"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Gönül sevmekle mükelleftir

Abdil YILDIRIM
24 Ocak 2017, Salı
Göz görmekle, kulak işitmekle, dil tad almak ve konuşmakla, ayak yürümekle mükellef olduğu gibi, gönül de sevmekle mükelleftir.

Vücut sarayının en lâtif köşesi, en müzeyyen mekânı, gönül köşküdür. Sevgi denilen hayat iksiri burada bulunur. Kalp imanın makamı olduğu gibi, gönül de sevginin makamıdır. En değerli ve en şerefli misafirler burada ağırlanır. En nâdîde çiçekler, en tatlı meyveler, gönül bahçesinde yetişir.

Gönül, sevmekle mükelleftir. Gönül dediğin toprağı sevecek, taşı sevecek, kuruyu sevecek, yaşı sevecek. Yetimi öksüzü, garibi gurabayı, fakiri fukarayı sevecek. Gülü severken dikeninden şikâyet etmeyecek. Dost bildiklerinden gelecek olan ihanet oklarına da tahammül edecek.

Gönül, güzeli bağrına bastığı gibi, çirkini de kucaklayacak ama, çirkinliği içeri almayacak. Kötü denilenlere de yer açacak ama, kötülüğe yer vermeyecek. Kötü ve çirkin olan şahıslar değil, onların sıfatlarıdır ve davranışlarıdır. Bu sıfat ve davranışları taşıyan insanların da bir kalbi ve gönlü vardır. Ama o mübarek mekânlara bir takım muzır duygular musallat olmuş, sahibini de muzır ve çirkin göstermiştir. Onların yardıma ihtiyaçları vardır. İyi insanlar, kötü diye bilinenlere yardım ederler, onların kalp ve gönül hanelerini de güzelleştirmeye çalışırlarsa, o insanları kazanmış olurlar. Yoksa, “Bunlar kötü insanlardır” deyip dışlarlarsa, kötülüğe yardım etmiş olurlar. Öyle olmasa, Hz. Mevlânâ, “Kim olursan ol gel” diye gönül köşküne herkesi dâvet eder miydi?

Her insan Cenâb-ı Hak’kın hârika bir san’atı olduğuna göre, san’atkârı hatırına o sanât sevilir. Yunus gönüllü olmak, yaratılmışları Yaradan’dan ötürü sevmek varken, insanlardan nefret etmek insanlığa yakışır mı? “Eşref-i mahlûkat” olarak yaratılan bir varlığa gönlünde yer açamayanların gönül hanesi virâne olmuş demektir.

Kalbinde iman bulunmayan bir insanın da her hücresi Allah’ı zikretmiyor mu? O hücrelerin zikrini duyar gibi davranmak, içinde ruh olmasa da cesetlere  bu gözle bakmak, onları sevmek için yeterli sebep sayılmaz mı? Peygamber Efendimiz (asm) bir hayvan leşine bakıyor da, “Ne güzel dişleri varmış” diyor. Yani çirkinlikler arasında güzel olanı bulup, ona nazar ediyor.

Her şeye sevgi gözü ile bakan, herkesi gönül hanesinde misafir eden insanlara, “ganî gönüllü” deriz. Onlar gerçekten zengin insanlardır. Hayatta zenginlik ve fakirlik deyince, sadece para, mal ve maddî imkânları anlayanlar, gönüllerini bir yoklasalar, asıl zenginlik veya fakirliğin orada olduğunu göreceklerdir. Refah seviyesinin sevgi sermayesi ile doğru orantılı olduğunu anlayacaklardır. Sevgi sermayesi rakamlarla ifade edilebilecek bir değer olsaydı, bugün dünyanın en zengin ülkelerinin durumunun, açlık sınırının da altında olduğu görülecekti.

En fakir insan, gönül hanesinde sevgi sermayesi en az olan insandır. Sevgi sermayesini adavet ve nefret çarşısında çarçur edenler, müflis tüccar gibi orta yerde kalırlar, perişan olurlar. Sevmeyi bilmeyenler, sevilmekten de mahrum kalacaklardır. O zaman hayat bir azâb olacaktır.

Gönlünde adavet tohumu taşıyanlar da, muhabbet çekirdeği taşıyanlar da bu dünyadan göçüp gidiyor. Birisi arkasında acı meyveler, zehirli dikenler bırakırken, öbürü tatlı ve lezzetli meyveler, güzel güller bırakıyor. Madem ki her gelen gidiyor, dünya kimseye kalmıyor, öyleyse gelin biz de “Sevelim, sevilelim” diyerek Yunus Emre’nin dâvetine icabet edelim.

Okunma Sayısı: 2705
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • khk magduru

    24.1.2017 16:55:26

    Allah razi olsun abi . Rabbim lutfundan versin.

  • Rüstem Garzanlı

    24.1.2017 16:11:46

    Abdil ağabey; sevgiyi ne kadar güzel ifade etmişsin.Allah razı olsun. Zaten sevgi olsa; onun zıddı olamaz. Cenab-i Allah islâm âlemînin sevgisini artırsın. Âmin... Münasebete binâen Risâle-ı Nur'dan bir kaç kelime arz etmek istiyorum. Mesnevî-i Nuriye'de üstad muhabbeti başta Allah'a vererek şöyle buyurmuş: " Bir insan, en evvel muhabbetini Allah'a verirse, onun muhabbeti dolayısıyla, Allah'ın sevdiği her şeyi sever,..." Vesselâm...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı