"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sıtmayı gösterip “ölüme razı ol” diyenlere...

Ahmet BATTAL
30 Mart 2017, Perşembe
Önceki yazımızda şöyle demiştik: Bu referandumda önümüze konanlar 2010 referandumundaki gibi “yetmez, ama evet” demeye uygun değil. Zira “sistemde iyileştirme” yapılmıyor. Dolayısıyla “ülkemiz daha iyisine lâyık, ama eh, mecbur kaldık madem, şimdilik bu eksik değişiklikle idare edelim” denilemez. Aksine, riskleri çok yüksek olan bir sistem değişikliği ve hatta bir anlamıyla “rejim değişikliği” yapılıyor.

Bugün bu görüşümüzü başlıktaki ifadeyle açıklayalım: Birileri millete sıtmayı gösterip ölüme “razı etmeye” çalışıyor. 

Biliyoruz, bu özlü sözün aslı “ölümü gösterip sıtmaya razı etmek”. Ama bu günlerde yapılan tam tersi yani başlıktaki gibisi.

Birileri milleti “evet”e ikna edebilmek için ısrarla mevcut parlamenter sistemin aksaklıklarını sayıp döküyorlar. Ve diyorlar ki “mevcut sistem kötü”. Ardından da ekliyorlar: “O halde yeni sisteme evet demek lâzım”. 

Hayır dostlar, sakın kanmayın, bu bir hile.

Evet, biz de biliyoruz ki mevcut sistemin kökten değişmesi ya da en azından iyileştirilmesi şart. Hatta 1982’de bu sistemi Anayasaya yazmış olanlar dahi kabul ediyorlar ki “sistemin değişmesi lâzım”. 

Ama bu değişikliğin “iyi yönde” olması lâzım. Kötü yöndeki bir değişikliği neden destekleyelim ki?  

Meselâ yeni sistemde güya Meclis şeklen yasama işlerine daha fazla zaman ayıracak hale gelecek(miş). Kanunlar daha iyi ve daha kaliteli olacak(mış). 

Yalan. İşte ispatı:

Birincisi Meclisin yasama faaliyetlerine yöneltilen en önemli eleştirilerden birisi torba kanun uygulaması idi. 

O kadar ki bu uygulamadan iktidar da muhalefet de şikâyetçi!

O kadar ki hafta sonu panelde Anayasa Hukuku hocası Prof. Dr. Mustafa Erdoğan’ın da belirttiği üzere, bu uygulama, hukuk devleti ilkesinin en önemli sonucu olan “kanunu bilmemek mazeret sayılmaz” ilkesini reddetmeyi gerektirecek kadar ciddî bir problem. Yani hukuk devleti, göz göre göre, güme gidiyor. 

Bu probleme çare bulmak çok kolay. Tasarıya “Meclis torba kanun çıkaramaz” yazılsaydı mesele bitecekti, biz de alkışlayacaktık. Ama bunu demeyen bir Anayasa tasarısı için birilerinin “Meclisi güçlendiriyoruz” demesi tam bir kandırmaca. 

Daha da önemlisi, “yeni sistemde yürütmeden bağımsız olan bir Meclis yapacağı kanunlarla yürütmeyi yani cumhurbaşkanını yönlendirecek” ifadesi de açıkça yanlış. Çünkü herkes biliyor ki Meclisin çoğunluğu iktidar partisinde olacak. O çoğunluğun listesini ise iktidar partisinin başkanı olan cumhurbaşkanı yapmış olacak. 

Yani Cumhurbaşkanı Meclise dayanmayacak. Aksine Meclis cumhurbaşkanına dayanacak. İşte size “tek adam” sistemi. Ya da “al gülüm ver gülüm” sistemi! 

Meclisi şeklen değil, ama fiilen devre dışı bırakan bu sistem, mevcut sistemden neden iyi olsun ki? 

Sıtma gösterip ölüme razı etmeye kalkanlar meselâ diyorlar ki: “Cumhurbaşkanlığı sisteminde başkanın ailesinden birilerini yardımcı yapma hakkı olacak” deniyor. Ama şimdiki sistemde de başbakanın ailesinden birini meclis dışından bakan yapma imkânı var. O halde ne fark var…

Oysa bu tam bir mugalata ve cerbeze. 

Bu günkü sistemde bakanlar kurulu meclisten güvenoyu alıyor. Bu günkü sistemde başbakan bakan yapacağı kişiyi cumhurbaşkanına onaylatmak zorunda. “Ben yaptım oldu da bitti maşallah” diyemiyor. 

Yeni sistemde ise cumhurbaşkanı “ben yaptım oldu” diyecek, hem de dilerse günübirlik! 

Yani iki sistemi bu yönden aynı göstermeye kalkanlar tam bir cerbeze taktiği uyguluyorlar. 

(Şunu da söyleyelim. Bu günkü sistemin ideal biçimi şu: Başbakan bakanlarını belirlerken bir biçimde partisinin yetkili kurullarının onayını da almak zorunda olsa en güzeli yapılmış olur.).

Millet inşallah bu cerbezeye kapılıp kanmayacak. Bize düşen ikaz etmek.  

Okunma Sayısı: 4319
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • timur

    30.3.2017 16:40:56

    aydınlatıcı yazılarınız için teşekkürler.

  • Özcan Erkiş

    30.3.2017 12:19:07

    Sayın Battal, hem tenvir hem de ikaz edici yazınız için teşekkürler. İfade ettiğiniz gibi, bu bir "değişim" değil, zira değişim "iyi yönde"olur. Bu bir DÖNÜŞÜMDÜR. Yâni Demokratik Parlamenter sistemin TEK ADAM sistemine dönüşmesi. Mesele budur. Onun için de kampanya bilhassa iktidar cehanınca, yalan, çarpıtma, mugalata, demagoji üzerinden devam ettiriliyor. Adını bile tam koyamadıkları ucube bir sistemi halka anlatmak yerine, korku ve baskı ile vicdani kanaatleri "evet"yönünde değiştirmek istiyorlar. Tek adamın iktidar, güç ve yetkilerinden başka hususun yer almadığı bir sistemi, "yeni" diye millete "hile"ve kelime oyunlarıyla onaylatmak ve böylece hukuksuz bütün fiillerinin sandıkta "ibrâ"ettirmek istiyorlar. "Hayır!" diyerek bu oyuna gelmeyelim inşâallah.

  • HÜSEYİN İLHAN

    30.3.2017 09:41:46

    1-Anayasa değişikliğinden önce SEÇİM KANUNU,PARTİLER KANUNUN değişmesi şarttır.Çünkü; a)Şu an AKP temayül yoklaması yapıyor amma bunada riayet etmiyor.Şehrimizde ilk 3 giren mv.adayı listenin sonlarında seçilemeyeceği yere konulmuştur..Şu anki akp li vekillerin % 90 dan fazlası tabanın tercihi değil LİDERİN TERCİHİDİR. b)Önseçim sistemi kesinlikle olmalı ve partiye kayıtlı tüm seçmenlerin oyuyla mv.adayları,belediye başkanı vd.tüm adaylar bu şekilde belirlenmelidir.Bu meşruiyetin,millete önem vermenin olmazsa olmazıdır. c)SEÇİM SİSTEMİMİZ acilen DARBÖLGE SİSTEMİNE geçirilmelidir.Bu sistemde mv.olacak adayı seçmenin yakından tanıması,mv olan kişinin seçenlerine karşı mesuliyet hissetmesi mümkün,seçmeninde bölge adayının denetçiliğini yapması daha basit ve kolaydır. PARTİLER KANUNU ilede liderin ben seçtim oldu-bittisi önlenmelidir. Partinin içinde demokrasi olmazsa ülkede de olmaz .Şu an ülkemizde de bu var.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı