Güncel |
Mevlana ile Bediüzzaman Buluştu |
BEDİÜZZAMAN Tanıtım ve Hizmet TIR'ı Aksaray ve Konya’yı kapsayan muhteşem iki program düzenledi. Önceki gün Nevşehir ve Kayseri’deki güzel organizasyonlardan aldığı şevk ve gayret ile geceyi Kozaklı’da geçiren Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet TIR'ı güne Aksaray programıyla başladı. Adana’da turun en sıcak ve güneşli gününü yaşayan TIR'ımız, daha iki gün geçmeden en soğuk ve yağışlı gününü de yaşamış oldu. Böylece Bediüzzaman Tanıtım ve Hizmet TIR'ının gittiği yerlerde hem manevî atmosferi, hem de maddî iklimi değiştirdiği gerçeği tahakkuk etmiş oldu. AKSARAY'DA yapılan tanıtım programının ardından TIR'ımızın yönü Konya’ya doğru çevrildi. Konya’da büyük bir buluşma gerçekleşecekti. Zira Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri bundan 51 yıl önce Ankara’dan dönüşünde Mevlânâ Dergâhı’na gelmiş burada bir süre beklemişti. Rivayet odur ki, Bediüzzaman Dergâhın kapısına gelirken durmuş ve sanki biriyle konuşurmuş gibi bir hal peyda olmuştu. Bir resmî görevli Üstad’a müdahale etmek isteyince arkada duran talebelerinden biri bağırarak, “Üstad Mevlânâ ile görüşüyor, rahatsız etme” demişti. İhtimal odur ki, Mevlânâ Hazretleri, Üstad Bediüzzaman gibi bir misafiri kapıda karşılamış ve burada bir mükalemede bulunmuşlardı. Bir sonraki sene, yani Üstad’ın vefat ettiği sene ise dergâhın önünden geçerken Bediüzzaman, Mevlânâ Celâleddin-i Rumî’nin ruhuna Fatihalar yolluyordu... Şimdi Bediüzzaman’ın şahs-ı manevisini temsilen hizmet TIR'ımız Mevlânâ ile buluşuyordu. Bu zahiren sıradan, batinen ise büyük bir buluşmaydı. Üstad’ın bir keresinde “Ben Mevlânâ’nın zamanında gelseydim Mesnevî’yi, o benim zamanımda gelseydi Risâle-i Nur’u yazardı” dediği söylenir. Doğrudur zira, Mevlânâ da, Bediüzzaman da asrın idrakine “Kur’ân-ı Kerim’i söyletme” gayesi taşıyor, Kur’ân’ın elmas hakikatlerini haykırıyordu. Tek farkları yöntem idi. Zira Mevlânâ’nın dünyaya geldiği 12-13. yüzyılların idrak seviyesiyle, ahirzaman müceddidi ve “müceddid-i elfi salis” yahut “elf-i ahir” olan Bediüzzaman’ın dünyaya geldiği 20 ve 21. yüzyılların idrak seviyesi birbirinden çok farklıydı. Mevlânâ tasavvuf ağırlıklı bir yol izlerken, Üstad Bediüzzaman hem akılları hem kalpleri doyuran zülcenaheyn bir tarz benimsemiş ve uzay ve teknoloji çağını nuruyla aydınlatmıştır... Ama en nihayetinde ikisi de bulundukları asrı aydınlatmaya hizmet etmişlerdi... |
10.10.2010 |