"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Her akşam ölüp her sabah diriliyoruz

Abdil YILDIRIM
11 Mart 2024, Pazartesi

Ölüm hakikati inkar edilmez, 
Azrail kapını çalmadan uyan. 
O menzile başka yoldan gidilmez, 
Kabir kapısına gelmeden uyan. 

A.Y 

İnsanın hayatı boyunca eline bir çok fırsatlar geçer. Bu fırsatları değerlendiremeyip kaçırırsa pişman olur, üzülür. Kaçırdığı fırsat belki de bir daha eline zaman geçmeyebilir. Hayatta en önemli fırsat ise, ömür sermayesidir. Cenab-ı Hak her insana her gün yirmi dört saatlik bir ömür sermayesi verir. Bunun bir saatini ahiret erzakı  için kullanmasını, diğer yirmi üç saatini ise, helal dairesinde istediği gibi harcamasını ister. Ama bu ömür sarmayesi de sonsuz değildir. Bir gün biter ve onun hesabını vermek üzere ahiret alemine gider. İşte orada bu sermayenin hesabı sorulacaktır. 

Allah’ın izni ile, bir rahmet ayına daha kavuştuk. İçinde bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi bulunan bu ay da, en büyük fırsatlardan birisidir. Ama o da bir ay sonra bizlere veda edip gidecek. Bu fırsatı değerlendiremezsek, rahmetinden ve mağfiretinden istifade edemezsek, yılın fırsatını kaçırmış oluruz. Rahmet çeşmesi bir ay boyunca gürül gürül akarken, biz de horul horul uyursak, hiç bir pişmanlık bize bu ayı geri getiremiyecektir. 

Mahşer günü Mahkeme-i Kübrâ’ya çağrıldığımız zaman, günahlarımızın verdiği sıkıntı ve pişmanlık içinde “Allah’ım bana bir fırsat daha ver, tekrar dirilt de dünyaya gönder, ben de sana hakkıyla kulluk edeyim” diye yalvardığımızda, Rabbimiz “Ben sana ömrün boyunca her gün bir fırsat verdim, her akşam öldürdüm, her sabah tekrar dirilttim, o zaman aklın nerdeydi?” derse, ne cevap vereceğiz? 

İşte oradaki bu müthiş suale cevap verebilmek için, şimdi buradaki fırsatları değerlendirmek gerekir. Akşam yattığında, sabah sağ olarak kalmak için kimsenin bir garantisi yoktur. Uyku da bir nev’î ölüm değil midir?  

Cenâb-ı Hak, Kur’ân-ı Kerim’de uykunun da bir nev’î ölüm olduğunu bildiriyor. “Ama gerçek koruyucu Allah, insanların ruhlarını ölümleri sırasında, ölmeyenlerin ruhlarını ise uykuları sırasında alır. Hakkında ölüm hükmü verdiği rûhu tutar, vermediği rûhu ise belirli bir süreye kadar salıverir” (Zümer, 39/42) 

Demek ki ölümde de, uyku halinde de Allah insanların ruhlarını kabzediyor. Eceli gelenlerin ruhunu tutuyor, henüz eceli gelmemiş olanların ruhlarını ise salıveriyor, onlar tekrar cesetlerine dönüyorlar. Burada bizim almamız gereken ibret ise, ölümün bize ne kadar yakın olduğunu idrak edip, gafletten kendimizi kurtarmaktır. Bugün “sanki öldüm” diyebilmektir. 

Şimdi kendimizi şöyle bir sorguya çekelim. Her sabah yatağımızdan kalkarken “Allahım sana şükürler olsun, bugün de yaşıyorum, bana bir fırsat daha verdin, ben de bunu en güzel şekilde değerlendirip sana olan kulluk görevimi daha iyi yapmaya gayet edeceğim” diyerek hayatımıza çeki düzen veriyor muyuz? Yoksa ölümden döndüğümüzün farkında olmadan ölü gibi yaşamaya devam mı ediyoruz? 

Not: Okuyucularımın ve İslam âlemini Ramazan-ı Şerifini tebrik ediyor, bütün müslümanların huzuruna, hasseten Gazze’de zulüm gören kardeşlerimizin acılarının sona ermesine vesile olmasını diliyorum.

Okunma Sayısı: 1489
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdullah Tunç

    11.3.2024 04:57:47

    Yazı tümüyle güzel.Ama bir cümlesi varki insanın kafasın tokmak gibi iniyor O cümle şu; "Yoksa ölüm den döndüğümüzün farkı da olmayıp ölü gibi yaşamaya devam mı ediyoruz.?"

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı