2008/21

© Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır