"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cumhuriyete dair yanlış sloganlar (2)

Ahmet BATTAL
10 Kasım 2015, Salı
Cumhuriyet ve demokrasi arasındaki ilişkiyi anlatan yazılarımıza yapılan yorumlarda yer verilen bazı sloganları incelemeye devam edelim.

Bir toptancının slogan cümlesi:

“Saltanata karşı olmak hilafete de karşı olmayı gerektirir.” 

Yanlış bir hüküm. Zira 1923’te kaldırılan saltanat devlet yönetimi demektir. 1924’te TBMM’ye devredilen hilafet ise daha ziyade dinî ve uhrevî bir temsil ve tevhid müessesesidir. Müslümanların birden çok devleti ve dolayısıyla birden fazla sultanı (kralı, cumhurbaşkanı vb.) olabilir. Ama Müslümanların halifesi tektir. Ve o halife, o devletleri yani sultanları ve kralları da öncelikle manen ve nihayetinde fiilen bir tek bayrak altında birleştirip tevhid etmekle görevlidir.  

Yanlış bir hüküm. Zira bir devlet şekli olan saltanatın alternatifi cumhuriyettir. Hilafetin alternatifi ya da naziri, meşverete dayanan bir ilmî meclis olabilir.

Diğer bir toptancı slogan: 

“Hilafete taraftar olan saltanata da taraftar demektir.” 

Yanlış hüküm. Zira İslam ümmetinin, bilhassa şahıs değil heyet halinde teşekkül eden ve seçimle tezahür eden etkili bir temsil gücüne dayanan bir manevî liderlik etrafında birleşmesi gerekli ve mümkündür. Oysa seçime yer vermeyen saltanat, en azından İslam ümmeti için, artık mazide kalması gereken bir devlet yönetim modelidir. 

Yanlışlığına da bir başka delilimiz de şudur: Bu toptancı hüküm, hilafeti isteyen, ama saltanata karşı olan dindarların bulunabileceği ve -başta Nur Talebeleri olmak üzere-var olduğu gerçeğini reddederek kurulmuş bir hükümdür. 

Şapla şekeri karıştıran bir başka slogan: 

“Tek partili de olsa cumhuriyet düşmanı olmak devlet düşmanı olmaktır.” 

Yanlış bir fikir. Zira, tek partili yani demokrasisi olmayan ve dolayısıyla isim ve resimden ibaret olan bir cumhuriyetin aslında cumhuriyet olmadığını savunmak, gerçek cumhuriyete karşı çıkmak olmadığı gibi devlet düşmanı olmak da değildir. 

Zira devlet düşmanı olmak demek, devlet denilen kavrama, teorik olarak, yani felsefesi itibariyle karşı olmak demektir ve onun adı anarşistliktir. 

Diğer bir saçma slogan: 

“Laiklik karşıtı, cumhuriyet düşmanıdır.” 

Yanlış bir slogan, zira laikliğin bilhassa din dışılık ve devlet eliyle zorla dinsizlik olarak anlaşıldığı bir ülkede laikliği eleştirmek, devlete düşman olmak ve devletin varlık sebebini sorgulamak anlamına gelemez. 

Aynı şekilde bu ülkedeki laiklik uygulamalarını eleştirmek bu ülkenin rejimi olan cumhuriyeti eleştirmek değildir. Hele saltanatı istemek hiç değildir.

Ama bu sloganın kendince haklı gerekçeleri var. Şöyle: (Bu konudaki ilk yazımızda da yer vermiştik.) Yanlış laiklik tatbikatını eleştirenlerden bir kısmı, şapla şekeri de karıştırdıkları için, maalesef, işi cumhuriyet düşmanlığına ve saltanat taraftarlığına kadar vardırıyorlar.  

Bu da sloganların başka bir yan tesiri! 

Gidermenin yolu ise slogan değil tefekkür…

Okunma Sayısı: 2680
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Garib Doğu

    10.11.2015 09:02:22

    Tefekkür etmek için fikir ve düşüncenin serbest olması gerekir.Tek yönlü bakıştan, ideolojilerin dar kalıplardan, peşin fikirden,hissilikten,kurtulmak lazımdır ki meseleler, doğru bir şekilde analiz edilsin ve sağlıklı,doğru neticeler çıkarılsın.Dar ufuk ve at gözlüğü ile bakmamak lazım. Hakikatı arama meyliyle meseleler görüşülmelidir.Bilgi yönünden de dağarcık zengin olmalıdır.Aynı zamanda çok yönü yetişmek durumundayız.Tututuculuktan,bağnazlıktan,mutlaka kurtulmalıyız. Hak ve hür düşünce topluma hakim olmalı ki toplum, içtima-i ve siyasi keşmekeşliklerden kurtulsun.Yoksa, başka türlü mümkün değildir.Bir de son derece önemli bazı fikir ve düşünceleri ki içlerinde ne kiymetli cevherler barındırıyor, sloğanvari kafamıza alıp,papağan gibi tekrarlamaktan kaçınmalıyız.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı