10 Mayıs 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR Mobil İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Güncel

 

ONLAR ÇOCUKLARINA GİTTİLER

Anneler Günü’nü buruk kutlayan şehit anneleri, çocuklarının mezarlarını ziyaret edip dua ettiler. Oğlunun sağlığında her Anneler Günü’nde kendisini hatırladığını belirten şehit annesi Şevkiye Aktunç, ‘’O bana gelemedi, ben ona geldim. Oğlum sağ olsa şimdi yanımda olacaktı, elimi öpecekti 10 yıldan beri her bayramda, her Anneler Günü’nde onu yalnız bırakmıyorum, mezarını ziyaret edip hasret gideriyorum’’ dedi.

Şehit anneleri oğullarının mezarını ziyaret etti Kayseri’de şehit anneleri, oğullarının mezarlarını ziyaret etti. Anneler Günü’nü buruk kutlayan şehit anneleri, çocuklarının mezarlarını ziyaret edip çiçek bıraktı. Kartal Şehitliğine gelen şehit annesi Şevkiye Aktunç, oğlu Bekir Aktunç’un mezarını okşayıp fotoğrafını öptükten sonra karanfil bıraktı. Oğlunun sağlığında her Anneler Günü’nde kendisini hatırladığını belirten Şevkiye Aktunç, ‘’O bana gelemedi, ben ona geldim. Oğlum sağ olsa şimdi yanımda olacaktı, elimi öpecekti 10 yıldan beri her bayramda, her Anneler Günü’nde onu yalnız bırakmıyorum, mezarını ziyaret edip hasret gideriyorum’’ dedi. Şehit annesi Sebahat Vurgan da ‘’Oğlum bu vatan için öldü. Şu an yanımda onu hissediyorum. Mezarını devamlı ziyaret ediyorum’’ diye konuştu. Tunceli’nin Nazimiye ilçesindeki Sarıyayla Jandarma Karakolu’na 30 Nisanda teröristlerce düzenlenen baskında şehit düşen uzman çavuş Kemal Koçyiğit’in annesi Nazmiye Koçyiğit de oğlunun mezarını ziyaret etti. Anneler Günü dolayısıyla sabahın erken saatlerinden itibaren Edirnekapı Şehitliği’ne gelen şehit anneleri, çocuklarının mezarlarını ziyaret etti. Çiçeklerle mezarlığa gelen şehit anneleri, çocuklarının mezarı başında dua edip çiçek bıraktı. EN ACI ANNELER GÜNÜ

Anneler Günü’nde şehit oğlunu toprağa veren anne Seçil Can, “Anneler Günü’mü böyle mi kutlayacaktın? Şimdi elimi öpmeni değil, cenazeni bekliyorum kınalı kuzum” diye ağladı.

HAKKÂRİ’NİN Yüksekova ilçesine bağlı Dağlıca bölgesinde teröristlerle girdiği çatışmada şehit olan Uzman Çavuş Metin Can’ın (23) annesi Seçil Can (46), oğlunu Anneler Günü’nde toprağa vermenin acısını yaşadı. Türkeli Mahallesi’ndeki evinde, Anneler Günü’nde oğlunun cenazesini beklerken ağıtlar yakan anne Seçil Can’ı ne yakınları, ne kocası Güngör Can, ne de çocukları İkbal, İlkay ve Mete teskin edebildi. Acı haberi aldığı günden beri evi yakınları ve vatandaşların akınına uğrayan Can, ‘’Oğlum daha 23 yaşındaydın, sana doyamadım bile. Her Anneler Günü’nde elimi öpemesen bile telefonla arar, kutlardın. Bugün Anneler Günü’mü böyle mi kutlayacaktın. Şimdi elimi öpmeni değil, cenazeni bekliyorum kınalı kuzum. Ben seni öpmeye kıyamazdım, senin canını nasıl aldılar. Daha mürüvvetini bile göremedim’’ diyerek sinir krizleri geçirdi. Oğlunun yaklaşık 15 gün önce izinli olarak evine geldiğini, 13 gün kaldığını, hasret giderdiklerini dile getiren Can, oğluyla son görüşmelerini şöyle anlattı: ‘’Ölümü sanki içine doğmuştu. Zaten melek gibiydi, kimseyi kırmaz incitmezdi. Hatta, bir arkadaşından daha önce aldığı borç parayı da ödemiş, ‘hakkını helâl et’ demiş. Öldüğü gün telefonda görüştüm, iyi olduğunu, telefonların sürekli çekmediğini söyledi. Zaten hep o bizi arardı.’’ Şehidin babaannesi Lütfiye Can (65) ise torunu için gözyaşı dökerken, teröre lanetler yağdırdı.

Bu arada, Kozan ilçesinin birçok yerinde vatandaşlar, evlerinin ve iş yerlerinin önünü, cadde ve sokakları Türk bayraklarıyla donattılar. Şehir içi dolmuş sürücüleri de araçlarına siyah kurdele ve Türk Bayrağı astı. Şehit olan Uzman Çavuş Metin Can’ın, cenazesi Kozan’da Hoşkadem Camii’ndeki törenin ardından şehitlikte toprağa verildi.

10.05.2010


 

DARÜLACEZELİ ANNELERE ZİYARETÇİ AKINI

İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi Sağlık ve Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı, Kayışdağı Darülaceze Müdürlüğü’nde hayatını sürdüren 330 yaşlı ve kimsesiz bayan, bir Anneler Gününü daha İstanbul’un çeşitli yerlerinden gelen ziyaretçileriyle geçirdi.

Anneler Günü hazırlıklarını önceden tamamlayan Darülacezeli anneler, günün erken saatlerinden itibaren, ziyaretlerine gelecek olan misafirlerini beklemeye başladı. Darülaceze’nin bayan sakinlerini bu önemli günlerinde gönüllü kuruluşlardan, üniversitelerin öğrenci derneklerine; Darülaceze dostlarından sanat dünyasına yaklaşık 850 İstanbullu ziyaret etti.

10.05.2010


 

Ordulu şehidin evine ateş düştü

HAKKÂRİ’NİN Yüksekova ilçesi Dağlıca bölgesi Oramar Tepesi’nde uzaktan kumandalı mayının patlatılması sonucu şehit düşen şehit çavuş Emrah Aktaş’ın (23) evine ateş düştü.

Dört gündür arazi taramasında olan ve mayın dedektörcüsü olarak görev yapan Çavuş Emrah Aktaş’ın uzman çavuşluk sınavına girdiği ve kazandığı, 3 ay sonra terhis olacağı ardından ise Uzman Çavuşluk görevine başlayacağı öğrenildi. Şehit Aktaş’ın babası Sami Aktaş (54), “Vatan sağ olsun, yapacak başka bir şey yok, olsa da elden gelmez. Dilerim yapanların yanlarına kalmaz” dedi. Baba Aktaş, oğlu ile en son 3 gün önce görüştüğünü kaydederek, “Oramar Tepesi’nde bir süre kalacağız demişti. 14 Ağustos’ta terhis olacaktı. Uzman çavuş olmak istiyordu. Sınavlara girip kazandı. Terhis olduktan sonra uzman çavuş olarak askerde kalacaktı. Hakkâri Yüksekova’yı seviyordu. Çok cesurdu. Doğu’da görev yapmaktan dolayı gururluydu” diye anlattı. Oğlunun odasında ağlayan anne Hanım Aktaş (51) ise “Kınalı kuzum, böyle mi gelecektin? Sen bizleri nasıl bırakıp da gidersin. Hani senin daha düğününü yapacaktık. Sensiz biz ne yaparız?” diyerek ağıtlar yaktı

10.05.2010


 

Millî Güvenlik dersine protesto

AFYONKARAHİSAR Hak ve Özgürlükler Platformu, düzenlediği eylem ile okullarda okutulan Millî Güvenlik dersini protesto etti.

Hak ve Özgürlükler Platformu üyeleri, tepkilerini dile getirmek için ellerinde pankartlarla PTT binası önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamayı okuyan Afyonkarahisar Hak ve Özgürlükler Platformu sözcüsü Şennur Demir, askerlerin okullarda üniforma ile bulunmalarına bir anlam veremediklerini söyledi. Demir, subaylar tarafından derslerde günlük siyasi konuların işlendiğini ileri sürdü. Eğitimin kaliteli olabilmesinin ancak eğitimin özgürleşmesiyle mümkün olduğunu belirten Demir konuşmasına şöyle devam etti: “Eğitim sistemimizde defalarca müfredata ders ve ders kitaplarına yönelik değişiklikler olmasına rağmen 1926’dan beri okutulan millî güvenlik derslerine dokunulmamıştır. Bu derse yönelik bu zamana kadar Millî Eğitim Bakanlığı’nın hiçbir değişiklik yapmaması bize bu dersin Millî Eğitim Bakanlığı dışındaki unsurlarca dayatıldığını gösteriyor.

ÖĞRENCİLER ZORLA 6. KOLORDU

KOMUTANLIĞINA GÖTÜRÜLDÜ

EN son Adana Seyhan’da tamamı kız öğrencilerden oluşan bir İmam Hatip okulunda öğrencilerin zorla 6. Kolordu Komutanlığını gezmeye götürülmesi ve orada başörtülerinin zorla açtırılması yapılan baskıyı ve dayatmayı bize açıkça gösteriyor.” Demir, eğitim pedagojisi olmayan subayların okullarda ki bulunuş amaçlarının masum görünmediğini söyledi. Öğretmenlere yönelik fişlemeler ve çocuklara yönelik endoktrinasyon ve baskıların bunun göstergesi olduğunu vurgulayan Demir, “Bu subaylar tarafından derslerde günlük siyasî konular işleniyor ve İmam Hatip Liselerindeki kız öğrencilerin başörtüsü özgürlüklerine karşı baskı, tehdit ve dayatmalar sürdürülüyor” dedi. Basın açıklamasının okunması ve atılan sloganların ardından platform üyeleri olaysız bir şekilde dağıldı.

10.05.2010


 

Filistin’e ambargo kalksın

İNSAN Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsanî Yardım Vakfı Genel Başkanı Bülent Yıldırım, ‘’Toplumda Filistin’e karşı büyük bir duyarlılık oluştu, herkes ambargonun kaldırılmasını istiyor’’ dedi.

Yıldırım, Edirne Ticaret ve Sanayi Odası’nda düzenlenen ‘’Rotamız Filistin Yükümüz İnsanî Yardım’’ konferansında, İsrail’in bütün dünyanın gözü önünde Filistin’e saldırdığını ve binlerce Filistin vatandaşını şehit ettiğini belirtti. İHH öncülüğünde Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden toplanan yardımların satın alınan sekiz gemiyle Gazze’ye taşınacağını anlatan Yıldırım, şunları söyledi: ‘’(Rotamız Filistin Yükümüz İnsanî Yardım) kampanyasıyla İnşallah Filistin’e uygulanan ambargoyu kaldıracağız. Toplumda Filistin’e karşı büyük bir duyarlılık oluştu, herkes ambargonun kaldırılmasını istiyor. Vatandaşlar 23 Mayısta hareket edecek gemilere çok büyük destek verdi. Gemileri satın aldık. İçindeki malzemeleri yüklemeye çalışıyoruz. Dünyanın her tarafından bu gemiye katılanlar olacak. Eğer İsrail gemilere müdahale etmezse iki gün içerisinde Gazze’ye ulaşırız. Bir hafta içerisinde de döneriz. Fakat, İsrail yardım gemilerini vuracağını söylüyor. Bu tam bir korsanlıktır. Allah’ın izniyle yardım gemilerimiz Gazze’ye girecektir.’’ İsrail’in yardım gemilerinin Gazze’ye girmesini engellemek için İHH çalışanı İzzet Şahin’i yakalayıp gözaltına aldığını anlatan Yıldırım, gözaltı süresinin sürekli uzatılarak yardımların engellenmek istediğini ileri sürdü.

10.05.2010


 

AB, Türkiye’yi kaybetmemeli

AB Dönem Başkanı İspanya’nın Ankara Büyükelçisi Joan Clos, Türkiye’deki değişim sürecinden umutlu olduğunu ifade ederek, son dönemde demokratikleşme yönünde önemli adımlar atan Türkiye’nin, AB kulübüne katılmayı hak ettiğini söyledi. “Avrupa Birliği’ne üyelik arzunuzu muhafaza edin” tavsiyesinde bulunan Clos, Türkiye’nin geleceğinin AB’de olduğunu kaydetti.

AB, Türkİye’yİ kaybetmemelİ

İSPANYA’NIN Ankara Büyükelçisi Joan Clos, büyük dönüşüm geçiren ve demokratikleşen Türkiye’nin AB’yi hak ettiğini söyledi. Büyükelçi, “Balkanlar’daki sorunları çözmek istiyorsak, dünyada nüfuzumuzu artırmak ve genişletmek istiyorsak Türkiye’nin AB üyeliği bizim kaçırmamamız gereken bir fırsattır” dedi.

DW’ye konuşan AB Dönem Başkanı İspanya’nın Ankara Büyükelçisi Clos, Türkiye’deki değişim sürecinden umutlu olduğunu ifade ederek, soğuk savaş döneminden bu yana Avrupa için büyük fedakârlıklar yapan ve son dönemde demokratikleşme yönünde önemli adımlar atan Türkiye’nin, AB kulübüne katılmayı hak ettiğini söyledi. “Avrupa Birliği’ne üyelik arzunuzu muhafaza edin” tavsiyesinde bulunan Clos, Türkiye’nin geleceğinin Avrupa Birliği’nde olduğunu kaydetti. Bayakelçi, Clos, “Soğuk savaş dönemi ve izleyen süreçte Türk halkının yaptığı tüm fedakarlıklar karşısında biz onlara ‘liberal demokratik kulübe hoş geldiniz’ demeliyiz, bunu Türk halkına borçluyuz. Ama aynı zamanda Türkiye’den de demokratik ilkelere uyum sağlamasını istiyoruz” diye konuştu. Clos, fasıllar üzerindeki müzakerelerin bir nevi stand-by durumunda olduğunu ifade ederek, fasılların bir kısmının siyasi olarak bloke edildiğini söyledi. Ancak TBMM’de gerekli yasal değişikliklerin hayata geçirilmesi halinde ilerleme kaydedebilecek fasıllar da olduğuna dikka çeken Clos, “Özetle evet Avrupa tarafından bir sıkıntı yaşıyoruz ama aynı zamanda Türk tarafında, mecliste bazı sıkıntılar mevcut” dedi.

Clos: Türkiye’nin üyeliği kaçırmamamız gereken bir fırsat

İspanyol Büyükelçisi Clos, yıl sonuna kadar Kıbrıs sorununa çözüm bulunamaması halinde müzakerelerin fiilen duracağının belirtilmesi üzerine, bu ihtimali önlemek için bir çözüm bulunmasını ümit ettiğini söyledi. Günümüz Avrupa’sı için çok kötü bir senaryo olacağını kaydeden Joan Clos, Türkiye’nin AB üyelik sürecinde yol alması gerektiğini düşündüğünü dile getirdi. Clos, “Çünkü bu Türkiye’nin bizim siyasî kültürümüze güçlü bir şekilde bağlanmasının en iyi garantisidir. Avrupa ekonomik kriz sürecinden geçiyor bu aynı zamanda bizim kurumlarımızın kırılganlığını ortaya koyuyor. Tüm bu ciddi sorunlara rağmen serinkanlı hareket etmeli ve Avrupa’nın uzun vadeli çıkarlarını göz önünde bulundurmalıyız. Balkanlar’daki sorunları çözmek istiyorsak, dünyada nüfuzumuzu artırmak ve genişletmek istiyorsak Türkiye’nin AB üyeliği bizim kaçırmamamız gereken bir fırsattır” diye konuştu. “SEVR GİBİ DEVASA HATAYI TEKRARLAMAYALIM” Büyükelçİsİ Joan Clos, Avrupa’nın Türkiye’nin üyeliğini zorlaştırdığını sonra kalkıp Avrupa’ya soğuk baktıkları için Türk halkını suçladıklarını ifade ederek, bu kısırdöngünün kırılmak zorunda olduğunu kaydetti. Avrupa’ya bakış açısındaki değişim kendilerinin de sorunu olması gerektiğini kaydeden Büyükelçisi Joan Clos, şöyle devam etti: “Bu değişimin nedeni verilen farklı ve çok da anlaşılır olmayan mesajlar. Ben Avrupa’nın verdiği mesajlarda değişiklik yapmasının zaruri olduğunu düşünüyorum. Türkiye konusunda düşünceli değil aktif olmalıyız. Aksi takdirde zaman kaybetme tehlikesi var. Çünkü Türkiye’nin birlik üyesi olması yönündeki düşünce stratejik bir zemine dayanıyor ve değişikliğe gidilmemesi halinde Avrupa’nın bölgedeki çıkarlarını savunmak imkansız hale gelecektir. Ve bu büyük bir hata olur. Bu Birinci Dünya Savaşı sonrasında yapılan hataları anımsatıyor. Lütfen Sevr Anlaşması gibi devasa boyuttaki hatayı tekrarlamayalım. Türkiye Avrupa Birliği’nin liberal demokratik ülkeler kulübüne güçlü bir şekilde bağlanmalı. Türk devletinin derin düşüncesinin de bundan yana olduğunu düşünüyorum. Ama bizler de onların farklı bir şekilde düşünmelerine yol açmamalıyız. Türkiye’yi tarafımıza almak için elimizden geleni yapmalıyız. Avrupa’da bu stratejik bakış açısıyla bakılmasını sağlayacak yeni bir momentum yakalanmasını sağlayabilecek miyiz bilemiyorum.”

10.05.2010


 

Barışa katkı sağlar

TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, 9 Mayıs Avrupa Günü dolayısıyla yayımladığı mesajda, farklı medeniyetleri, kültürleri buluşturarak bir arada özgürce yaşamalarını sağlayan köklü bir tarihî geçmişe sahip olan Türkiye’nin AB’ye üyeliğinin ortak barış ve istikrar çabalarına büyük katkı sağlayacağını bildirdi.

Tam üyelik çabalarımız kararlılıkla sürecek

TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Avrupa Birliği’ne tam üyeliğin Türkiye için stratejik bir hedef olduğunu vurgulayarak, “Meclisimiz bundan sonra da ülkemizin AB’ye tam üyelik yolundaki çabalarına katkısını kararlılıkla sürdürecektir” dedi. Şahin, 9 Mayıs Avrupa Günü dolayısıyla yayımladığı mesajda, 1950 yılında Fransa Dışişleri Bakanı Robert Schuman’ın yayımladığı bildiriyle Avrupa Birliği’nin kurulması yolunda ilk somut adımın atıldığını, bu sebeple 9 Mayıs’ın ‘’Avrupa Günü’’ olarak anlam kazandığını belirtti. Uluslararası sorunların artması ve karmaşıklaşmasının, savaşlara sahne olan Avrupa’da bütünleşme çabalarının güçlenmesini ve tüm ülkelerin haklarının korunarak birlik içerisinde çözülmesi fikrinin gelişmesini sağladığına dikkati çeken Şahin, bu çabaların sonucunda yaklaşık 500 milyon insan için ortak bir hedefi ve geleceği temsil eden AB’nin, dünya üzerinde barış ve istikrara katkı sağlayan uluslararası bir oluşum olarak hayata geçtiğini ifade etti. Şahin, mesajında şunları kaydetti:

‘’Demokrasi, insan hak ve özgürlükleri ve hukukun üstünlüğü gibi evrensel değerler üzerinde yükselen AB’ye tam üyelik ülkemiz için de stratejik bir hedeftir. Yaklaşık yarım asrı bulan AB’ye tam üyelik çabalarımız, çağdaş medeniyetler seviyesinin üzerine çıkma anlayışından güç almaktadır. Geçmişten beri AB’ye tam üyelik hedefi doğrultusunda devrim niteliğinde düzenlemeler yapan Yüce Meclisimiz, Türkiye’nin daha demokratik, daha özgür ve kalkınmış bir ülke haline gelmesi için çalışmaktadır. Meclisimiz bundan sonra da ülkemizin AB’ye tam üyelik yolundaki çabalarına katkısını kararlılıkla sürdürecektir. Farklı medeniyetleri, kültürleri buluşturarak bir arada özgürce yaşamalarını sağlayan köklü bir tarihi geçmişe sahip olan Türkiye’nin AB’ye üyeliğinin ortak barış ve istikrar çabalarına büyük katkı sağlayacağı açıktır. Medeniyet ve barış projesi olarak değerlendirilen AB’nin amaçlarını gerçekleştirebilmesi, sorunlara geniş bir gelecek vizyonuyla yaklaşmasına bağlıdır. AB yolunda önemli aşamalar kat eden ülkemizin tam üyelik hedefine ulaşacağına olan inancımla 9 Mayıs Avrupa Günü’nü kutluyorum.’’

10.05.2010


 

Dışişleri: Türkiye’nin Avrupalılığı tescil edildi

DIşİşlerİ Bakanlığı’nın 9 Mayıs Avrupa Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin Avrupalılığının esasen tescil edilmiş bir durum olduğu” kaydedildi.

Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasına göre, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun yazılı mesajında, 1999 yılından bu yana bütün Avrupa vatandaşlarıyla birlikte kutlanan Avrupa Günü’nün, Avrupalılık bilincinin ve felsefesinin tazelenmesine katkı sağladığını belirtildi. “Avrupa uluslarının özgürlük, demokrasi ve insan haklarına saygı gibi evrensel değerler etrafında kenetlenmesini sağlayan Avrupa Birliği projesinin, tüm dünyanın takdir ettiği tarihi bir başarı” olduğu kaydedilen mesajda, bu şekilde birçok Avrupa milletinin, tek başına erişemeyeceği idealleri, birlik ve dayanışma sayesinde gerçekleştirme ve geleceğine güvenle bakma imkanına kavuştuğu bildirildi. Açıklamada Davutoğlu, zaman zaman karşılaşılan güçlüklerin, üyelik sürecinin kendi temel dinamikleri çerçevesinde gelişmesine mani olmaması gerektiğini kaydederek, “Duygusallıktan uzak, bilgiye dayalı ve neticeye odaklı bir yaklaşım benimsenmesinin sonuca ulaşmakta etkili olacağını” belirtti. “Türkiye’nin Avrupalılığı’nın esasen tescil edilmiş bir durum” olduğunu ifade eden Davutoğlu, Türkiye’nin “benimsediği dünya görüşü, siyasal kurumları, çağdaş normlara uygun demokratik yapısı, laik devlet düzeni, serbest pazar ekonomisi ve kültürel değerleriyle, stratejik, coğrafi, tarihi ve kültürel anlamda her zaman Avrupa’nın merkezi bir ülkesi olma özelliğini” taşıdığını kaydetti. Davutoğlu’nun mesajında şu ifadeler yer aldı: “Tam üyelikle birlikte, Avrupa kendi içine önemli bir kültür zenginliğini ithal etmiş olacaktır. Böylelikle, hem Türkiye hem de AB evrensel değerlerin benimsenmesi halinde medeniyetlerarası uzlaşının mümkün olduğunu tüm dünyaya göstermiş olacaktır. Bu vesileyle tüm vatandaşlarımızın ve bütün Avrupalıların 9 Mayıs Avrupa gününü kutlarım.”

10.05.2010


 

İstanbul’da yoğun diplomasi trafiği

CumhurbaşkanI Abdullah Gül, Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan kahvaltıda bir araya geldi.

Cumhurbaşkanlığı Tarabya Köşkü’ne, Başbakan Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan geldi. Ardından Suriye Cumhurbaşkanı Esad ile eşi Esma Esad köşke ulaştılar. Gül, Tarabya Köşkü’nde ayrıca İran Meclis Başkanı Ali Laricani ile beraberindeki heyeti ve Irak Hükümet Sözcüsü Ali El Debbağ’ı ayrı ayrı kabul etti. Cumhurbaşkanı Gül, Katar Emiri Şeyh Hamad Bin Halifa El Tani ile de Tarabya Köşkü’nde bir araya geldi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad ile Çırağan Sarayı’nda, Katar Emiri Şeyh Hamad Bin Halifa El Tani ile de Dolmabahçe’deki Çalışma Ofisi’nde görüştü. Erdoğan, Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad, Katar Emiri Şeyh Hamad Bin Halifa El Tani ve Katar Başbakanı Şeyh Hamad Bin Casim Bin Cabir El Tani ile çalışma yemeğinde bir araya geldi. Başbakan Erdoğan, Irak Hükümet Sözcüsü Ali El Debbağ’ı Dolmabahçe’deki Çalışma Ofisi’nde kabul etti.

10.05.2010


 

Danıştay: 4/C çalışma hakkını korumuyor

DanIştayIn, 4/C’in iptali talebiyle Anayasa Mahkemesine yaptığı başvurunun gerekçesi belli oldu.

Danıştay İdarî Dava Daireleri Kurulu, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun geçici personel çalıştırılmasına ilişkin ‘’4/C’’ maddesinin iptali için Anayasa Mahkemesine yaptığı başvuru kararında, sosyal hukuk devletinin, niteliğinin gereği olarak, sosyal güvenlik kavramını yaşama geçirerek somutlaştıracağı belirtildi. Kararda, devlete çalışanları korumak, çalışma barışını sağlamak için tedbir almak yükümlülüğünü getiren Anayasanın 49. maddesinin, Anayasanın 2. maddesinde ifadesini bulan ‘’Sosyal Hukuk Devleti’’ ve ‘’Hukuk Güvenliği’’ ilkelerinin, istihdam şekilleri belirlenerek çalışma hayatının yasayla düzenlenmesini zorunlu kıldığı ifade edildi. Çalışma hakkının varlığının, yeterli ölçüde iş güvencesi ve sosyal güvenlik hakkı tanınmasına bağlı olduğu vurgulanan kararda, ‘’Haksız, keyfi işten çıkarmaya karşı hukuki korumayı ifade eden iş güvencesi ve sosyal güvenlik hakkını düzenlemeyen bir yasanın, çalışma hakkını koruduğundan söz etmeye olanak bulunmamaktadır’’ denildi.

10.05.2010


 

Şehit cenazesinde Tüzmen’e saldırı girişimi

AKP Mersin Milletvekili ve eski Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen’e, Hakkari’nin Yüksekova ilçesine bağlı Dağlıca bölgesinde teröristlerle girdiği çatışmada şehit olan Uzman Çavuş Can için Adana’nın Kozan ilçesinde düzenlenen tören sırasında saldırı girişiminde bulunuldu.

Metin Can’ın cenazesi Adana Asker Hastanesinden alınarak Kozan’da Türkeli Mahallesi, Ağlıboğaz Caddesi Türkmenistan Sokak’taki baba evine getirildi. Şehidin cenazesi daha sonra cenaze namazı için Hoşkadem Camisi’ne götürüldü. Cami avlusunda ve dışarıda ellerinde bayraklarla toplanan bir grup, cenaze törenine katılan AKP Mersin milletvekili Kürşat Tüzmen’e saldırmak isterken, bu girşimi çevik kuvvet polisleri engelledi. Saldırganların daha sonra yaşanan arbade esnasında Tüzmen’in makam otomobilini tekmeledi. Uzun süre hükümet aleyhine sloganlar gruptakiler, hükümeti istifaya çağırdılar. Anne Seçkin Can, oğlunun tabutuna sarılarak, ‘’Sana söz verdim oğlum. Ağlamayacağım. Düşmanları sevindirmeyeceğim. Anneler Günü’mü kutlamanı beklerken, cenazeni getirdiler’’ diye gözyaşı döktü. Şehidin en küçük kardeşi Mete Can ise asker elbisesi giyerek şehit ağabeyine tabutu başında asker selamı verdi. Kılınan cenaze namazı sonrası şehidin tabutu bir süre omuzlarda taşındıktan sonra Kozan şehir mezarlığındaki şehitliğe defnedildi.

10.05.2010


 

KPSS başvuruları başladı

Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) başvuruları bugün başladı. 10-11 Temmuz 2010 tarihlerinde yapılacak olan sınava başvurular, 21 Mayıs’ta sona erecek.

2010-KPSS lisans (dört veya daha fazla yıllık yükseköğretim) programlarından mezun olanlar ile mezun olabilecek durumda bulunanlar için geçerli. Bir lisans (dört veya daha fazla yıllık yükseköğretim) programından mezun olmamış olmak koşuluyla; önlisans (iki yıllık meslek yüksekokulu ve iki yıllık açıköğretim) ve ortaöğretim (lise ve dengi meslek lisesi) mezunları ile bu kurumlardan mezun olabilecek durumda olanlar ise 26 Eylül 2010 tarihinde yapılacak olan sınava girecekler. Sınav sonuçları, sınav tarihinden itibaren iki yıl geçerli. Sınav, 10-11 Temmuz 2010 tarihlerinde, Cumartesi sabah, Cumartesi öğleden sonra, Pazar sabah ve Pazar öğleden sonra olmak üzere dört oturumda 81 il merkezi ve Lefkoşa’da yapılacak. Sınavda çoktan seçmeli sorulardan oluşacak testler uygulanacak, cevaplar cevap kâğıtlarına işaretlenecek, cevap kâğıtları ÖSYM’de optik okuyucularla okunacak ve bilgisayarla değerlendirilecek. Başvuru hizmet ücreti 3 TL, sadece Cumartesi sabah oturumuna girecek adaylar 35,00 TL; Cumartesi sabah artı diğer üç oturumdan herhangi birine de girecek adaylar 55,00 TL; Cumartesi sabah artı diğer üç oturumdan herhangi ikisine de girecek olan adaylar 75,00 TL; tüm oturumlara girecek adaylar ise 95,00 TL ödeyecek.

10.05.2010


 

Yeni bir Anayasa süreci başlamalı

Meksika Körfezi’nde deniz dibindeki petrol kuyusunun yol açtığı sızıntıyı durdurmak için, çelik ve betondan özel olarak inşa edilen 100 tonluk dev blok da işe yaramadı.

Demokrat Yargı Eşbaşkanı ve Anayasa Raportörü Doç. Dr. Osman Can, yepyeni bir Anayasa sürecinin başlatılması gerektiğini söyledi.

Hukukçular Kulübü’nün düzenlediği oturuma katılan Can, öğrencilerin sorularını cevapladı. Suç unsuru olan bir Anayasa düzeni içinde yaşadığımızı ifaden eden Can, bu utancı taşımamak ve kendi ülkemize küfrettirmemek için yepyeni bir Anayasa sürecinin başlatılması gerektiğini vurguladı. Bu Anayasanın Kurucu Meclis tarafından yapılması gerektiğini belirten Can, “Toplumun bütün renklerini içinde barındıran bir kurucu meclis olmalı. İnsanlar bir araya gelmeli ve bu insanlar neyin üzerinde uzlaşıyorlarsa o Anayasa olmalı. Bu Anayasa 70 milyonu barış içinde tutabilir. Çünkü bu Anayasanın içinde hiç bir zaman ötekini dışlayan bir madde olmayacak. Bu bir çerçeve Anayasası olmalı” görüşlerini diye konuştu. Başkanlık sistemi ile ilgili gelen soruya ise Can, Başkanlık sistemini istemediğini kaydetti. Can, 550 kişinin müzakere ettiği ortamın daha sağlıklı olacağını düşündüğünü ifade etti.

10.05.2010


 

Çiçek: Referandum için tarih verdi

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, referandumun Temmuz ayı sonu gibi yapılabileceğini söyledi.

Çiçek, Kanal 7 televizyonunda gazetecilerin, gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Parlamento olarak üzerlerine düşeni yaptıklarını söyleyen Çiçek, bundan sonraki kısmın, başka organların görev alanına girdiğini, bu konuyu daha fazla Türkiye’nin gündeminde tutmanın fayda sağlamayacağını söyledi. Konunun parlamentoda konuşulduğunu, tartışıldığını belirten Çiçek, şöyle devam etti:

‘’Bence Anayasa değişikliği referanduma gidecektir, gitmesi gerekir. Gitmediği takdirde tüm kurumlar yıpranır. Bir ülkeye Anayasa yapıyorsunuz ve bunu milletten kaçırıyorsunuz, millete götürmek için ayak diriyorsanız, kim ayak diriyorsa bu o kurumun bir itibar kaybına sebebiyet verir. Bunu açık olarak ifade edelim. Bu çok doğru değil. ‘Millet bilmez, millet bu işten anlamaz, en iyisini biz biliriz’ tarzındaki bir anlayış demokratik değil. Millete götüreceğiz. Niye milletten çekiniyoruz, niye milletten endişe duyuyoruz?’’

Bir başka soruya karşılık Çiçek, referandumun Temmuz ayı sonu gibi yapılabileceğini, kanuna göre, Resmî Gazete’de yayımlandıktan sonra 60 günü takip eden ilk Pazar günü referandumun yapılacağını hatırlattı. Çiçek, ‘’Sayın Cumhurbaşkanı bunu ne zaman gönderecek, nihaî tarihi belirlemede bu önemli olacak. Temmuz ayı içinde olur’’ diye konuştu.

10.05.2010


 

TERÖRÜN ARKASINDA BEYNELMİLEL DESTEK VAR

CumhurbaşkanlIğIyla ilgili referandum sırasında Dağlıca saldırısının, Anayasa değişikliği görüşmeleri sırasında da terör saldırılarının yaşandığının belirtilmesi üzerine Çiçek, ‘’Türkiye ne zaman önemli adımlar atacak olsa benzer sıkıntılar olur ve oluyor’’ dedi.

Terör örgütünün tek başına bir anlam ifade etmediğini, bir kısım politikaların parçası, taşeronu olduğunu belirten Çiçek, şöyle devam etti: ‘’Terör örgütünün arkasında çok önemli bir beynelmilel destek var. Bunu görmek lazım. İşin yukarısındaki adamlar da bunların uzantısıdır. Aşağıda askere silâh sıkanlar piyonlar, siz işin yukarısındaki adamlara bakın. Kim kimin adamıdır biz bunları biliriz, Türkiye bunları biliyor. Devlet olarak da hükümet olarak da biliyoruz.”

10.05.2010


 

Sarıgül: Sav kendisini ruh doktorlarına göstersin

Türkİye Değişim Hareketi (TDH) lideri Mustafa Sarıgül, ‘’Sayın Önder Sav, kendini ruh doktorları ve sağlık hekimlerine göstermesi lâzım’’ dedi.

Anneler Günü faaliyetlerine katılmak İzmir’e gelen Mustafa Sarıgül, Adnan Menderes Havalimanı’nda gazetecilere açıklamada bulundu. Sarıgül, bir gazetecinin, CHP Genel Sekreteri Önder Sav’ın, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a yönelik suikast ihbarıyla ilgili açıklamaları hakkındaki sorusu üzerine, çok üzgün olduğunu, CHP’den böyle bir hareket beklediklerini söyledi. Sarıgül şöyle konuştu: ‘’Sayın Deniz Baykal ve arkadaşlarını böyle bir şey yapacaklar diye bekliyorduk. Ama şimdi değil, TDH daha da güçlendiği zaman bekliyorduk. Sayın Önder Sav, kendini ruh doktorları ve sağlık hekimlerine göstermesi lâzım. Sayın Önder Sav, zaman zaman Peygamberimiz ile ilgili sözler söylüyor, masasında telefonları açık unutuyor. Sayın Baykal bize sağlıklı lâzım. TDH’yi çukura çekmeye çalışıyorlar. Ama bu çukurun içinde olmayacağız, çamura bulaşmayacağız.’’

10.05.2010


 

Eroğlu’nun yerine İrsen Küçük getirildi

KKTC’de iktidardaki Ulusal Birlik Partisi’nin (UBP) 8. olağanüstü kurultayında, Deviş Eroğlu’nun cumhurbaşkanı seçilmesiyle boşalan genel başkanlığına İrsen Küçük getirildi.

Saygı duruşu ve İstiklâl Marşı’nın okunmasıyla başlayan kurultaya, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu da katılarak bir konuşma yaptı. Kurultayda tek aday İrsen Küçük olduğu için seçim yapılmadı. Divan Başkanı Nazım Çavuşoğlu, İrsen Küçük’ü genel başkan olarak ilan etti. İrsen Küçük kurultay açılış konuşmasında, UBP’nin Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’na verdiği misyonun, “adada iki halk, iki egemen devletin siyasal eşitliğine dayalı yeni bir ortaklık” olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun deneyimlerinden yararlanacaklarını ve nasihatlerini hep dinleyeceklerini ifade eden Küçük, ‘’UBP’yi zaferden zafere götüreceklerini’’ söyledi.

10.05.2010


 

Marmara’da sıcaklık 6-10 derece artacak

Marmara Bölgesi’nde önümüzdeki hafta içinde hava sıcaklığı 6-10 derece artacak. Sıcaklıkların Bursa’da 32, Balıkesir’de 34 ve İstanbul’da 29 dereceye ulaşması bekleniyor.

Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden alınan bilgiye göre, Marmara Bölgesi’nde hava sıcaklıkları, önümüzdeki hafta içinde yükselmesi bekleniyor. Sıcaklıkların bugünden itibaren 14 Mayıs Cuma gününe kadar 6 ile 10 derece arasında artması öngörülürken, sıcaklıkların Bursa’da 32, Balıkesir’de 34, İstanbul’da 29 ve Çanakkale’de ise 28 dereceye ulaşacağı tahmin ediliyor. Bursa’nın Mayıs ayı ortalama en yüksek sıcaklığı 23.5, Balıkesir’in 24, İstanbul’un ise 21.3 derece.

10.05.2010


 

Bir asker daha intihar etti

Şİşlİ’de bir astsubay kaldığı otel odasında beylik tabancasıyla intihar etti. Alınan bilgiye göre, Sıracevizler Caddesi üzerindeki bir otelde kalan Astsubay Kıdemli Çavuş Ali Küçükoğlu, odasında ölü olarak bulundu.

Yapılan inceleme sonucu Küçükoğlu’nun, beylik tabancasıyla başına bir el ateş ederek intihar ettiği anlaşıldı. Otel odasında ve ceset üzerinde, Cumhuriyet Savcısı ve polisin yanı sıra, Merkez Komutanlığı’na bağlı ekipler de inceleme yaptı. Bingöl’de görev yaptığı öğrenilen Küçükoğlu’nun intiharı ile ilgili soruşturma sürdürülüyor.

10.05.2010


 

‘Freud, ahlâksız ve yalancıydı’

Fransız filozof Michel Onfray’ın, psikanalizin babası Sigmund Freud’u ‘’ahlâksız ve yalancı’’ olarak gösteren kitabı Fransa’da ateşli bir tartışma meydana getirdi.

Freud, ahlâksız ve yalancıydı

FransIz filozof Michel Onfray’ın, psikanalizin babası Sigmund Freud’u (1856-1939), ‘’ahlâksız ve yalancı’’ olarak gösteren kitabı Fransa’da tartışma başlattı. Fransa’nın başkenti Paris’teki entelektüeller, Onfray’ın kaleme aldığı ve Fransızca adı ‘’Le crépuscule d’une idole, l’affabulation freudienne’’ olan kitap ile ilgili görüşlerini medya yoluyla aktarıyor. Kitabında Freud’un ‘’evlilik dışı doğduğunu’’ iddia eden Onfray, ünlü Yahudi kökenli Avusturyalı nöroloğu ‘’yalancı, şarlatan, kokainman, açgözlü olmakla ve Yahudi karşıtlığı ile flört etmekle’’ itham ediyor. Freud’u ‘’palavracılıkla’’ suçlayan ve psikanalizi bir ‘’plaseboya’’ benzeten Onfray, Freud’u ‘’kendi Oedipus kompleksini genelleştirip bütün dünyaya yaymakla’’ suçluyor.

10.05.2010


 

Google anneleri unutmadı

Google, ‘’Anneler Günü’’ için hazırladığı özel tasarımı ile annelere jest yaptı. Dünya genelinde kutlanan bazı özel günlerde, açılış sayfasında özel tasarımlara yer veren Google, anneleri de unutmadı.

Google, anneleri bu güzel günlerinde anmak ve onurlandırmak amacıyla, açılış sayfasında kırmızı ve pembe lâlelere yer verdi. Arama yapmak için Google’a girenler, Google’ın son harfinde ‘’e’’ yerine lâleleri gördü. Bu jesti ile annelerin özel günün kutlayan Google, logosunun üzerine tıklandığında da ‘’Anneler Günü’’ özel aramasıyla, çiçekçi, hediyelik eşya, güzel sözler gibi sayfaların bulunmasını sağlıyor.

10.05.2010


 

Lübnan ve İsrail’in humus rekabeti

İsraİl’İn de millî yemeği olduğunu iddia ettiği humus savaşında Lübnan bir adım öne geçti.

Lübnanlı 300 dolayında aşçı 10 tonluk humus yaptı. Bu miktarla Lübnanlılar, İsrail’in Kudüs yakınındaki Arap yerleşimi Ebu Goşt’ta geçen Ocak ayında pişirilen 4 tonluk humus rekorunu geçmiş oldu. Guinness Rekorlar hakemi, rekorun Lübnan’a geçtiğini doğruladı.

10.05.2010


 

İklim değişikliği, üreme dengelerini bozacak

İklİm değişikliğinin ülkemizde Akdeniz kıyısındaki kumsallara yumurtasını bırakan deniz kaplumbağalarının üreme dengesini bozacağı, sıcaklık artışıyla birlikte yumurtadan çıkan dişi yavru sayısı artarken erkek yavru sayısının da azalacağı bildirildi.

Hacettepe Üniversitesi Biyoloji Bölümü Zooloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Dürdane Kolankaya, sera gazı etkisine sebep olan gazların miktarlarındaki artışın devam etmesi halinde, önümüzdeki 100 yıl içinde sıcaklığın 4,5 derece artmasının beklendiğini söyledi. İklim değişikliğinin deniz kaplumbağaları üzerindeki etkisinin başladığını anlatan Kolankaya, ‘’Deniz kaplumbağaları 15 yıl öncesine göre yumurtalarını 10 gün daha erken bırakmaya başladı’’ dedi. Kolankaya, Chelonia mydas kaplumbağalarının üremesinde iklim değişikliğinin etkileri konusunda Mersin ve Adana’daki kumsallarda bulunan kamplumbağa yuvalarında 4 yıldır çalıştıklarını ve önemli bulgulara ulaştıklarını belirtti. İklim değişikliğinin Chelonia mydas gibi kaplumbağa türlerinin üreme dengesini bozacağını vurgulayan Kolankaya, ‘’İklim değişikliği ülkemizde Akdeniz kıyısındaki kumsallara yumurtasını bırakan deniz kaplumbağalarının üreme dengesini bozacak. Sıcaklık artışıyla yumurtadan çıkan dişi yavru sayısı artarken erkek yavru sayısı azalacak. Bu türlerin popülasyonunda erkek bireylere göre dişi bireylerin sayısı daha fazla olacak’’ dedi.

10.05.2010


 

CASTRO: GÜÇLÜ HÜKÜMETLER DE ŞİRKETLERE SÖZ GEÇİREMİYOR

KÜBA’NIN kurucu devlet başkanı Fidel Castro (83), “ABD’nin Meksika Körfezi’nde yirmi gün önce petrol platformu kazasından sonra denize ve nehirlere yayılan petrol kirliliğinin, dünyanın en güçlü hükümetlerinin şirketlere söz geçiremediğinin kanıtı olduğunu” savundu.

Dört yıl önce devlet başkanlığını kardeşi Raul Castro’ya bırakan Küba komünist devletinin 51 yıllık önderi Castro, “Kamunun kaderini kim belirliyor ortada” görüşünü vurguladı. İngiliz BP şirketinin adını vermeden Arjantin’de internet sitesine açıklama yapan Castro, Küba’nın başşehri Havana’da devlet yayın organlarınca yayımlanan konuşmasında, “Tabiatı kirletenlere karşı hükümetlerin çaresiz kaldığını, şirketlerin dünyanın (kötü) gidişini belirlediğini” anlattı. Küba; Kanada, İspanya, Norveç, Hindistan, Malezya ve Çin’le kıyılarda veya kıta sahanlığında petrol aramalarında bulunuyor. BP şirketinin anlaşmalı olduğu “Deepwater Horizon” şirketi platformundaki 15 bin ton petrol 20 Nisan’daki kazanın ardından Meksika Körfezi’ne yayılarak milyonlarca canlıyı tehdit etti.

10.05.2010


 

Çevre felâketi sürüyor

Meksika Körfezi’nde deniz dibindeki petrol kuyusunun yol açtığı sızıntıyı durdurmak için, çelik ve betondan özel olarak inşa edilen 100 tonluk dev blok da işe yaramadı.

DENİZ tabanına indirilen ve sızıntının olduğu noktaya oturtulan oda şeklindeki içi boş blokla ilgili uzun süredir devam eden çalışmalardan bir sonuç alınamadı. Buz kütlelerine benzeyen metan kristallerinin, hazırlanan bu odanın iç duvarlarını kapladığı ve bu sebeple sistemin çalışmadığı bildirildi. Petrol madenciliğinde ilk kez denenen bu yöntemle, petrolün bu odanın içine akması ve bu odaya bağlı bir tüple de su üstünde bulunan tankerlere aktarılması planlanıyordu. Kuyudan günde 757.000 litre petrol deniz suyuna karışıyor. BP firmasının operasyon yetkilisi Doug Suttles, deniz yüzeyinden 1,6 kilometre derinliğe indirilen odanın geri çekildiğini ve sahile doğru götürüldüğünü belirtti. Suttles, hazırlanan odanın işe yaramadığını söylemek için erken olduğunu belirterek, “Yapmaya çalıştığımız şeyden sonuç alamadığımızı söylemekle yetinmeliyim” dedi.

Suttles, sızıntının durdurulması için hem bu odanın nasıl kullanılabileceği, hem de başka yöntemler üzerinde çalışılmakta olduğunu kaydetti.

10.05.2010

 
Sayfa Başı  Geri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu

Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.
Kurumsal Linkler: Risale-i Nur Kongresi - Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Yeni Asya Gazetesi - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat-Promosyon - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım