"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cami inşası ve siyaset

Ahmet BATTAL
30 Ağustos 2018, Perşembe
Önce bir cami hikâyesi anlatalım:

Ordu’nun yayla ilçesi Aybastı’nın girişinde bir cami var. Diğer bir caminin hemen altında. Onu farklı kılan ve meşhur eden de bu özelliği. (Aslında benzer durumlar başka bazı yerlerde de var.). 

Yolun üstünde ve altında aynı cemaate hitap eden iki ayrı cami neden olur?

“Ben yaptım oldu” dendiği için olur.

“Cami nasıl olurmuş gösterelim” dendiği için olur. 

Belki de Diyanet İşleri Başkanlığı bu konudaki vazifesini hakkıyla yapmadığı ya da yapamadığı için olur. 

Ama bu çelişkinin bir özel sebebi daha var: Cami işine siyaset müdahale eder ve o sebeple olur! 

Aybastı’da bu çelişkiyi ortaya çıkarmakta yerel siyaset etkili olmuş. (Unutmayalım ki bu da bir siyaset ve hatta ülke siyasetinin belirleyicisi ve tetikleyicisi.) 

Şöyle: Doksanlarda, camilerin olduğu Çukur Mahallenin yeni muhtarı yolun altındaki eski camiyi Kur’ân kursuna çevirip yolun üstüne yeni cami yaptırmış. 

Bu durum, eski muhtarın “bak, yeni muhtar daha ilk döneminde koca cami yaptırdı, sen ise yıllarca muhtarlık yaptın, ama kendi döneminde cami yaptırma açısından bir işe yaramadın” türünden cümlelerle eleştirilmesine sebep olmuş. 

Bu haksız ve yersiz eleştiri eski muhtarı yolun altına eski caminin yerine yeni cami yaptırmaya zorlamış. O da “cami öyle olmaz böyle olur” diyerek işe girişmiş ve başarmış!

Böylece mezhebi-meşrebi aynı olan cemaat iki camiden birini tercih etme konusunda bir emrivaki ile karşılaşmış. İşler karışmış, zihinler çatallanmış.

İşte siyaset ve işte diyanet!

***

Yanlış anlaşılmasın. Cami sadece “ihtiyaç” için değildir. İbret için de olur, mühür vurmak için de…

Meselâ İstanbul’da sur içindeki büyük selatin (sultanlar) camilerinin o günün nüfusuna nazaran ihtiyaçtan çok fazlasını ifade ettiği açıktır. Yapılmış ve İslâm mührü olmuş. 

Caminin ihtiyaç için ya da sembol olsun diye yapılması ile “bir inat uğruna” yapılması arasında elbette fark var. Üstelik bu inat bir tür siyaset hatırı için yürüyorsa işleri daha da kötüleştirir. 

Çare planlamadadır. Din hizmetleri de planlanabilmeli. Vazife siyasetin değil Diyanet’indir. 

***

Bu arada, bir mühür meselesi de Aybastı’nın altında Fatsa’da yaşanıyor.

Fatsa’nın yakın tarihinde varlığı eski fotoğraflarla da bilinen, ama otuzlu yıllarda depremle yıkılan ve yeri meydan olan eski merkez camiinin minaresinin taş temelleri, iki ay kadar önce, Belediye’nin meydan altı otoparkı yapmak üzere yürüttüğü bir kazı sırasında ortaya çıkmış. 

Ama Fatsa halkı bu İslâm mührünün muhafazası hususunda başta Diyanet İşleri Başkanlığı, Ordu Turizm Müdürlüğü ve Ordu Büyük Şehir Belediyesi olmak üzere yerel yetkililerin yeterli gayretinin olmadığından şikâyetçi. Sebebi de sistemsizlik ve dağınıklık.

Haklılar mı? Bizce evet.

Okunma Sayısı: 2419
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Demokrat

    30.8.2018 08:55:00

    Cami enflasyonu...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı