"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Anayasa kafayasayı değiştirir mi?

Ahmet BATTAL
28 Ocak 2016, Perşembe
Bu günlerde yine herkes anayasanın değişmesinden bahsediyor. Güzel.

Ama “kafayasa”nın değişmesinden pek söz eden yok. Kötü.

Kafayasa nedir? Bakalım:

Toplumu bir vücuda benzetirsek devlet bir üstyapı kurumudur, anayasa da bir yönüyle onun ana hatlarına çekidüzen verir, güzelleştirir. 

Ama toplumun altyapısı olan fertler, kemikler ve kaslar gibidir. Onlar sağlam ve uyumlu olmazsa “üstyapı”yı oluşturan devlet ve hükümet gerçekte bir işe yaramaz, faydalı bir yapı da olamaz. 

Hatta bazen gerekliliği bile tartışılır hale gelir. O halde anayasayla birlikte kafaların da değişmesi lâzım. Yoksa eski kafalara yeni devlet fayda vermez. 

Ne demek istediğimizi, dernek kurma hürriyetinin tatbikatını ele alarak anlatalım.  

Anayasa, “dernek kurmak izne değil beyana tabidir” diyerek temel kuralı koyuyor. 

Ama uygulama böyle değil. “İzin esası” fiiliyatta halen de geçerli. 

Zira Valilikteki dernekler masası şefinin kafayasası başka bir kuralla işliyor. Ne diyor? 

“Önce kimlik al, vatandaş ol, sonra ikametgâh sahibi ol, sonra dernek için bir iş yeri kirala. Sonra dernek kurmak için izin almaya gel. Biz denetleriz, uygun bulursak izin veririz”. 

Siz de meselâ şöyle cevap veriyorsunuz: “Anayasa izin gerekmez diyor. Sen bizim beyanımızı al, kayda geçir. Derneğimiz kurulmuş olsun. Bizden, bundan başka şeyler isteyemezsiniz.”

Gelecek cevap belli: “Gidin işinize kardeşim, böyle dernek mi olurmuş, kafa mı buluyorsunuz bizimle!”

Yani cevap aslında şöyle: Anayasa ne derse desin benim kafayasama uymazsa yapmam kardeşim. 

Bunları nereden biliyoruz? Uygulamadan…

Meselâ cami yaptırma derneği kurdunuz. Yani kurmak için gerekli beyannameyi verdiniz. Görevli sizi şöyle karşılayacak: 

“Müftülükten izin yazısı getirdiniz mi?” 

Siz cevap olarak “hayır getirmedik, ama zaten biz izin almayı düşünmüyoruz, buna ihtiyaç da duymuyoruz, biz müftülükten bağımsız bir cami yaptırmayı düşünüyoruz” diyeceksiniz. 

O zaman cevap belli: “Bu derneği kuramazsınız kardeşim”. Yani “bu derneği kurmanıza ben devlet olarak izin vermiyorum!”

İnanmayan İstanbul Valiliği Dernekler Müdürlüğü’nün web sayfasındaki dernek kuruluş işlemleri sayfasına baksın ve “yeni yapılacak camiler için kurulacak dernekler ilçe müftülüğünden izin yazısı getirecektir!” emir cümlesini kendi gözleriyle de okusun. 

Gördüğünüz gibi, dernek kurmak hiç de beyan esasıyla yapılan bir iş değilmiş.

Neden böyle? 

Böyle, zira “devlet yetkisi”ni kullananlar, keyfini kanun yapmayı seviyor. 

Bu yüzden devlet hukuk devleti olamıyor. Anayasaya ne yazarsanız yazın…

Okunma Sayısı: 2146
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Toygar

    28.1.2016 08:55:00

    Bu konuyu bilmiyordum, "yok artık" diyorum. Yasanın üstünde iş görüldüğü tamam vakidir de, yorum farkı olur, ona mümasil işler farklı gelişir. Ama bu iş öyle değil. Yasa diyor "Ak", icraat diyor "kara". Yanlış anlaşılması aman haaa!.. ak-kara falan derken.. Sirkatin söyler halini diyorum; devlete diyorum! Ele yüzüne! Eyle işte!..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı