"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kiminle neden anlaşamıyoruz?

Ahmet BATTAL
21 Mart 2015, Cumartesi
Birbirimizi anlamak iyidir. Anlaşmamızı sağlar. Bazen de anlaşamamamızı sağlar. Ama birbirimizi anlamak yine de iyidir. Zira neden anlaşamadığımızı anlamamızı da temin eder.

İşte bir örnek: Süleyman Karagülle’yi bilirsiniz. 

Kendi ifadesiyle Millî Görüş’ün fikir mimarıdır. Erbakan’ın dâvâ arkadaşıdır. Akevler ekolünün kurucusudur. AKP’nin akıl hocalarındandır. 

Yeni Akit’de geçen gün şöyle yazdı: 

“Mustafa Kemal, Türk ulusunu tanımlarken dört temel kural koymuş, Lozan Anlaşması’nı buna göre yapmış, sonra da devleti oluştururken hep bu dört ilkeye dayanmıştır. 

“1) Anadolu ve Trakya devleti. Ulusun yurdu burasıdır. ‘Yurtta sulh cihanda sulh’ ilkesini benimseyeceğiz. Türkiye’de yaşayan Türk ulusundandır. 

“2) Mustafa Kemal’e göre ikinci unsur da Türkçe konuşmaktır. Devlet dili Türkçe’dir… 

“3) Mustafa Kemal’in ulus kavramında dayandığı üçüncü ilke ise Türk olma şuurudur. Türküm demek gerekir. Babasının Türk olması gerekmez. Hangi ulustanım dersen o ulustan olursun. Bunun için ‘Ne mutlu Türk olana’ denmemiş, ‘Ne mutlu Türküm diyene’ denmiştir. 

4) Mustafa Kemal’in dayandığı dördüncü ilke de Müslüman olmadır. Din olarak İslâmiyet’i kabul etmiş olmak gerekir. Gerçi Lozan’da gizli anlaşma yapanların verdiği söze göre Türkiye’de dinsizleştirme olacaktı. Ama o bunu takiyye olarak yapmış, daima Türkiye’yi bir İslâm devleti ve hattâ Hanefi mezhebi mensubu yapmıştır. 

Bunun için: “a) Lozan’da bir Türk olarak değil, bir Müslüman olarak masaya oturdu, karşısında Türk olmayanlar değil, Müslüman olmayanlar vardı. Kimliğini İslâmiyet’in mümessili olarak ortaya koydu, hattâ bunu kimse ile paylaşmadı, Osmanlı halifesi ile bile paylaşmadı, tüm İslâm âlemini ben temsil ederim, dedi. 

“b) Türkiye’ye hicret eden bütün Müslümanları Türk diye kabul etti. Türkiye’ye hicret edenlerin çoğu Türkçe’yi Türkiye’de öğrendi. Buna karşılık Müslüman olmayan Türkleri de “mübadele” ile Türkiye’den uzaklaştırdı. Böylece Türkiye’yi Müslümanların ülkesi hâline getirdi, 1071’de Malazgirt’te Alpaslan’ın başladığı işi 1924 yılında tamamladı. 

“c) Türkiye’de medreseleri ve tarikatları kapattı, ama camilerde beş vakit namazın kılınmasına dokunmadı. Kur’ân dersleri sürdürüldü. Böylece Türkiye’nin İslâm hüviyeti korundu.

“d) En faziletli ve bilgili din âlimlerinin İslâmiyet’i Türkçe olarak ele almasına imkân verdi, tercüme ve telif furyasına girişildi. Bediüzzaman’ın Risale dersleri de bu hareketin devamı olmuştur.

“İşte, Cumhuriyet devletinin DNA’ları bunlardır. Türkiye Cumhuriyeti devlet olarak var olduğu müddetçe bu yapı değişmez. Bizim devlet inkılâpları dediklerimiz bunlardır, ama bunlar bir kişinin değil, devletin inkılâplarıdır.”

Tamam, birbirimizi anladık. 

Anlaşamayacağımızı da anladık. 

Ama o cümle var ya o cümle: “Bediüzzaman’ın Risale dersleri de bu hareketin devamı olmuştur” cümlesi.

İşte o cümle bir …

Gerisini lütfen siz doldurunuz!

Okunma Sayısı: 3237
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Şevket PAKSOY

    22.3.2015 23:52:02

    Nurcuların içinde pot- put meselesiile günyüzüne çıkan Türkiye'de Kemalizmle- Müslümanları barıştırma hareketinin hamlelerinden biri.. Ve utanmadan buna Üstad'ı da alet etmeye çalışmış.. Biz de diyoruz ki ey ekpekül küpekadan tekepküp etmiş ahmak köpek.. Sen nasıl olur da 28 yıl çektiği eziyet,cefa, çile onunla dost olmamasından kaynaklanan adamın rejiminin eylemlerinden birinin devamını Risale-i Nurlar olarak göstermeye çalışırsın.. Havlamayı kes... Yoksa kader ağzına silleyi yapıştırır...

  • Recep

    21.3.2015 17:58:18

    Ancak Muhterem Hocam, eğer eleştirdiğiniz kişi diyelim ki sizin siyasi olarak destek verdiğiniz bir hareketin içinde olsa idi ve dahası o hareket de iktidarda olsa idi ki ; geçmişte desteklenilen siyasi hareket iktidarda da oldu. Bazı anlaşılamayan konular olduğunda "Birbirimizi anladık ,anlaşamayacağımızı da anladık" diyerek ve toptancı bir yaklaşımla hepsini aynı kefeye koyup tektip ilan edip , aleyhlerine hüküm verip hepsine aynı model kalbi biçip "Bunların hepsi böyledir " mi denilecekti?Yoksa " o görüş münferittir,partiyi bağlamaz." mı denilecekti.Sadece merakımdan soruyorum. Gerisini böyle doldurdum. Zinhar bahsedilen zatın üstad hakkındaki yakıştırmalarını tasvip etmiyorum ve kınıyorum.Yanlış anlaşılmasın.

  • Recep

    21.3.2015 17:56:55

    Karagülle'nin anlattığı Türkiye ile yaşanılan Türkiye farklı anlaşılan.Sanırım bu hayal ile gerçeğin karıştırılmasından hasıl olan durum olsa gerek.Yahu üstad ve talebeleri 1925 ten sonra otuz yıla yakın hapis ve tazyikat altında yaşamamış mıydı?Hapishanelerde gizli gizli kibrit kutuları içinde eserler kimi zaman dağıtılmamış mıydı?Eskişehir Afyon ve Denizli mahkemelerini nereye koyacağız?Karagülle'nin gerçeklerden uzak yazısını kabul etmemiz mümkün değil.

  • Mikail Yaprak

    21.3.2015 15:41:12

    Haydi neyse Ahmet Hoca'nın müsaadesiyle ben tamamlayayım. O cümle öyle bir kapkara gülledir ki, Kur'anın elmas hakikatlerine dokunduktan sonra dönüp gelip Karagülle'nin kalbine saplanabilir.. Lâkin tövbe kapısı henüz kapanmadan.. (devamını Karagülle fiilen tamamlasın..)

  • TATAR RAMAZAN

    21.3.2015 15:07:02

    Bu sayasal islamcılar 1 kuruşluk dünya menfaati için milyon tl lik ebediyete muteallik bir değeri satmakta tereddüt göstermiyorlar. Bütün mesailerini verdikleri dünya menfaati dünyalarını da yiyir haberleri yok, şarlatanları.

  • Ali Kandil

    21.3.2015 12:29:20

    ...ihtiyarın, bonzai çekmiş gibi, fikren hezeyanlaşınca ağzından çıkabilecek muhtemel sözlerine cevap vermeye değmez.

  • Av. Kadir Akbaş

    21.3.2015 11:00:54

    Hocam sizin nezahet ve nezaketiniz cümlenin devamını yazmanıza izin vermemiş. Ben tamamlamak istedim. Ancak Risale-i Nurdan aldığımız edep dersi izin vermedi. İnşaallah Kur'an, Risale-i Nur'a ve muazzez üstadımıza atfettiği bu iftira sebebiyle, bu fena ve fani adamı helal etmeyecektir.

  • Garib Doğu

    21.3.2015 09:53:31

    İşte o cümle bir safsatadır,Yazar resmen zırvalamıştır.Aynı zamanda bu konunun süper cahilidir.Risalelerin hangi şartlar altında yazıldığını bunu için ne kadar sıkıntılar çekildiğini,devlet tarafından ne kadar takibata uğradığını,2000 civarında mahkemeden geçtiğini,sağır sultan biliyor ama sayın yazar bilmiyor.Ve minel garaip...

  • hasan Muharrem okur

    21.3.2015 00:51:39

    Hocam Allah razı olsun.1967 yılından tanıdığımız 80lik dedelere Allah hayırlı kısa ömürler versin

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı