"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hukuk devleti ve adaleti - 3

Ahmet BATTAL
29 Temmuz 2017, Cumartesi
Hukuk devletinin adaleti tesis etmek için uyacağı kuralları ana hatlarıyla saymaya devam edelim:

6. Suç ve ceza kişiseldir. Suçu işlemiş olmayan ya da suça azmettirme, suçluya yardım ve yataklık etme gibi davranışlarla suça iştirak etmiş olmayan bir kişi, suçlunun nesi olursa olsun, hatta fikirdaşı da olsa cezalandırılamaz.

Yardım ve yataklık ya da azmettirme gibi suç ortaklıkları ise elbette suçtur ve cezalandırılmak için yeterlidir.

Malûmdur: “’Birisinin hatasıyla başkası mesul olamaz.’ Kardeşi de olsa, aşireti ve taifesi de olsa, partisi de olsa, o cinayete şerik (suç ortağı) sayılmaz. Olsa olsa, o cinayete bir nevi tarafgirlikle yalnız mânevî günahkâr olup âhirette mesul olur; dünyada değil.”

7. Bu kural örgüt suçları için de geçerlidir:

Suç işlemiş olmayan bir kişi sosyal bağlantıları sebebiyle örgüt suçlusu sayılamaz. Suç örgütü üyeliği ya da terör örgütü üyeliği suçu denilen suç ancak kasten işlenebilecek bir suçtur.

Dolayısıyla suç örgütü olduğunu bilmediği bir yapıya mensup olana ya da bu suç örgütü iddiasına inanmayıp sosyal yapıya mensubiyetini sürdürene, kendisi bizzat bir suç işlemedikçe “sen de suçlusun” denemez.

8. Hukuk dışı yöntemlerle delil elde etmek ve bu tür delilleri mahkûmiyete dayanak yapmak yasaktır.

Aynı sebeple işkence de yasaktır. Delil toplamak veya daha büyük suçu engellemek gibi gerekçelerle de olsa işkence meşrû görülemez.

Batı ülkelerindeki ETA, IRA gibi terör örgütlerinin devletlerce bitirilebilmesinin aşamaları da gösteriyor ki teröristi doğuran sosyal bataklık, öncelikle işkence gibi hak ihlâllerinin ve gayrı insanî yöntemlerin ürünüdür. Bir devlet bunları engeller ve böylece hukuk devleti ve adil devlet haline gelirse o toplumda fazla bir gayrimemnun kalmaz ve birilerinin teröristlik yapmasına da imkân kalmaz.

9. Hiç kimse siyasî kanaatlerinden dolayı cezalandırılamaz, hatta kınanamaz.

Farklı duygu ve düşüncelere sahip olmak insanîdir. Devletin bir görevi de Allah’ın takdir ve tasvip ettiği bu çeşitliliği korumaktır. 

Malûmdur: “Hükümet (devlet) ele bakar, kalbe bakamaz.”

Devleti yönetenlerin düşünce ve kanaatlerine katılmamak da bir haktır ve suç sayılamaz. Aksi halde siyasî münafıklar çoğalır.

10. Devlet, vatandaşlarına din veya mezhep dayatamaz, bunlar arasında fark ve öncelik gözetemez. Aksi halde kamu hizmetinde adaletli davranmamış olur. Bu da dinî münafıkları çoğaltır. Ve münafık kâfirden bile daha tehlikelidir.

***

Bu asgarî ilkelere uymayan devletin hukuk devleti olmadığı da bellidir. Sevebilirsiniz, koruyabilirsiniz, canınızı bile vermek isteyebilirsiniz. Ama siz çok sevdiniz diye o devlet hukuk devleti olmaz!

Okunma Sayısı: 4569
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Bilal

    31.7.2017 12:22:32

    Hocam yazılarınızı çok dikkatli okudum ve toplumun bu yazılanlara ne kadar ihtiyacı olduğunu sanırım herkesçe hem fikirdir.Belkide çok ihtiyacımız olduğundan benim bir kaç kez okuyan vardır.Bu yazı dizisi sanki hukuk fakültesinde okuyan öğrenciler gibi dinliyor ama öğrenci olmaya gerek halkın her tabakasının anlayacağı şekilde yazılmış.Hocam yazılarınız herkese bir Damla'da can suyu olmuştur.Sağlıcakla kalın.

  • A. AYDIN

    31.7.2017 01:31:35

    "Demokrasilerde herkes devlet gibi düşünmek zorunda değildir. Zaten herkesin devlet gibi düşünmeye zorlandığı yerde düşünmeye de gerek yoktur" S. SELÇUK

  • Behlül Semerci

    29.7.2017 11:05:35

    Hocam bu yazı dizisini küçük bir kitap haline getirirseniz çok istifadeli olur diye düşünüyorum.Çünkü toplumumuzun ona hitab edecek tarza(Hukuk terminolojisinden uzak) temel bir Hukuk eğitimine ihtiyacı var . . Bu ihtiyaç bilhassa son zamanlarda ziyadesiyle hissedildi.Yazınızı yaymaya çalışacağız , fakat her zaman müracaat edebileceğimiz veya yönlendirebeleceğimiz veya ihtiyacı olanı hissettiğimiz kişiye hediye edebileceğimiz bir kitabın olması da elzemdir. İyi çalışmalar

  • Özcan ERKİŞ

    29.7.2017 09:40:34

    Sayın Battal, benim gibi sade, sıradan ve avamdan bir insanın bile anlayabileceği bir tarzda, hukuk lisanı ile "Hukuk devleti ve adaleti-3" tenvir edici güzel yazılarınız için binler teşekkürler. Zira hak, hukuk ve adalet hakikatini bilmek zorundayız. Taa ki, hak ve hukukumuz gasb edilmesin. Fakat maalesef son dönemde, İslam'ı siyasi ideoloji ile eş değer gören fanatik, müfrit ve ölümüne siyasi taraftarlık ve partizancılıkla "kefenli" "ölürüz, öldürürüz" "yedirmeyiz" hamasi nutuk ve sloganlarıyla; ülkeyi yönetmek değil hükmetmek yahut tahakküm etmek isteyen iktidar bloku ile karşı karşıyayız.Onların bu tarz menfi ve menfaatçi siyasi söylem ve eylemleri, maalesef "muhabbet"ten ziyade millet fertleri arasında "adaveti" netice vermektedir. Evet çare ve çözüm:Yazılarınızda saydığınız asgari ilkelere uyan demokratik hukuk devleti" olmaktan geçmektedir. Muhabbet ve dua ile.

  • veysel

    29.7.2017 06:50:25

    Battal bey kardeşim benim bu anlatacaklarimi sayın cumhurbaşkanı mizin duyması lazım. Oğlum 27/08/2014 te kullanmadığı telefonuna lanet olası baylok u indirdi diye mesleğinde n ihraç edildi .10 aydır terörist. listesinde ailecek psikolojik dedaviye başladık. SIM DI ÖNEMLİ. 27 /08/2014 TE OĞLUM KASTAMONU ACEMI BIRLIGINDE asker. YANINDA NE TELI ne TELEFONU VAR BU NASIL ADALET HAK HUKUK NERDE KUL HAKKINDAN korkulmazmi.bu fetö ile hiç bir bağımsız iltisakimiz yok. Bankasya yok sendika yok yok yok yok lütfen sesimizi duyun artık bu hataları düzeltin saygilar.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı