"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Adalet külâhını giymiş zulüm

Ahmet BATTAL
14 Mart 2015, Cumartesi
Bediüzzaman’ın Tarihçe-i Hayatı’nda (s. 221) önemli bir adalet dersi hikâye edilir:

“Bir zaman, cerbezeli bir padişah, adalet niyetiyle çok zulüm ediyormuş, bir muhakkik âlim ona demiş: ‘Ey hâkim! Sen, raiyetine (halkına) adalet namıyla zulüm ediyorsun. Çünkü tenkitkârane cerbezeli nazarın, zamanen müteferrik kusuratı (farklı zamanlara ait kusurları), birden toplar, bir zamanda tasavvur edip, sahibini şiddetli bir cezaya çarpıyorsun. Hem, bir kavmin müteferrik efradından vücuda gelen kusuratı (bir topluluğun çeşitli fertlerince işlenen kusurları), o tenkitkâr cerbezeli nazarında topluyorsun. Sonra o perde ile, o taifenin herbir ferdine karşı bir nefret, bir hiddet size gelir; haksız olarak onlara vurursun. Evet, senin bir sene zarfında attığın tükürük, bir günde senden çıkmış bulunsa, içinde boğulacaksın; müteferrik zamanda istimal ettiğin sulfato gibi acı ilâçları, bir günde birkaç kişi istimal etse (kullansa), hepsini de öldürebilir. İşte aynı bunun gibi, mehasinin (iyiliklerin) ortalarında bulunmasıyla, ara sıra kusuratı setretmek (ara sıra yapılan kusurları örtmek) lâzım gelirken; sen, raîyetine karşı kusuratı izale eden mehasini (halkının kusurlarını örten iyiliklerini) düşünmeden, cerbezeli nazarınla müteferrik kusuratı (parça parça kusurları) toplayıp, ağır ceza veriyorsun.’ İşte o padişah, o muhakkik âlimin îkazatıyla, adalet namına yaptığı zulümden kurtuldu.”

Demek ki neymiş? 

Bazen adalet zannıyla, ya da adalet niyetiyle, hatta adalet namına zulmetmek mümkünmüş.

Elinde kudret olan ve hata yapma ihtimali bulunanın, bilhassa “muhakkik âlimlerce” ikaz edilmesi gerekliymiş. (Bu “muhakkik”i, günümüzde tahkik ehli kamuoyu örgütleri olarak anlamak mümkün ve gereklidir).

Bu yüzden olsa gerektir, yine Bediüzzaman, Lemaat isimli eserinde (Sözler, s. 648) “Bâzan zıd, zıddını tazammun eder (kapsar)” başlığı altında şu veciz hükümleri sıralıyor: 

“Zaman olur zıd, zıddını saklarmış. 

“Lisân-ı siyasette lâfız, mânânın zıddıdır. 

“Adâlet külâhını, zulüm başına geçirmiş; 

“Hamiyet libasını, hıyânet ucuz giymiş.” 

Bilhassa zor zamanlarda ortaya çıkan bu kafa karışıklıklarından kurtulmak için; dikkat lâzım, teenni lâzım, vicdan lâzım, doğru adamları çok dinlemek, doğru kitapları çok okumak lâzım, az konuşmak ve az hüküm vermek lâzım. 

Zira her hüküm ya adalettir, ya zulüm… 

Okunma Sayısı: 2155
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • garip talebe

    14.3.2015 01:32:35

    canetti'nin kitle ve iktidar adlı eserinde karşıtına benzeme diye bir kavramı var...bugünün muktedirleri o çok eleştirdikleri tek parti devrinin müstebid davranışlarını şuursuzca sergilemeye başladılar..din adına olsa ne fayda..sonucu kaos,karmaşa ülkeye zarar millete zarar en başta da dine zarar..malesef uyarıyı bile düşmanlık diye anlayan bir zihniyet oluştu ülkemizde..çok yazık.

  • garip talebe

    14.3.2015 01:09:00

    güzel yazıydı..tebrikler..hatırlatmak lazım adaletin ne olduğunu ne yazık ki günlük hadiseler cerbezeler halkımıza bilhassa ehli tahkik olması gereken nurculara adaleti de unutturdu..neyseki farz-ı kifaye nevinden Yeniasya hala bazı değerlerimizi hatırlatıyor.Allah razı olsun hepinizden..

  • Bekir

    14.3.2015 01:04:35

    Ahmet BATTAL Hocam tebrikler. Maşaallah. Allah razı olsun. İsraf-ı kelâma gerek yok... Şu zaman-ı hali özetlemişsiniz !!! ... Selam ve Dua ile...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı