İnsanda mütevazi ve mağrur iki yön vardır.
Hayatın içinde bu yönleri ile sınanır durur. Eğer mütevazi yönünü kullanırsa her halinde huzuru, mutluluğu yakalar; Cenâb-ı Hakkın rahmetini, kudretini her daim görür. Çünkü acziyetini, fakriyetini bildiği için dünya çölündeki hayatı daha rahat geçer. Amma mağrur tarafını kullanırsa işte o zaman zahmetli bir yol seçmiştir, çoğunlukla sıkıntılıdır. Mağrur yönüyle bilmişliği ve ‘ben yaparım, kimseye minnet etmem, kimsenin yardımına ihtiyacım yok’ duygularıyla hayat yolculuğu zahmetlerle doludur. Acziyetini, fakriyetini hissetmez, dünya çölünde ihtiyaçları gideren Rabbini düşünemediği için de ruhen sıkıntılardan kurtulamaz.
Eğer sıkıntılar peşinizi bırakmıyorsa kendinize bir bakın. Mütevazi misin? Mağrur mu? Bazen insan kendini mütevazi zanneder fakat bir damarı bile mağrur olursa, sıkıntılar o damarı yontmak içindir. Rahatlık mütevazi tarafımızla olacaktır. Rabbim mütevazi olanı sever. Tevazu peygamberlerin, büyüklenme ise firavunların karakteridir.
Peygamberimiz (asm), “Kim mütevazı davranırsa Allah onu yükseltir, yüceltir” buyurmuşlardır.