"Gerçekten" haber verir 21 Ekim 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

M. Latif SALİHOĞLU

Matruşka örgütler



Silivri'de görüşmeye başlanan Ergenekon dâvâsının iddianâmesinden de anlaşıldığı kadarıyla, Türkiye'de faaliyet gösteren terör örgütlerinin birbiriyle ciddi irtibatları var.

Bu irtibat, görünürde bazan "doğru orantılı" şekilde sağlandığı gibi, bazan ve hatta çoğu zaman "ters orantılı" bir mantık oyunuyla sağlanıyor.

Dolayısıyla, birbirinden çok farklı ve aykırı ideolojik kulvarda yürüdüklerini yansıtmaya çalışsalar da, buna asla inanmamak lâzım.

Zira, onların mutlaka birbiriyle örtüşen, birbiriyle müştereklik arz eden birtakım menfaatleri vardır.

Bu örgütlerin çoğu kez eşzamanlı ve benzer karakterde yaptıkları bazı eylem ve provokatif olaylar, aslında var olan müşterekliğin bir ispatıdır.

Esasında bunların bir tanesinin mahiyetini çözdüğünüz takdirde, bir diğerinin içyüzünü görme ve anlama imkânına kavuşursunuz.

* * *

Oyuncak matruşka bebeklerini bilirsiniz. İçiçe geçirilmiş küçüklü büyüklü bu matruşkalar, ilk bakışta bir tek bebek gibi görünüyor.

Oysa, esasta durum farklıdır. Matruşkalar birden çoktur ve birçok yönüyle birbirine benzemektedir.

İşte, Türkiye'nin başına belâ olan terör örgütlerinin de birbirine benzer tarafları var: Cana ve mala hiç çekinmeden kast ederler. Tahripkârdırlar. Milleti tedirgin etmekten ve ülkeyi zaafa uğratmaktan büyük haz alırlar.

Bunlar, kan dökmeden edemezler, can yakmadan duramazlar. Ayrı ayrı örgüt gibi dururlar, ayrı ve hatta birbirine zıt yönde olduklarına dair türlü propagandalarda bulunurlar.

Bunlar ayrıca, bilhassa iz kaybettirmek için, hiç umulmadık kişi ve gruplara yakıcı, yıkıcı, tahrip gücü yüksek eylemler yaptırırlar. Dahası, aynı gerekçeyle kendi adamlarını ve bilhassa tetikçi olarak kullandıkları militanları öldürmekten veya bir başka şekilde ortadan kaldırmaktan asla çekinmezler.

* * *

Nuriş lâkaplı mahkûmun, ümitsizlik anında "Bu devlet bana Mustafa Duyar'ı öldürttü" diye bağırması, devlet içinde yuvalanmış bir kanlı örgütün iz kaybettirme noktasında nasıl da şaşırtıcı bir taktik kullandığının açık bir işareti değil mi?

Esasında, yakın tarihimizin karanlık sayfalarında duran faili meçhûl cinayetlerin çoğu, bu tarz karakteristik özellikler taşıyor. İşlenen cinayetlerin pek çoğunda, katil ile maktul arasında doğrudan bir irtibat bulunamıyor.

Dolayısıyla, tetikçinin bulunup cezalandırılması, asıl problemi çözmeye yetmiyor, yetmez de.

O halde, tetikçiden ziyade, asıl azmettiricinin izi sürülmeli ki, olumlu ve kalıcı neticeler alınabilsin.

Dileriz, Silivri'de başlayan ve haftalarda, hatta aylarca süreceği tahmin edilen Ergenekon dâvâsının duruşmaları sayesinde, cinayet ve kanlı provokasyonların asıl odağına, esas azmettiricilerine de ulaşma ve bunları gözler önüne serme imkân ve fırsatı yakalanmış olur.

Meydan mahkemesi

Ergenekon dâvâsının görüşüldüğü Silivri meydan mahkemesi başladı. Ancak, ilk duruşma anında mevcut meydanın dar geldiği anlaşıldı. Bu gerekçeyle ara verildi, tedbir alındıktan sonra duruşmaya devam edildi.

Tarihin yorumu 21 Ekim 2007

Dağlıca'dan Aktütün'e

Hakkâri Yüksekova'da sınıra dört km. mesafede bulunan Dağlıca karakoluna yapılan terör saldırısı sonucu büyük bir facia yaşandı.

Gece saat 02.00 sıralarında vuku bulduğu anlaşılan bu saldırı sonucu 12 askerimiz hayatını kaybederken, yaralananların 16, kaçırılanların ise 8 kişi olduğu tesbit edildi. (Kaçırılan askerler, 4 Kasım sabahı Kuzey Irak'a giden DTP heyetine teslim edildi.)

Aradan tam bir senelik süre geçmesine rağmen, asıl mahiyeti hâlâ açıklanamamış olan Dağlıca saldırısının yarası bütün sıcaklığıyla ortada dururken, 4 Ekim (2008) günü benzer bir saldırı bu kez Aktütün'de yaşandı.

Gün ortasında yaşanan bu saldırıda ise, 17 can kaybı ve 21 de yaralı asker olduğu tesbit edildi.

Saldırı ile ilgili medya organlarında çıkan haber, resim vesair görüntüler, Genelkurmay Başkanlığını hiddete getirdi.

Saldırının mahiyetini açıklamak ve zihinlerde beliren sorulara cevap vermek yerine, hoşa gitmeyen bilgilerin yayınlanmasına tepki gösterildi. Tepkinin şiddeti çok yüksek bulundu. Hatta, yapılan açıklamalar bir nevi "muhtıra" şekilde algılandı.

Not: Şemdinli Aktütün Karakolu bundan 16 yıl önce de (12 Eylül 1992) büyük çaplı bir terör saldırısına mâruz kalmış ve o zaman da yine çok büyük acılar yaşanmıştı.

21.10.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (20.10.2008) - Değişen dengeler

  (19.10.2008) - 1929 ekonomik buhranı

  (18.10.2008) - Bediüzzaman'a "eyvâh" dedirten (2)

  (17.10.2008) - Bediüzzaman'a "evyâh" dedirten (1)

  (16.10.2008) - Bir aksülamel olarak Kürtçülük

  (15.10.2008) - Çözüm, şimdilik maalesef mümkün görünmüyor

  (14.10.2008) - Ehl–i Beyt, AB ve ilkeler

  (13.10.2008) - Büyük Depresyon: 1929

  (11.10.2008) - Kim yabancı?

  (10.10.2008) - Bir günde medenî olmak

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ahmet ÖZDEMİR

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Elmira AKHMETOVA

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Fatma Nur ZENGİN

  H. Hüseyin KEMAL

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  Robert MİRANDA

  Ruhan ASYA

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet BAYRİ

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Semra ULAŞ

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır