|
|
|
Millet yasağı unutmadı |
GFK Türkiye’nin yaptığı ‘’tüketici güven endeksi’’ araştırmasına göre, tüketiciler, başörtüsü sorununu, AKP’nin kapatılma dâvâsını, ekonomiyi ve terör sorununu son bir ay içerisinde Türkiye’nin gündemindeki en önemli olay veya konu olarak belirtti.
Araştırmaya göre, bu yılın Mayıs ayında 70,2 olan Tüketici Güven Endeksi Haziran’da tekrar düşüş eğilimine girdi. Buna göre, Haziran’da tüketici güven endeksi 3,8 puan azalarak son 12 aydaki en düşük seviye olan 66,4’e geriledi. Tüketiciler, ‘’başörtüsü sorununu, AK Parti’nin kapatılma dâvâsını, ekonomiyi ve terör sorununu’’ son bir ay içerisinde Türkiye’nin gündemindeki en önemli olay veya konu olarak belirtti. Araştırmaya göre, ülke içinde yaşanan siyasî gelişmeler de tüketici güveninin azalmasında etkili unsurlar olarak öne çıktı. Tüketici güven endeksi Ocak ayında 87,8, Şubat ayında 79,7, Mart ayında yüzde 72,2, Nisan ayında 70,6, Mayıs ayında 70,2 olarak gerçekleşti. Bu da yılın başından bu yana düşüş eğiliminin sürdüğünü ortaya koydu. Söz konusu endeks geçen yılın Haziran ayında 90 puan seviyesindeydi.
|
/ ANKARA
07.07.2008
|
|
|
METRİS CEZAEVİNE KONULDULAR |
Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı emekli orgeneral Şener Eruygur ile emekli orgeneral Hurşit Tolon, Metris Cezaevi’ne götürüldü. Eruygur ve Tolon, TCK’nın 312 ve 314/1. maddeleri kapsamında tutuklanmışlardı. TCK’nın 312. maddesi, “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırma”, 314/1. madde ise “silâhlı örgüt kurmak ve yönetmek” suçunu düzenliyor.
‘’Ergenekon’’ soruşturması kapsamında mahkemeye sevk edilen Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı emekli orgeneral Şener Eruygur ile emekli orgeneral Hurşit Tolon tutuklandı. Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’nde, tutuklanmaları talebiyle İstanbul Nöbetçi 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sevk edilen emekli orgeneral Eruygur ile emekli orgeneral Tolon’un sorguları tamamlandı. Mahkeme, Eruygur ile Tolon’un tutuklanmasına karar verdi. Eruygur ve Tolon, Metris Cezaevi’ne konuldu.
Eruygur ve Tolon’un, savcılıkça, TCK’nın 312 ve 314/1. maddeleri kapsamında tutuklanmaları istemiyle mahkemeye sevk edildikleri belirtildi. TCK’nın 312. maddesi, ‘’cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs eden kimseye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir’’ hükmünü içeriyor. 314/1. madde ise ‘’silâhlı örgüt kurmak ve yönetmek’’ suçunu düzenliyor.
Soruşturması kapsamında son olarak gözaltına alınan 21 kişiden ATO Başkanı Sinan Aygün, emekli Albay Hasan Atilla Uğur, Osman Gürbüz, Barbaros Hayrettin Altıntaş, İbrahim Özcan, Birol Başaran, Durmuş Ali Özoğlu ve Kemal Aydın da daha önce tutuklanmıştı. Soruşturmanın önceki safhasında da emekli Tuğgeneral Veli Küçük ve İP Genel Başkanı Doğu Perinçek’in de aralarında bulunduğu 48 kişi tutuklanmıştı. Böylece, ‘’Ergenekon’’ soruşturması kapsamındaki tutuklu sayısı 58’e yükseldi.
KUDDUSİ OKKIR VEFAT ETTİ
Bu arada ‘’Ergenekon soruşturması’’ kapsamında tutuklandıktan sonra sağlık sorunları sebebiyle tahliye edilen işadamı Kuddusi Okkır, tedavi gördüğü Edirne’deki Trakya Üniversitesi (TÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi Medikal Onkoloji Bölümünde öldü. Eşi Kuddusi Okkır’ın dün sabah saat 06.00 sıralarında öldüğünü belirten Sabriye Okkır, TÜ Tıp Fakültesi Hastanesinde işlemleri tamamladıktan sonra eşinin cenazesini İstanbul’a götüreceğini kaydetti.
Okkır, eşinin bir süreden bu yana kanser tedavisi gördüğünü bildirdi.
|
/ İSTANBUL
07.07.2008
|
|
|
Atalay: Ortada birbiriyle irtibatlı örgüt var |
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Ergenekon soruşturmasında iddianame sürecinin devam ettiğini belirterek, “Birbiriyle irtibatlı bir örgüt ortada. Şu anda bu soruşturmayla ilgili genel kanaat bu şekilde diyebilirim” dedi.
Atalay, Kanal 7 Televizyonu’nda yayımlanan “Başkent Kulisi” programına katılarak gündeme ilişkin soruları cevapladı. “Ergenekon” soruşturmasına ilişkin genel değerlendirmesinin ne olduğunun sorulması üzerine Atalay, konunun “yargının elinde yürüyen bir iş” olduğunu söyledi. Yargı sürecinde bir konu olduğu için hükümet olarak bu konuda konuşmadıklarını, değerlendirmede bulunmadıklarını söyleyen Atalay, “Ama bunun belli kısımlarını Bakanlığımız birimleri, Emniyet Teşkilâtı yerine getiriyor” dedi. Emniyet birimlerinin savcıların da başında bulunduğu adlî bir görevi yerine getirdiğini hatırlatan Atalay, titiz davranma konusunda birimlerin sürekli uyarıldığını ve bu konuya özen gösterdiklerini kaydetti. İddianame sürecinin devam ettiğini hatırlatan Atalay, “Birbiriyle irtibatlı bir örgüt ortada. Şu anda bu soruşturmayla ilgili genel kanaat bu şekilde diyebilirim” diye konuştu.
|
/ ANKARA
07.07.2008
|
|
|
Gül: Soruşturma normal seyrinde işler |
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ‘’Ergenekon’’ soruşturması kapsamındaki gelişmeleri, ‘’Her şey tabiî ki kendi prosedürü içerisinde, Anayasamız, kanunlarımız, geleneklerimiz çerçevesinde devam eder’’ şeklinde değerlendirdi.
Gül, Astana’dan Türkiye’ye hareketinden önce konakladığı Rixos Otel’de ziyaretini izleyen Türk basın mensuplarıyla bir araya geldi. Bir gazetecinin ‘’Ergenekon’’ soruşturması kapsamında gözaltına alınan orgeneraller Şener Eruygur ve Hurşit Tolon ile ATO Başkanı Sinan Aygün’ün tutuklandıklarını hatırlatarak, ‘’Son gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ’un Genelkurmay Başkanlığı görevine erken başlaması söz konusu olabilir mi?’’ sorusu üzerine, ‘’Siz de tahmin edersiniz ki bu konularda konuşmamı beklemezsiniz. Gazeteci olarak siz soracaksınız tabiî ki. Her şey tabiî ki kendi prosedürü içerisinde, anayasamız, kanunlarımız, geleneklerimiz çerçevesi, içerisinde devam eder’’ dedi.
|
/ ASTANA
07.07.2008
|
|
|
Abant Platformu: Her türlü şiddete red |
Abant Platformu’nun “Kürt Sorunu: Barışı ve Geleceği Birlikte Aramak” konulu 17. toplantısının, sonuç değerlendirmesinde, “Her türlü şiddetin ve şiddet içeren yöntemlerin mutlak olarak reddedilmesini, Kürt sorununun çözümü için vazgeçilmez bir ön şart addediyoruz”
Bolu Abant Palace Otel’de iki gün süren toplantıların ardından hazırlanan bir bildiri yayınlamak üzere toplanan düzenleme kurulu üyeleri, açıklanacak olan metnin ‘’sonuç değerlendirme’’ olarak adlandırılmasını kararlaştırdı. Prof. Dr. Mete Tunçay, Altan Tan ve Prof. Dr. Mümtazer Türköne tarafından açıklanan sonuç değerlendirme metninde, ‘’Kürt sorununun Türkiye’nin öncelikli ve en önemli sorunlarından biri olduğu’’ savunuldu. Apant Platformu Düzenleme Kurulu Üyesi Altan Tan tarafından okunan metinde, sorununun çözüm yoluna girmesinin, sağlıklı bir diyalog ortamının oluşması, ön yargıların yıkılması ve karşılıklı güvenin tesis edilmesine bağlı olduğu kaydedilerek, platformun amacının çözüm için elverişli bir iklim, dil ve zeminin oluşmasına katkıda bulunmak olduğu aktarıldı. Sonuç değerlendirmesinde, şu ifadelere yer verildi: “Temel prensip olarak, açık bir şiddet çağrısı içermedikçe her fikrin serbestçe ifade edilebilmesini ve tartışılmasını savunuyor; farklı düşünen bütün kişi ve grupların fikirlerini beyan etme hakkına herkesten saygı bekliyoruz. Her türlü şiddetin ve şiddet içeren yöntemlerin mutlak olarak reddedilmesini, Kürt sorununun çözümü için vazgeçilmez bir ön şart addediyoruz.”
|
/ ABANT
07.07.2008
|
|
|
Soylu: İki partinin kavgasını izliyoruz |
Demokrat Parti Genel Başkanı Süleyman Soylu, onlarca sorun varken, biri manevî değerler, diğeri laiklik ve Cumhuriyet değerleri üzerinden politika yapan iki partinin kavgasının izlenildiğini söyledi.
DP Keçiören İlçe Kongresinde konuşan Soylu, AKP’nin milletten emaneti devralırken, ‘’demokrasi’’, ‘’ekonomik iyileştirme’’, ‘’uzlaşma’’ ve ‘’dış politikada prestij’’ eksenlerinden hareketle bazı sözler verdiğini ifade ederek, ‘’Ondan sonra ne oldu? Hükümet, demokrasiye duvara toslattırdı’’ dedi. Soylu, şöyle devam etti: ‘’Ekonomi, büyük bir bunalımla karşı karşıya. Esnaf odalarından tutun, küçük esnafa kadar herkes ağlıyor. Dış politikada zaten ne haldeyiz herkes biliyor. Üniversiteler bir tarafa, sivil toplum örgütleri bir tarafa, yargı bir tarafa savruldu. AKP, insanların birbirine şüpheyle baktığı bir tabloyu ülkenin önüne koydu. Bu ülkede, çözüm üretilmesi gereken ödemeler dengesindeki bozukluklar, Kıbrıs, İran, Irak sorunları gibi onlarca sorun varken, biz biri manevî değerler, diğeri laiklik ve Cumhuriyet değerleri üzerinden politika yapan iki partinin kavgasını izliyoruz. Mesele, ülkede yaşayan insanların geleceklerine sahip çıkması meselesidir.’’
|
/ ANKARA
07.07.2008
|
|
|
Başbakanlık tezkeresi Meclis gündeminde |
TBMM, bu hafta da mesaisini sürdürecek. TBMM Genel Kurulunun yarınki oturumunda, Lübnan’da, Birleşmiş Milletler UNIFIL bünyesindeki Türk askerinin görev süresinin, 5 Eylül 2008 tarihinden itibaren 1 yıl daha uzatılması için Hükümete izin verilmesini öngören Başbakanlık tezkeresi ele alınacak. Genel Kurulda, Elektrik Piyasası Kanununda değişiklik yapılmasını öngören tasarı da görüşülecek.
Tasarıya göre, üretim lisansı alıp faaliyet göstermeyen kişilerin lisansı iptal edilecek, özel sektör şirketlerinin piyasada sahip olduğu pay, piyasada bir önceki yılda tüketilen toplam elektrik enerjisi miktarının yüzde 10’unu geçemeyecek. Bayındırlık ve İskân Bakanlığına, enerji yatırımlarıyla ilgili imar planları konusunda yetki verecek olan tasarı, iskânı alınmamış binalara, geçici olarak elektrik ve su bağlanmasını da öngörüyor. Genel Kurulda ayrıca, uluslar arası sözleşmeler görüşülecek.
|
/ ANKARA
07.07.2008
|
|
|
Tarım ilâçları da reçeteyle satılacak |
Türkiye Ziraatçılar Derneği Genel Başkanı İbrahim Yetkin, Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yürütülen çalışma çerçevesinde 1 Ocak 2009 tarihinden itibaren tarım ilâçlarının reçete ile satılacağını bildirdi.
Yetkin, İçkale Otel’de düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’de zirai mücadelede bin 250 çeşit ilâç kullanıldığını belirterek, bu ilâçların önerilen zaman ve dozda kullanılmadığı takdirde insan sağlığına kalıcı zararlar verebildiğine vurgu yaptı. Yaşanan ana sorunun “uygulamada” kendini gösterdiğini belirten Yetkin, “son ilâçlama ile hasat arasındaki sürelere uyulmuyor, ilâçlama yapılıyor. Ayrıca ilâçlar karıştırılarak kullanılıyor. Bu durumda, kalıntı süresi uzun ve kısa ilâçlar birbirine karışıyor” dedi. Eylem planı uyarınca yılbaşından önce yönetmelik yayımlanacağını da belirterek, 1 Ocak 2009 tarihi itibariyle ziraî ilâçların tamamının reçete ile satılacağını bildiren Yetkin, reçetenin, Tarım Bakanlığı Koruma Kontrol Genel Müdürlüğü elemanları, tarım danışmanları ve ziraat fakültelerindeki öğretim elemanlarınca yazılabileceğini söyledi.
|
/ ANKARA
07.07.2008
|
|
|
Şırnak’ta 1 terörist yakalandı |
Şırnak’ta güvenlik güçlerince bir terörist yakalandı. Güvenlik güçlerince icra edilen arama ve tarama faaliyeti esnasında terör örgütü mensuplarına ait 160 kilogram muhtelif gıda maddesi, bir başka faaliyet sırasında ise 1 adet el bombası ele geçirildi.
Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde yer alan terörle mücadeleye ilişkin duyuruya göre, güvenlik güçleri, Şırnak’ın Silopi ilçesinde önceki gün 1 teröristi yakaladı. Şırnak’ın dağlık arazi kesiminde güvenlik güçlerince icra edilen arama ve tarama faaliyeti esnasında terör örgütü mensuplarına ait 160 kilogram muhtelif gıda maddesi, bir başka faaliyet sırasında ise 1 adet el bombası ele geçirildi. Tunceli’nin dağlık arazi kesiminde de 50 adet Kaleşnikof piyade tüfeği mermisi bulundu.
|
/ ANKARA
07.07.2008
|
|
|
Yurt dışındaki kültür varlıkları eşgüdümle korunacak |
Yurt dışındaki taşınmaz kültür varlıklarıyla ilgili çalışmaları yürütmek amacıyla “Yurt Dışındaki Kültür Varlıkları Eşgüdüm ve Yönlendirme Kurulu” kuruldu.
Başbakanlık’ın, “Yurt Dışındaki Kültür Varlıklarımızın Restorasyonu” konulu genelgesi, Resmî Gazete’nin dünkü sayısında yayımlandı. Genelgeye göre, bu itibarla, yurt dışındaki taşınmaz kültür varlıklarıyla ilgili yürütülecek çalışmalarda kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum örgütleri arasında iş birliği ve koordinasyonu sağlamak, strateji geliştirmek ve restorasyon faaliyetlerini yönlendirmek amacıyla, Yurt Dışındaki Kültür Varlıkları Eşgüdüm ve Yönlendirme Kurulu teşkil edildi.
|
/ ANKARA
07.07.2008
|
|
|
‘’Medeniyetler İttifakı”nı Aydın yürütecek |
‘’Medeniyetler İttifakı Projesi’’ni, Devlet Bakanı Mehmet Aydın yürütecek. Konuya ilişkin Başbakanlık’ın ‘’Görev Dağılımı’’ konulu genelgesi, Resmî Gazete’nin dünkü sayısında yayımlandı.
Genelgede, ‘’Başbakanlığa bağlı olan veya Başbakanlıkla ilgilendirilen kuruluşlar ile hükümet üyeleri arasındaki görev dağılımına ilişkin genelgede belirtilen görevlere ilâve olarak; 11 Nisan 2008 tarihli genelge ile uygulamaya konulmuş bulunan ‘Medeniyetler İttifakı Projesi’nin yürütülmesi görevinin, Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın tarafından yerine getirilmesinin uygun görüldüğü’’ belirtildi.
|
/ ANKARA
07.07.2008
|
|
|
Çocuklar "sevgi" bekliyor |
Ankara Vali Yardımcısı Mehmet Kurdoğlu, çocuk yuvası ve yetiştirme yurtlarında barınan çocukların her türlü ihtiyacının devlet tarafından en iyi şekilde karşılandığını belirterek, ‘’Çocukların en büyük gereksinimleri, sevgi ve ilgi görmek’’ dedi.
Kurdoğlu, başşehirde Sincan, Çankaya, Yenimahalle ve 2’si de Keçiören’de olmak üzere 5 çocuk yuvasında 0-12 yaş arası 457, Çankaya, Yenimahalle, Etimesgut ve Keçiören’deki 4 yetiştirme yurdunda ise 13-18 yaş grubu 264 çocuğun barındığını bildirdi.
Mehmet Kurdoğlu, korunmaya muhtaç çocuklara, aynî ve nakdî yardım, koruyucu aile, evlât edindirme, aile yanında bakım, çocuk yuvaları, sevgi evleri, çocuk evleri, çocuk ve gençlik merkezleri ile hizmetler verildiğini belirtti.
Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü bünyesinde faaliyet gösteren kurumun, çocuğun her türlü şiddet, ihmal ve istismardan korunması konusunu 3 boyutta ele aldığını bildiren Kurdoğlu, şöyle devam etti:
‘’Birinci olarak çocuk haklarının toplum içinde izlenmesi ve desteklenmesi, gerekirse koruyucu, destekleyici hizmetlerle çocuğun ailesinin yanında korunması ve bakımının sağlanması hedefleniyor. İkinci olarak, aile ortamında bakılamayan çocuklar kurum bakımına alınıyor. Kurum bakımının olumsuzluklarının giderilmesi için koğuş sisteminden ev tipi kuruluşlara geçilmektedir. Üçüncü olarak ise koruma altında bulunan çocukların aileleriyle meslekî çalışma yapılmak suretiyle koruyucu, destekleyici hizmetlerle aile yanına dönüşleri sağlanıyor.’’ Kurdoğlu, çocuk yuvası ve yetiştirme yurtlarında barınan çocukların her türlü ihtiyacının devlet tarafından en iyi şekilde karşılandığını bildirdi.
PSİKOLOJİLERİ BOZULUYOR
Çocukların, yaş ve cinsiyet farkı gözetmeksizin en büyük ihtiyaçlarının ‘’sevgi ve ilgi görmek’’ olduğunu belirten Kurdoğlu, vatandaşlardan, düzenli olarak ayın ya da haftanın belirli bir gününü, yetiştirme yurtlarında ve yuvalarda barınan çocuklara ayırmalarını ve sevgilerini göstermelerini beklediklerini ifade etti. Kurdoğlu, ‘’Ancak bunun kesintiye uğramaması lâzım. Çünkü buna alışan çocuklarımız, bekledikleri ve bağlandıkları kişiler gelmediği zaman üzüntü duyuyorlar ve psikolojileri olumsuz etkileniyor’’ diye konuştu.
|
/ ANKARA
07.07.2008
|
|
|
Denize düşen adam bu projeye sarılacak |
Sakarya Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüseyin Ekiz, gemilerden denize düşen kişinin hemen fark edilmesi için proje geliştirdiklerini söyledi.
Proje Yürütücüsü Prof. Dr. Ekiz, SAÜ tarafından hazırlanan ‘’Kablosuz Algılayıcı Ağlarla Bir Acil Tespit, Kurtarma Sistemi Tasarımı ve Uygulaması Projesi’’nin Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca, San-Tez Destekli Projeler arasında kabul edildiğini belirtti.
Ekiz, projenin temel amacının, deniz taşıtlarından denize ‘’adam düşmesi’’ durumunda yer tesbiti ve acil yardım prosedürlerinin otomatik ve olabildiğince hızlı işletilmesini sağlamak olduğunu belirtti. Ekiz, San-Tez projelerinin sanayicilerin Ar-Ge’ye dayalı ihtiyaçlarının, üniversite sanayi işbirliğiyle, üniversite bilimselliği kapsamında çözüme kavuşturulması olduğunu kaydederek, hazırladıkları projenin bu kapsamda destekleneceğini ifade etti.
Projenin 18 aylık bir dönemde, akademisyenlerden ve uygulayıcı durumundaki Barbaros Denizciler Derneğinden oluşan ekip tarafından 93 bin 295 YTL bütçe ile gerçekleştirileceğini kaydeden Ekiz, şunları söyledi: ‘’Yayınlanan istatistiklere göre, gemilerde mürettebattan farkında olmadan denize düşen oluyor. Personelin denize düştüğünü kimse görmeyince ölüme terk edilmiş oluyor. Bu durum genelde sonradan anlaşılıyor. Ve en çok aşçıların düştüğü tesbit edilmiş. Herhangi bir tedbir alınmadığı için düştüğü de fark edilmiyor. Bu olaya bilimsel olarak Denize Adam Düşme deniliyor. Fark edilmediği için kurtarma imkânı olmuyor. Bunun fark edilmesi için bir proje hazırladık.’’
|
/ SAKARYA
07.07.2008
|
|
|
AB üyeliği, iç politikaya malzeme yapılmasın |
Almanya Savunma Bakanlığı Müsteşarı ve Türkiye-Almanya Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı Thomas Kossendey, Türkiye’nin AB üyeliği konusunun Türkiye’de iç politikaya malzeme yapılmaması gerektiğini söyledi.
Kossendey, Deutsche Welle (DW) Radyosunun Türkçe servisine verdiği demeçte, ‘’Sizin partinizden, yani Hristiyan Demokrat Birlik Partisi’nden (CDU) Türkiye’nin AB üyeliğine karşı sesler yükseliyor. Siz Türkiye’nin tam üyeliğine nasıl yaklaşıyorsunuz?’’ sorusuna şu karşılığı verdi:
‘’Öncelikle şunu belirtmek istiyorum: Türkiye’yi AB yolunda destekleyeceğimiz, resmi olarak hükümet protokolünde yer alıyor. Sonunda Türkiye’ye Avrupa yolunda ne olacağı sorusunun ikinci planda kaldığını düşünüyorum. Türkiye’ye sonunda ne olursa olsun AB yolunda yapıcı bir destek vermek için çaba harcamamız gerektiğini düşünüyorum. Türkiye Avrupa için ne ifade ediyorsa, Avrupa da Türkiye için o anlama geliyor ve bu konu, iç politikaya ilişkin tartışmalara malzeme yapılmasından çok daha önemli.’’
Dış politikaya ilişkin konuların iç politikada malzeme yapılmasının bugüne kadar hiçbir işe yaramadığını kaydeden Kossendey, ‘’Bence müzakerelere devam edilmeli, süreç işlemeli. Eski Dışişleri Bakanı Joschka Fischer ve eski Başbakan Gerhard Schröder’in de söylediği gibi, 10 ile 15 yıl sonra Türkiye ve Avrupa için neyin iyi olacağı sakince bir kez daha düşünülmeli. Ancak AB yolunda hukuk sistemi, ekonomi, bilim, araştırma, çevre alanında yapılacak reformlara devam edilmesi gerektiğine inanıyorum. Çünkü, bu reformlar Türkiye için önemli, Türkiye ile Avrupa arasında işbirliği için önemli’’ diye konuştu.
Türkiye’nin içinde bulunduğu durumun AB ile ilişkilerini nasıl etkileyeceğinin sorulması üzerine de Kossendey, ‘’Sizin de bildiğiniz gibi, AB içinde Türkiye’nin AB sürecine kuşkuyla yaklaşan siyasi güçler var. Türkiye’nin iç siyasetinde yaşanan gelişmeler, bu kuşkuyu artıracaktır. Türkiye’de tam üyelik yerine başka bir yol deneyelim diyeceklerdir. Örneğin Avrupa ile özel bir ortaklık’’ dedi.
|
/ Berlin
07.07.2008
|
|
|
Gezi Eki Pdf
|
|
|
|
|