"Gerçekten" haber verir 10 Temmuz 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Aile

Kene sadece KKKA bulaştırmıyor

Türkiye’de son yıllarda onlarca insanın ölümüne neden olan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığıyla gündeme gelen kenelerin, romatizma benzeri şikâyetlerle kendisini gösteren ‘’Lyme’’ ve daha birçok enfeksiyona da sebep olduğu bildirildi.

ULUDAĞ Üniversitesi (UÜ) Veteriner Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Levent Aydın, şu anda dünyada kenelerle bulaşan, kimi tıp çevrelerine göre 300, kimilerine göre de 600-700 enfeksiyon bulunduğunu belirtti.

Bu enfeksiyonlardan en önemlisinin son yıllarda yaşanan ölümlerle gündeme gelen KKKA olduğunu ifade eden Aydın, KKKA’nın 1940’lı yıllarda ortaya çıktığını belirterek, ‘’hastalık, Bulgaristan, Yunanistan dahil çevre ülkelerde 30 yıldır var. Hatta oralarda ölüm oranları çok yüksekti. Bizde ölüm oranları yüzde 5-6’lardayken bazı ülkelerde yüzde 30-40’larda. Türkiye’deki varlığı 2002’den beri biliniyor. Tokat’ta başlayan hastalığın şu an 20 ilde varlığı biliniyor’’ dedi.

Prof. Dr. Aydın, günümüzde dünyada 3 aileye bağlı 20 soyda 860 kene türünün saptandığını, Türkiye’de 2 aileye bağlı 10 soyda yaklaşık 32 kene türünün bulunduğunu dile getirerek, bu kenelerin birçok enfeksiyonu insanlara bulaştırabildiğini kaydetti.

Kenelerden bulaşan önemli bir hastalığın da ‘’Lyme’’ olduğunu anlatan Aydın şunları söyledi:

‘’Lyme hastalığına neden olan kene türü ‘Ixodes ricinus’tur. Güney Marmara’da bulunan 16 kene türünden en yaygını budur. Topladığımız her 4 keneden biri ‘Ixodes ricinus’tur. Bizim yöremizin dominant kenesi bu tür. Lyme hastalığı 1975’te ABD’nin Connecticut eyaletindeki Lyme kasabasında çıkıyor. İnsanlarda deri döküntüleri, artrit tabloları görülüyor. Ancak hastalık 1982’ya kadar isimlendirilemiyor. 1982’de bir profesör, hastalığın ‘Ixodes ricinus’ türü kenelerden bulaşan ‘Borrelia burgdorferi’ bakterisinden kaynaklandığını belirliyor. Kene ısırmasıyla bulaşan bu hastalığın üç aşaması var. Birinci aşamada ısırığın çevresinde deri döküntüleri ve kızarıklıklar oluyor. İkinci aşamada artrit, yani romatizmaya benzer semptomlar görülüyor. Üçüncü aşamada ise organlar etkileniyor. Lyme hastalığı kroniktir ve hastalar basit bir antibiyotik tedavisiyle iyileşebiliyor.’’

Aydın, KKKA’dan farklı olarak hayvanlarda da görülebilen Lyme hastalığının Türkiye’deki ilk varlığının, 1993’te UÜ Tıp ve Veteriner fakültelerinin ortak çalışmasıyla tespit edildiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:

‘’Literatürde ‘Ixodes ricinus’un Lyme hastalığına neden olduğunu okuyorduk. Bu kene bölgemizin en yaygın kenesi. Kenenin yerleştiği ortam ormanlık bölgeler. Araştırmalarımızda hastalığı Güney Marmara’da tespit ettik. Türkiye’de hastalığın görüldüğü bölgeler daha çok Karadeniz sahil şeridi, İstanbul da dahil olmak üzere ve Güney Marmara. Fakat Orta ve Doğu Anadolu’nun belli odaklarında da var. İklimler değiştiği için hastalık başka yerlerde de çıkabilir.’’

Lyme hastalığının antibiyotiklerle tedavi edilebilen bir hastalık olmasına rağmen hastalığın en geç ikinci aşamada teşhis edilmesi gerektiğine dikkati çeken Aydın, ‘’Çünkü bundan sonrasında hastalık organ bozukluklarına neden oluyor. Kalbi, beyni etkileyebilen bir hastalık. Ancak Kırım-Kongo’nun yanında çok masum bir hastalık. Bugün hastalık başladıysa haftaya ölünmüyor; bir ilerleme süreci var. Aslında bu hastalık Avrupa ülkelerinde de yaygın olarak görülüyor’’ dedi.

10.07.2008


Çocuklar yazın daha kırılgan

OKULLARIN DA tatil olmasıyla birlikte yaz aylarında düşmeler ve buna bağlı kırık ve çıkık sayısında artış yaşanıyor.

Kırık vakaalarında alçı altında kaşınma olabileceğini, kesinlikle sivri bir çubuk sokarak kaşımaya çalışılmamasını tavsiye eden uzmanlar, aksi takdirde farkına varılamayan yaralar oluşabileceğini belirtiyor.

Özel Bahar Hastanesi’nden Op. Dr. Ali Tunçer, okulların tatil olması ile birlikte yaz aylarında düşmeler ve buna bağlı oluşabilecek kırık çıkıklarda alınabilecek tedbirleri açıkladı. Çocukların özellikle bisiklet, paten ve kaykay yaparken mutlaka koruyucu başlık, dizlik, el bileklik ve dirseklik kullanmaları gerektiğini belirten Ali Tunçer; “Özellikle çocuğun yaşı uygun değilse bu tip faaliyetlerden anne-baba tarafından uzak tutulması gerekiyor. Çocukların tehlikeye açık olabilecekleri alanlarda oynamaması mümkünse onlar için ayrılmış oyun parklarına götürülmesi de önemli bir konu. Havuz kenarlarında çocuklara koşmamaları, ıslak zeminde kayarak düşmelerin ciddi yaralanmalara yol açabileceği mutlaka söylenmeli. Sert zeminler, asfalt ve beton gibi, her zaman daha tehlikelidir; ancak unutulmamalıdır ki uygun zeminde ve uygun koruyucu malzemelerin kullanımına rağmen kırık ve çıkıklar oluşabilmektedir. Anne-babanın oyun sırasında çocuğunu gözlemesi ve çocuğuna vereceği eğitim de önemlidir. Her türlü önleme rağmen maalesef yaralanmalar meydana gelebilmektedir. Kırık veya çıkık olduğu zaman o bölgede şiddetli ağrı, fonksiyon kaybı, şişme ve bazen deformasyon olabilecektir. Böyle bir durumla karşı karşıya kalan anne-babaların yapacağı ilk şey en yakın sağlık kuruluşuna başvurmaktır. Çocuklarda kırık tedavisi genellikle alçı ile tespit şeklindedir. Kırığın tipine ve yerine gore tedavi şekli değişebilir. Alçı uygulamasında sonra anne- babaların dikkat etmesi gereken önemli noktalar vardır. Kırığa bağlı çevre dokularda şişlik gelişmesi kaçınılmazdır, şişlik alçının çok fazla bası yapmasına sebep olabilir. O yüzden şiliği azaltmak için ilk 48-72 saat boyunca kırık olan uzvun yastıklarla desteklenerek kalp seviyesi üzerinde tutulması gerekmektedir. Özellikle hasar görmemiş el veya ayak parmakları mutlaka oynatılmalıdır. Alınacak bu basit önlemler şişliğin dolayısıyla ağrının azalmasını sağlayacaktır. Bütün bunlara rağmen ağrının şiddeti artıyorsa, parmaklarda hareket kaybı ve uyuşma oluyorsa mutlaka vakit kaybetmeden tedavinin yapıldığı merkeze gitmek gerekir. Zamanında müdahale edilmezse istenmeyen sonuçlar ortaya çıkabilir” diye konuştu.

10.07.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA

© Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır | Site yöneticisi | Editör