"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Medeniyetler çatışmasına hayır!

Ahmet BATTAL
04 Nisan 2017, Salı
Samuel Huntington’ın mealen, “medeniyetler arasında bir çatışmanın çıkacağı ve bunun üçüncü dünya savaşını ve ardından kıyameti getireceği” yolundaki tezini bilirsiniz.

Aksi tez ise İttihad-ı İslam ve sulh-u umumi idealidir.

Bu idealin bu günkü adı Medeniyetler İttifakı Projesidir. Bu ideal adına Türkiye’de ve dünyada Enstitüler ve hatta Üniversiteler kurulmuştur.

Yine bu önemi sebebiyledir ki konu Birleşmiş Milletlerin çok ortaklı bir projesine dönüştürülmüştür. Projenin sahibi İspanya ve Türkiye imiş gibi gözükse de aslında sahibi bütün akl-ı selim insanlar ve bütün insanlıktır.

Gelinen noktada, İspanya, oynanan bir iç oyunla bu projeyi maalesef kendi gündeminden –İnşallah şimdiliktir- kaldırmıştır.

Ve Türkiye’nin de bu projeden çekilmesini isteyenler vardır. 

Maalesef, küresel derin devlet ve onun yerel uzantıları, şu sıralar, aşırılıkları kaşıyarak ve abartarak ve Trump gibi fırsatları da gole çevirerek bu projeyi bitirmek için çalışıyor.

Elbette medyada kullandıkları şeyler belli: Filmlerdeki savaş, silah, abartılmış vatanseverlik kurguları, menfi milliyetçilikler, iç ve dış düşman üretme mekanizmalarının çalıştırılması vs.

Bizce yerelde istediklerini elde edebilmelerinin yolu şu: Düşmanı sürekli değiştirtilebilen tek adamlar üzerinden savaş mekanizmaları kolay yönetilebilir bir Türkiye. Ve referandumdan geçerse yeni sistem bunu kolaylaştıracak.

Bu tesbitimize karşı “ama Meclis var” diyecek olanlara cevabımız şu: Elbette dünyadaki hemen hemen bütün örneklerde bu tek adamların sırtına basıp araç yaptığı bir Meclis hep var ve hep olacak. Zaten tarih boyunca da Meclisi olmayan diktatör pek yok.

Yani mesele Meclisin Cumhurbaşkanı karşısındaki konumu.

Sağduyu galip gelmeli. Meclis’in devre dışı kalması ya da kukla haline gelmesi önlenebilmeli. Bunun için ise önce referandumda “hayır”lar çok çıkmalı.

İslam sulh ve selam dinidir. Hayır sulhtadır. Devletler, dinler, medeniyetler çatışarak kazanamaz, aksine kaybeder.

Haçlı seferleri hortlatılamaz.

Hilal-haç mücadelesinin zamanı çoktan geçti.

Yanlış yürüyen abartılı “dinler arası diyalog” uygulamalarını bahane ederek diyalog kapısını tümüyle kapattırmak İslamiyet’e alan kazandırmaz, aksine, marjinalleştirir ve mevzi ve imaj kaybettirir.

Öte yandan “haçlı” dediğimiz memleketlerdeki hilal sahiplerini ve hilalin temsilcilerini de hizmetlerinde daha fazla sıkıntıya sokmamalıyız. Sağduyu bu sebeple de gerekli.

Biz şuna inanıyoruz: “Cihad-ı haricîyi (dış cihadı) şeriat-ı garranın berahin-i katıasının (parlak İslamın ikna edici delillerinin) elmas kılınçlarına havale edeceğiz. Zira medenilere galebe çalmak ikna iledir. Söz anlamayan vahşiler gibi icbar (baskı) ile değildir. Biz muhabbet fedaileriyiz, husumete vaktimiz yoktur.”

Uyanık olmazsak savaş çığırtkanları bizi dahi kategorize ve hatta kriminalize edebilirler!

İşte o zaman İslam da kaybeder dünya da…

Bu sebeple haydi gayret. Hayır deyin. Hayırı yayın.

Tek adama da, medeniyetler çatışmasına da geçit vermeyin!

Okunma Sayısı: 3121
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Özcan Erkiş

    4.4.2017 17:23:34

    CB. "Haçlı ittifakı"deyip medeni, hür ve demokrat dünyaya ilân-ı harp ederken BB.de "Şer ittifakı"deyip "Hayır!" oyu verecek olanlara karşı savaş söylemleriyle toplumu telafisi zor "düşman kamplara" bölmektedirler. Millet ve memleket hesabına yapılacak bir referandum öyle bir hâle geldi ki sanki Türkiye ile Düvel-i muazzama cephede harp halinde. Sayın siyasiler! Kimse bizim düşmanımız değil ve biz kimseyle savaş etmiyoruz! Tek adamlık sistemine ikna olacaklar "evet", bizim gibi ikna olmayanlar da "Hayır!" diyeceğiz, hepsi bu. Bir kaşık suda fırtına koparmayın lütfen!. Tek adamlık için harcanan mesai neden Medeniyetler İttifakı ve AB projesi için verilmiyor acaba?

  • Özcan Erkiş

    4.4.2017 17:00:06

    Sayın Battal, sanki S. Huntington'un "medeniyetler çatışması"tezini haklı çıkarmak için çalışan Siyasal İslâmcı iktidar, nihayetinde ülke içinde yapılacak bir referandumu "haçlı-hilal" arası bir kavga imiş gibi göstererek, asırlar önce uyumuş bir fitneyi yeniden uyandırmak istercesine çok tehlikeli bir yol takip etmektedirler. Bir taraftan hür, medeni ve demokrat dünyada İslâmofobinin ve ırkçılığın artmasına sebep olurken, diğer taraftan sulhu umumi denilen dünya barışının gerçekleşmesine mâni olmakta yahut geciktirmektedir. Oysa hayırlı işlerde acele edilir. Dünyaya nizam ve intizam kavga ile değil, barış ve ittifak ve dostlukla verilir. Kavga edenler hem dünyayı hem kendi ülkelerini yakmışlardır. Tek adamlığın devri de modası da geçmiştir. Asır hürriyet, adalet, hukukun üstünlüğü, meşveret, şahsı manevi(meclis) diyor..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı