Meselâ biz AKP’nin çekirdek kadrosunun “demokrasi İslâm’a uymaz, ama İslâm’ı getirmek için demokrasiden istifade edilebilir” diye düşündüğünü tesbit ediyoruz. 

Dostlarımız “evet doğru” diyorlar. 
Meselâ biz AKP’nin çekirdek kadrosunun “Müslüman demokrat olmaz, ama Müslümanları iktidara getirebilmek için Demokratlardan istifade edilebilir” dediğini iddia ediyoruz. 
O dostlarımız “kesinlikle evet” diyorlar.
Meselâ biz diyoruz ki AKP’de parti içi demokrasi işlemez, karizmatik liderle başlayan hiyerarşik sistem geçerlidir. 
İşte buna bazı dostlarımız “hayır” diyorlar. “Her parti gibi AKP’nin de parti içi kurulları var, demokrasi ve çoğulculuk orada da işliyor” diyorlar. 
“Demokrasiye inanmayan ve demokratlığı değerli görmeyen kişilerin partisinde parti içi demokrasi olur mu” dediğimizde ise “siz de demokrasiyi çok abartıyorsunuz” diyorlar.  
Bakalım bu dostlar bu delilimizi tevil edebilecekler mi? 
İşte delil: Davutoğlu kabinesinin açıklandığı gün basında yer alan haber şöyle: 
“Nurettin Canikli’nin Gümrük ve Ticaret Bakanı olmasıyla boşalan AK Parti Grup Başkanvekilliği görevine, Amasya Milletvekili Naci Bostancı seçildi.
“Grup toplantısında yapılan oylamaya 265 AK Parti’li milletvekili katıldı. 2 oyun geçersiz sayıldığı seçimde, 263 milletvekilinin oyunu alan Bostancı, AK Parti’nin yeni grup başkanvekili oldu.”
Ne olmuş? Seçim yapılmış.
Kaç aday varmış? Tek aday. Kim belirlemiş adayı? Kendisi mi öne çıkmış? 
Seçimden beş gün önce basına sızan bilgilere göre Bostancı’nın “atanacağı” kesin gibiymiş. 
Şimdi, Sayın Bostancı atanmış mı seçilmiş mi? Kaç aday arasından ve nasıl? 
Yanlış anlaşılmasın, maksadımız Prof. Dr. M. Naci Bostancı’yı eleştirmek değil. Kendisi eski bir meslektaşımız ve dostumuzdur. 
Sayın Bostancı’nın sahip olduğu mazisi ve siyasi geleneği itibariyle “demokratlık” kendisi için özel bir mânâ ifade etmeyebilir. Buna da saygı duymak gerekir. 
Ama kendisinin “seçilme” biçimi bizim için önemlidir. AKP’de parti içi demokrasi denilen şeyin ne demek olduğunu ve ne kadar bulunduğunu gösterir. 
O dostlarımız bu delile ne diyecekler? 
“Ama bütün partiler aynı” ya da “sizin desteklediğiniz parti de aynı” cevabını duyar gibiyiz. 
Sizce cevap bu mu olmalı?