03 Haziran 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Yurt Haber

 

Ödül vaadiyle dolandırılmayın!

Mobİl Pazarlama Derneği, (MMA) tüketicilerin tanımadıkları numaralardan para ödülü vaadiyle cep telefonlarına gönderilen dolandırıcılık amaçlı SMS’lere itibar etmemesi gerektiğini belirterek, şikâyetçi olanların Cumhuriyet Savcılıklarına başvurmaları gerektiğini bildirdi.

Mobil Pazarlama Derneği’nden yapılan yazılı açıklamada, tüketicilerin tanımadıkları numaralardan para ödülü vaadiyle cep telefonlarına gönderilen dolandırıcılık amaçlı SMS’lere itibar etmemesini, şikâyetçi olanların Cumhuriyet Savcılıklarına başvurması gerektiğini belirtti. Konuyla ilgili açıklama yapan MMA Türkiye Eşbaşkanı Elvin Altun, cep telefonu abonelerine bir başka abone tarafından ‘’firmasından para ödülü/dakika/kontör kazandınız. Ödülü almak için şu numarayı arayınız, şu hesaba para yatırınız. ATM’den banka kartınızla işlem yapınız’’ şeklinde mesajlar gönderildiğine dikkati çekti. Mobil pazarlama kampanyalarında firmaların ya da cep telefonu operatörlerinin dolandırıcılık amaçlı SMS’lerde iddia edildiği gibi bir para ödülü dağıtmadığını vurgulayan Elvin Altun, şunları kaydetti:

‘’Son dönemde giderek artan ve farklı şekillerde karşımıza çıkan dolandırıcılık amaçlı bu mesajlar tüketicilerin yanı sıra reklâmveren ve cep telefonu operatörlerini de mağdur ediyor. Dolandırıcılık amaçlı bu tür mesajlara karşı hukuki yollardan mücadele ediyoruz, ancak tüketicileri de bilinçli olmaları konusunda uyarıyoruz. Cep telefonu aboneleri, tanımadığı numaralardan gelen bu mesajları dikkate almamalı. Kendilerine gelen mesajlardan şüphelenen aboneler bilgi almak için bağlı bulundukları operatörlerin çağrı merkezi ya da kurumsal internet sitelerine başvurabilir. Şikâyetçi olan tüketiciler Cumhuriyet Savcılıklarına bireysel olarak başvuru yapabilir. Şikâyet dilekçe örneklerine operatörlerin web sitesinden de ulaşmak mümkün.’’

03.06.2010


 

Çaycuma’da şiddetli fırtına

Zonguldak’In Çaycuma ilçesine bağlı Filyos beldesinde, şiddetli fırtınadan bazı evlerin çatıları uçtu, ağaçlar devrildi.

Önceki gün akşam saatlerinde etkili olan fırtına sebebiyle Filyos Devlet Demir Yollarına ait lojmanın çatısı yola sürüklendi, parkta ve yol kenarlarındaki ağaç ve elektrik direkleri devrildi, bazı evlerin de çatıları uçtu. Merkez Mahallesi’ndeki evinin penceresinin önünde bulunan Müzeyyen Ankın, fırtınadan dolayı camın patlaması sonucu yaralandı. Çaycuma Devlet Hastanesine kaldırılan ve kollarında kesiklerin oluşan Ankın’ın durumunun iyi olduğu öğrenildi.

AMASYA-TOKAT KARAYOLUNDA TRAFİKTE

KAPANDI

Amasya’da ise gece saatlerinde etkili olan sağanak yağış sonucu Amasya-Tokat karayolu üzerindeki Kaleköy yakınlarında bulunan Taşlı deresi taştı. Taşkında Amasya-Tokat karayolu bir süre trafiğe kapalı kalırken olay yerine gelen Karayolları 7. Bölge Müdürlüğüne bağlı ekiplerin çabaları sonucu kapanan yol trafiğe açıldı. Yetkililer, taşkın sebebiyle yolun yaklaşık 600 metrelik bölümünün zarar gördüğünü söylediler. Trafiğe kapanan yolun açılmasını bekleyen araç sürücüleri ise konvoy oluşturdu.

03.06.2010


 

Cezalarını çalışarak tamamlıyorlar

Gümüşhane Cumhuriyet Başsavcısı Abidin Bozkan, ‘’İyi hali görülen hükümlülerimizden 11’i çay ocaklarında çalışarak hem ücret alıyor, hem sigortalı oluyor, hem de cezalarının kalanını çalışarak tamamlıyorlar’’ dedi.

Bozkan, yaptığı açıklamada, Gümüşhane’de E tipi Kapalı ve açık cezaevi bulunduğunu belirterek, ‘’Açık cezaevimizde 50 açık hükümlümüz var. İyi halli olanlar, açık kısımda kalmasında herhangi bir mahsuru olmayanlar, idare kurulunun kararı ile cezaevinin kapalı kısmından açık kısmına ayrılıyorlar’’ dedi. Açık kısma ayrılanların içinde çalışmak isteyenlerin taleplerini aldıklarını ve bu taleplerden bir kısmını cezaevi içinde çeşitli iş kollarında değerlendirdiklerini ifade eden Bozkan, ‘’Çalışmak isteyenlerin önemli bir kısmını Gümüşhane Adliyesi, Hükümet Konağı ve Millî Eğitim Müdürlüğünün çay ocaklarında istihdam etme imkânı bulduk. Bunun için Gümüşhane Defterdarlığı ve Millî Eğitim Müdürlüğü ile birer sözleşme yaptık. Bir de Adliye bünyesinde çalışma başlattık. Bu kapsamda Adliyede 5, Hükümet Konağında 6 ve Millî Eğitim Müdürlüğünde 2 hükümlü olmak üzere toplam 13 hükümlüyü çay ocaklarında istihdam ediyoruz’’ diye konuştu.

İyi hali görülen 11 hükümlünün çay ocaklarında çalışarak cezalarını tamamladıklarını kaydeden Bozkan, şunları söyledi:

‘’Çalışan bu hükümlü arkadaşlar, cezalarını bitirdikten sonra kazandıkları çalışma becerisi ile en azından çay ocaklarında ya da kendilerine bir çay ocağı açarak çalışabilecekler. Çalışan hükümlülere, çalıştıkları sürece Adalet Bakanlığının belirlediği miktar üzerinden günlük yevmiye verilmektedir. Çalıştıkları sürece sigortalı olup sigorta hizmetlerinden de faydalanmaktadırlar. Çalışan her hükümlünün cezaevine maliyeti aylık 400 lira civarındadır. Ama bunları istihdam etmek suretiyle çay ocaklarından elde edilen gelirlerle de aslında belli bir kâr oranını da yakalamaktayız. Bizim için de kârlı bir işletme.’’

Çay ocaklarında çalışan hükümlüler ise çalışmaktan çok memnun olduklarını ifade ederek, ‘’Cezamızın kalan kısmını çalışarak tamamlıyoruz. Günler daha çabuk geçtiği gibi belirli ücret almamız yanında sigortalı da oluyoruz. Bu sigortadan eşlerimiz, çocuklarımız yararlanıyor. Onun için böyle bir imkânı bizlere tanıyan yetkililere teşekkür ediyoruz’’ dedi.

03.06.2010


 

Maden kazazedelerine psikoterapi uygulanmalı

Zonguldak Karaelmas Üniversitesi (ZKÜ) Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nuray Atasoy, ‘’Kendisi ya da yakını maden kazası geçiren kişiler ve ailelerine mutlaka psikoterapi yöntemleriyle tedavi uygulanmalıdır’’ dedi.

Doç. Dr. Atasoy, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon Müessese Müdürlüğü maden ocağındaki grizu patlamasının psikolojik etkilerine ilişkin yaptığı açıklamada, madenlerde çalışanların iş kazaları sebebiyle vefat etmelerinin, kazazede ve yakınları üzerinde travma oluşturduğunu söyledi. Atasoy, madenlerde kaza yaşayıp da kurtulanlarda yoğun korku, huzursuzluk, endişe, iş veriminin düşmesi, uyuyamama ve buna eşlik eden depresyon gibi psikolojik belirtiler görebildiklerini ifade ederek, şunları kaydetti: ‘’Depresyonla birlikte moral bozukluğu, karamsarlık, sürekli endişe hali, uyku, yeme içme ve kişisel sağlık problemleri çıkabiliyor. Ölme isteği, intihar denemeleri, bunu daha ağır hale getirebiliyor. Bu tür travmalar, hem psikiyatri hem de düzenli tedavi edilmesi gerektiren rahatsızlıklar. Kendisi ya da yakını maden kazası geçiren kişiler ve ailelerine mutlaka psikoterapi yöntemleriyle tedavi uygulanmalıdır.’’

03.06.2010


 

Madımağın lokumunu yaptılar

Sİvas’In millî yemeğinin ham maddesi olan ve adına türküler yakılan madımak bitkisi, şimdi de lokum oldu. Madımak lokumunun tadına bakan birçok kişi “madımaklı lokum mu olur” şaşkınlığını yaşarken, memnuniyetini ifade etmekten geri kalmıyor.

Bahar mevsiminde Sivas ve yöresinde kırlardan toplanan madımak bitkisinden bugüne kadar yemek ve çorba yapılıyordu. Sivas mutfağında baş köşeye oturtulan madımak, son olarak duyanları şaşırtan bir gıda ürünüyle buluşarak ağızları tatlandırmaya başladı. Şehirde faaliyet gösteren Doğu Şekerleme Firması, madımak ile lokumu birleştirip piyasaya sundu. Madımaktan lokum yapılmasının ilginç bir hikâyesi var. Daha önce Isparta’da da görev yaparken artan hırsızlık olaylarının önüne geçebilmek amacıyla vatandaşlara bahçelerinde kaz beslemelerini öneren Sivas Emniyet Müdürü Ahmet Kemal Seyhan, firma yöneticileriyle sohbet ederken gül lokumunu hatırlatarak ‘’Neden siz de madımak lokumu yapmıyorsunuz?’’ diye sordu. Bunun üzerine firma sahipleri bu düşünceyi hayata geçirmeye karar verdi. Hammaddesi nişasta ve şeker olan lokuma kırlardan toplanan ve temizlendikten sonra kıyılan madımak karıştırıldı. Ortaya birçok kişi tarafından beğenilen bir lezzet çıktı. Özellikle madımağın yemeğini sevenler, bu lezzete bayıldı.

03.06.2010


 

Nilüfer’de naylon poşet devri sona eriyor

Suyu, toprağı, besinleri kirleten, çok sayıda hayvan türünün ölümüne sebep olan ve tabiatta yok olması yüzlerce yıl süren naylon torbalar artık tarih oluyor.

Çevre konusundaki duyarlı yaklaşımıyla örnek olan Nilüfer Belediyesi, bu alanda bir ilke daha imza atarak Nilüfer’de naylon poşet kullanımını kaldırarak, yerine bez torba, file ya da kese kâğıdı kullanımını yaygınlaştırmayı hedefleyen bir kampanya başlatıyor. Nilüfer Belediyesi’nin Mayıs ayı meclis toplantısında alınan kararla, 5 Haziran 2010 tarihinde başlatılacak uygulama kapsamında, Nilüfer’deki bütün alış verişlerde ilk etapta naylon torbalarla, geri dönüşümlü ürünler birlikte kullanılacak. 31 Aralık 2010 tarihinden itibaren Nilüfer’de naylon torba kullanımı tamamen kaldırılacak. ‘Torbanı Değiştir, Geleceğini Değiştir’ sloganıyla hayata geçirilen alış verişte, geri dönüşümlü torbalara geçiş projesinde Nilüfer Belediyesi’ne; Nilüfer Kent Konseyi, Bursa Eczacılar Odası, BESOB’a bağlı Bakkallar Odası, Fırıncılar Odası, Kasaplar ve Kantinciler Odası gibi marketlerde destek veriyor.

03.06.2010


 

Çocuk koltukları yok satıyor

Çocuk oto güvenlik koltuklarının kullanımının zorunlu hale gelmesinin ardından, satışların arttığı, yoğun talebin karşılanmasında sıkıntı yaşandığı bildirildi.

Çocuk oto güvenlik koltuklarının satışını yapan Süleyman Uzunoğlu, 1 Haziran’dan itibaren koltuk kullanımının zorunlu hale getirilmesinden sonra satışların bir anda arttığını ve talebi karşılamakta güçlük çektiklerini söyledi. Uzunoğlu, ‘’Eskiden bu koltuklardan yılda bir veya iki tane zor satardık. Satışlarda birden patlama yaşandı. Toptancı firmalar talebimizi karşılayamıyor, 15 gün sonrasına veya bir ay sonraya sipariş kabul ediyorlar’’ dedi. Koltuk ithal eden Ahmet Balmızrak ise talep ve satışların her geçen gün arttığına belirterek, ‘’Bu tür koltuklar ülkemizde şu anda çok az miktarda üretiliyor. Uzakdoğu ülkelerinden ithal ettiğimiz çocuk oto güvenlik koltukları, piyasalarda büyük ilgi görüyor. Bizim ithal ettiğimiz koltuklar, büyüklüklerine göre 100 ila bin liradan satılıyor. Satışların en az 3 ay canlı kalmasını bekliyoruz’’ diye konuştu.

03.06.2010


 

“Şimdi Düşünme Zamanı”

Talİm Terbiye Kurulu ile Türk Patent Enstitüsü’nün (TPE), ‘’Şimdi Düşünme Zamanı’’ sloganıyla başlattıkları proje çerçevesinde, ilköğretim okulu öğrencilerinin teknoloji ve tasarım dersinde ürettikleri çalışmalardan oluşan sergi TPE’de açıldı.

Ankara İl Millî Eğitim Müdürü Kamil Aydoğan buradaki konuşmasında, eğitim sisteminde son yıllarda yapılan yeniliklere ilişkin bilgi verdi. Bu yenilikler sayesinde eğitimde altyapı sorununun büyük oranda çözüldüğünü dile getiren Aydoğan, bundan sonraki süreçte çocukların yeteneklerini ortaya çıkaracak çalışmaların ağırlık kazanacağını söyledi. Aydoğan, eğitim sistemine yerleşmeye başlayan ‘’proje üretme anlayışıyla’’ bugün her öğrencinin zekasını ve üreteciliğini hayata kattığını ifade etti. TPE Başkanı Habip Asan da bugün bütün dünyada küresel krizden çıkışta ve işsizliğin önlenmesinde ‘’üretici beyinler’’ ve ‘’girişimci ruhun’’ bir araya gelmesi üzerinde durulduğunu anlatarak, ‘’Çocuklarımızın eğitim süreçlerine girişimci ruhu da ekleyebilirsek bugün ürettikleri projeleri fabrikalara dönüştürebileceklerine inanıyorum’’ diye konuştu.

03.06.2010


 

Keneden bir ölüm daha

Tokat’ta Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı şüphesiyle tedavi gören ve durumunun ağırlaşması üzerine Sivas’a sevk edilen kadın yolda vefat etti.

Alınan bilgiye göre, Niksar ilçesine bağlı bir köyde yaşadığı öğrenilen S.E (63), KKKA hastalığı şüphesiyle tedavi gördüğü Tokat’tan durumunun ağırlaşması üzerine Sivas’a sevk edildi. Ambulansla Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’ne götürülen kadın, yolda vefat etti. S. E’nin cenazesinin köyünde toprağa verildiği öğrenildi.

03.06.2010


 

Su kovasına düşen 9 aylık Mehmet boğuldu

Mersİn’İn Silifke ilçesinde, su dolu kovaya düşen 9 aylık çocuk boğuldu. Alınan bilgiye göre, Toros Mahallesi’ndeki TOKİ konutlarında evde, anne Melike Yıldız, odaya girdiğinde 9 aylık oğlu Mehmet’i, oyun amacıyla konulmuş su dolu kovaya baş aşağı girmiş halde buldu.

Silifke Devlet Hastanesine kaldırılan küçük çocuk kurtarılamadı. Oğlunun öldüğünü öğrenince fenalaşan anne, hastanede kontrol altına alınırken, baba Faruk Yıldız’ın da yakınları ve arkadaşları tarafından güçlükle teselli edildiği görüldü. Yıldız ailesinin Nurettin (4) adında bir çocukları daha bulunduğu öğrenildi. Yetkililer, konuyla ilgili soruşturmanın devam ettiğini bildirdi.

03.06.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Bütün haberler

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.