Bugün günlerden Ramazan.. Ve bu gün tam 30 gün sürecek..
Bugün günlerden şükür. O ise bir ömür sürmeli.. Çünkü “Hâlık-ı Rahman’ın ibadından istediği en mühim iş şükürdür.” (28. Mektup)
Nasıl ki bir talebe okula gider ve bir ilim tahsil eder. Tahsilden gaye o ilimle tekemmül etmektir. Ve inkişaf eden kabiliyetleriyle mesleğini güzel bir şekilde icra etmektir. İşte aynen böyle de insan bu âleme tekemmül etmek için gelmiş. Bu tekemmülâttaki sır da şükür durağından geçer. O durağa uğramadan tekemmülâta erilmez. Şükürsüz tekemmülât, hakikî bir tekemmülât olmadığı gibi aksine bir nevi ufunettir, alçalmaktır. Şükür bir nevi imanın ilânı olduğu için ilân edilmeyen bir iman, taklidî olmaktan hakikî olmaya inkılâp edemez.
Kulluğun anahtarı şükürde, şükrün anahtarı ise Ramazan-ı Şerifte gizlidir. Gaflet perdesi kalınlaşan insan, kendisine verilmiş olan nimetlere karşı bir nevi ülfet peyda eder. Ancak Ramazan-ı Şerif, oruç ile birlikte açlık çeken zengine de, fakire de o perdeler arasından sıyrılmak imkânı sunar. Zira normalde kimseden izin istemeden elini uzatıp yiyebildiği-içebildiği nimetlere Ramazan-ı Şerif’te elini uzatamıyor. O'nun (cc) izni olmadan yiyemiyor-içemiyor. El hasıl, Ramazandaki oruç, “hakikî vazife-i insaniye olan, hakikî ve hâlis, azametli ve umumî bir şükrün anahtarı” oluyor.
“Der tarik-ı aczmendî lâzım amed çârçîz: Acz-i mutlak, fakr-ı mutlak, şevk-i mutlak, şükr-ü mutlak ey azîz!” (4. Mektup)
Yani, “Ey aziz kardeşlerim! Allah’a karşı âcizlik ve ihtiyacını hissetme esasına dayanan bu yolda şu dört şey lâzımdır: Sonsuz acz, sonsuz fakr, sonsuz şevk, sonsuz şükür.”