"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Lüzumsuz işler âlimi!

Ahmet BATTAL
02 Temmuz 2015, Perşembe
Bediüzzaman Meyve Risalesinde Dördüncü Mesele’de insanın ilgi/ilişki çevresini ve ilişkilerde yaşanan aşırılıkları teşhis ve tedavi ediyor.

Her ferdin çevresinde bir âlemi var. Merkezinde insanın kendisinin olduğu bu âlemde manevî ve maddî boyutlu altı halka/daire var.

-Kalp ve mide dairesi

-Vücut ve aile dairesi

-Mahalle ve şehir dairesi

-Vatan ve memleket dairesi

-Yeryüzü ve insanlık dairesi

-Canlılar ve kâinat dairesi 

Merkezdeki insanın her daire ile ilgili olarak az ya da çok, şöyle veya böyle vazifeleri var. 

İnsanın, kendisine en yakın ve en küçük dairedeki vazifeleri, en büyük ve en önemli ve daimî görevler türünden. Meselâ manevî kalbini zikir, fikir ve şükürle her an canlı tutmalı. Meselâ maddî kalbini her yemekte fazla tuzdan ve yağdan uzak tutmalı.

İnsanın kendisine en uzak ve en büyük dairedeki vazife ise en küçük ve ara sıra ortaya çıkan görevler niteliğinde. Meselâ alış verişte ozon tabakasını delmeyecek bir spreyi tercih etmeli.

Fakat insan doğrusunu yapamıyor. Bilhassa siyasetli geniş dairelerin çekim gücü daha yüksek. Bu yüzden de o cazibeye kapılıyor ve iç dairelerdeki daha lüzumlu görevlerini ihmal ediyor. 

Benzetme yapacak olursak, insanın birinci daire ile mesafesi bir metre ve altıncı daire ile mesafesi bir milyon kilometre iken altıncı daire yakına geliyor ve bir metredeymiş gibi görünüyor. Dolayısıyla aradaki diğer daireler de daha da yakına geliyor. 

Böylece ölçüler kayboluyor, kafalar karışıyor. Görevler ihmal ediliyor. 

Ya da diğer bir benzetmeyle, bu ilgi dairelerinin, bir kürenin tepesinden genişleyerek kürenin çevresine doğru inen halkalar gibi olması lâzım. Ama cazibe etkisiyle küre düzleşiyor ve uzak daire yakına geliyor. 

Bediüzzaman’ın bu bahsi yazdığı dönemde, uzağı yakına getiren ve küreyi düzleştirip en dış halkayı halkın gözünün içine sokan araç, gazete ve radyo haberleri imiş. 

Günümüzde televizyon ve sosyal medya var ve cazibe daha da artmış. Yani işler daha da perişan. 

Sosyal medya adeta herkesi birbirine akraba veya düşman yapıyor. Televizyonların ve internetin canlı haber yayınları ve tartışma/kavgalaşma programları adeta herkesi “lüzumsuz işler âlimi” yapıyor. 

Örnekle devam edecek olursak, kürenin tepe noktasında durması gereken insan, kürenin içine sokuluyor ve en çukur yerine oturtuluyor. Dolayısıyla her şey o zavallı insanın üzerine üzerine geliyor. İlgilense bir dert, zira çare bulamıyor. İlgilenmese bir dert, herkes “olur mu böyle ilgisizlik” diyor. 

Dünyanın ve siyasetin halini gören her akıl ve kalp eziliyor. İnsan olan her insan tevekkülsüzlükle gereksiz yere üzülüyor. Kendisini dünyanın çaresiz sahibi sanıyor. Şükürden şirke düşüyor. 

Oysa çare belli: Merkezinde insanın olduğu ilgi ve ilişki dairelerini merkeze gereksiz yakınlaştırmamak, ölçüsüz uzaklaştırmamak ve yerli yerinde tutmak.

Okunma Sayısı: 2987
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı