08 Ekim 2010 ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET VE ŞÛRÂDIR İletişim Künye Abonelik Reklam Bugünkü YeniAsya!

Eski tarihli sayılar

Günün Karikatürü
Gün Gün Tarih
Dergilerimiz

Görüş

Kayseri’den “Nur Sevdalılarına” teşekkürler

Böyle bir mübarek Cuma günü, yani tam yirmi bir gün önce (17 Eylül 2010) Edirne’ den Trakyalıların muhabbetini ve Kayserili Mimar Sinan’ın Selimiye önünden selâmını alarak Marmara’nın şevkini, İç Anadolu’nun gayretini, Karadeniz’in heyecanını, Doğunun sebatını, Güneydoğunun fedakârlığını, Akdeniz’de Adanalıların “sevgi selini” alarak bizlere ulaştıran “Bediüzzaman TIR’ı” dün Kayseri’ye geldi. Ve bugün şehrimizden ayrılacaktır.

Dün, gece yarılarına kadar hazırlık yapan, adeta sabah namazında “Allah-ü Ekber” sadasının sesine kadar gözüne uyku girmeyen arkadaşlarımız olduğu gibi, “Bediüzzaman TIR’ına” tahsis edilen alana yakın olan Kurşunlu Camii’nde “sabah namazında buluşmak üzere” diye heyecanlanan da oldu. Bu heyecan dalgasından dolayı dün gece Kayseri’de sabah çok geç oldu. Okuyucularımızdan bazıları ise ezanla yola çıkıp Nevşehir’e gittiler; hem buradaki “TIR” programlarına katıldılar, hem de “TIR’ın” zamanında gelmesine konvoyluk etmeye çalıştılar. Galiba Kayseri’de “Bediüzzaman TIR’ı” mutluluğunu ilk yaşayan bu arkadaşlarımız oldu. Şehrin girişinde çiçek verenler bile bunların hızına yetişemediler.

“TIR” programı ve hem de İslâm Yaşar’ın “Bediüzzaman ve Dâvâsı” konferansı burada bize tam bir “Bediüzzaman sofrası” ziyafetine dönüştü. Erciyes Dağı’nın yavaş yavaş yaşlı insanların saçlarını hatırlatan beyazlıkları, kar havasını nazara vermek istese de, “pastırma sıcağına” yakın güz mevsiminin ılık iklimine, Yuşa Tepesi’nden, Uludağ’dan, Kaz Dağları’ndan, Ilgaz’dan, Bolu Dağı’ndan, İbrahim Dağı’ndan, Zigana’dan, Canik’ten, Köroğlu Dağı’ndan, Allah-ü Ekber Dağları’ndan, Cilo, Munzur, Karadağlar’dan, Ararat’tan, Süphan’dan, Başit’ten, Raman’dan, Karadağ’dan, Cudi’den, Gabar’dan, Nur’dan, Aladağ ve Toroslar’dan getirdiği “ılık meltemi” Kayseri’deki Erciyes’te yankı buldu. Hepsinin selâmını “göz ve baş üstüne” aldı. Ve buradan o yankının aks-i sedası daha da yükselerek Kapadokya’ya, Boz, Menteşe ve Çam Dağlarına ulaştırmaya çalıştı…

Selâmların en güzelini, Hz. Mevlânâ’nın hocası Seyyid Burhaneddin Hazretlerinden alacak ve Aksaray’dan sonra “Eğer o benim zamanında gelseydi Risâle-i Nur’u; ben onun zamanında gelseydim Mesnevî’yi yazardım. O zaman hizmet Mesnevî tarzındaydı, şimdi ise Risâle-i Nur tarzındadır” dediği ve kendisi gibi asrının müceddi Hz. Mevlânâ’ya Konya’da Mevlevî dergâhında iletecektir "Bediüzzaman TIR’ı”. Kim bilir belki de bu dağlar:

“Faniyim, fani olanı istemem, acizim aciz olanı istemem.

Ruhumu Rahmana teslim eyledim, gayrı istemem...” diye Üstad’ın Çam Dağı’nda yazdığı ifadeyi hep bir ağızdan insanlara terennüm edeceklerdir. Yazıda fazla Kayseri reklâmı yapıp “sitem” duymamak için kısa kesmek istiyorum, ama ne yapayım, dünkü Kayseri’de bizim yaşadığımız bu heyecanı, siz yaşasaydınız inanıyorum ki, daha fazlasını yazar ve editörlerimizi “Bu yazıyı hangi sayfaya sıkıştıralım?” diye epey sıkıntıya sokardınız. Neyse “Erciyes’ten Çam Dağı’na” yazımızı daha sonraya bırakacağız.

Dünkü programlar çerçevesinde faaliyetlerimizin iyi geçmesi için gereğini yapan, Kayseri Valiliği’ne, Emniyet Müdürlüğü’ne, Belediye Başkanlarımıza, Ulusal ve Yerel Basın Kuruluşlarımıza, dâvetimize gelen STK’lara, Vakıf ve Dernek Yöneticilerine ve gerek Kayseri’den Nevşenir’e giderek oradaki programa iştirak edip, oradan “Bediüzzaman TIR’ına” mihmandarlık eden ve “Boğaz Köprü Mevkiinde” karşılayarak çiçek takdim eden, gerekse Mimar Sinan Parkı Meydanındaki programda her saniyesinde emeği bulunan, gelen misafirlerin barınması, yemek ve istirahatı ile “Bediüzzaman TIR’ının” emniyetli bir şekilde gelip gitmesine yardımcı olan, kitap sergisinde Üstad’ı ve dâvâsını gelen misafirlere canla başla anlatan, akşam konferans salonunun hazırlanmasında görevliler kadar emeği geçen ve programlara katılarak İslâm Yaşar’ın tatlı dilinden “Bediüzzaman’ın dâvâsını” dinleyen bütün bay ve bayan, ihtiyar ve genç okuyucu, dost ve misafirlere teşekkür ederim.

Bugün Aksaray’da saat 10.00’da Somuncu Baba Camii karşısındaki ziyaretinden sonra Konya’da saat 14.00’te Kültür Parkı’nda olacak olan “Bediüzzüman TIR’ı” selâm ve muhabbetlerimizi iletecek. Ve şimdiden özlediğimizi, 2011 yılında Şam, Kosturma, Balkanlar ve İstanbul güzergâhında bedenen ve hayalen olmayı arzu ettiğimizi de beyan etmiş olalım.

Dün Kayserililer olarak kana kana gidermeye çalıştığımız “hasret” henüz yeni bitmişken; bugün, “ayrılığın ateşi” gene yüreklerimizi yakacaktır.

ŞERİF GÜNDÜZ - [email protected]

08.10.2010

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Son Dakika Haberleri

Dergilerimize abone olmak için tıklayın.
Hava Durumu
Yeni Asya Gazetesi, Yeni Asya Medya Grubu Yayın Organıdır.