"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Nefsini ittiham etmek

Cahit ÖZPINAR
23 Temmuz 2017, Pazar
Şu güzelim dünyaya imtihan olmak için gelen insan, daima kendini sever.

Hakikî insan, başkaları için yaşar. Başkalarının kurtuluşuna çalışır. 

Şair der ki, “İnsanları kurtarmaya candan çalışanlar, / Rabbim takacaktır size Cennette nişanlar.“ diye gerçekçi insanın idaalist ve fedakâr olması gerektiğini dile getirir. Evet hakikî insan, yalnız kendisi için değil, başkaları için mücahede eder. Kendi nefsini ittiham eder, nefsine değil, daima  yanındaki dâvâ arkadaşına ve meslektaşına taraftar olur. Büyük Üstad Bediüzzaman,  Fenni adab ve ilm-i münazaranın ulaması mabeynindeki hakperestlik ve insaf düsturu olan şu, eğer bir meselenin münazarasında kendi sözünün haklı çıktığına taraftar olup ve kendi haklı çıktığına sevinse ve hasmının haksız ve yanlış olduğuna memnun olsa, insafsızdır. Hem zarar eder. Çünkü haklı çıktığı vakit, o münazarada bilmediği bir şeyi öğrenmiyor. Belki gurur ihtimaliyle zarar edebilir. Eğer  hak hasmının elinde çıksa, zararsız, bilmediği bir meseleyi öğrenip, menfaattar olur, nefsinin gururundan kurtulur. Demek, insaflı hakperest, hakkın hatırı için nefsin hatırını kırıyor. Hasmının elinde hakkı görse, yine rıza ile kabul edip, taraftar çıkar, memnun olur.

İşte bu düsturu ehl-i din, ehl-i hakikat, ehl-i tarikat, ehl-i ilim kendilerine rehber ittihaz etseler, ihlâsı kazanırlar ve vazife-i uhreviyelerinde, muvaffak olurlar. Ve bu feci sukût ve musîbet-i hazıradan rahmet-i İlâhiye ile kurtulurlar. Diye insanları ve hassaten inananları ikaz  etmektedir. İnsan kendisi haklı da olsa, Müslüman kardeşine itiraz ve tenkid etmemeli... Sürekli kendi nefsini ittiham etmeli, nefsini eleştirmeli, kusurunu görmeli, Zat-ı Zülcelâl- olan Yüce Allah’a çok duâ etmeli, diğer insanların manevî kurtuluşları için çaba harcamalıdır. Hakikî kişi, kendisini ve enaniyetini ve bir buz parçası hükmünde ki egosunu o tatlı İslâm havuzuna atıp eriten kişidir. Bu şiddetli zamanda ve manevî kışta  gala ve varlık içinde kaht ve derd-i  maişet, fakirlere ağır basması cihetinde, ekseri fakir olan mü’minlerin bu dehşetli hale karşı sarsılmaları ve tesanütlerinin  bozulması ihtimali daima kuvvetle muhtemeldir. Bizler her zamandan çok bu fırtınada tesanüdümüzü ve ittihadımızı koruyup, birbirimizin kusuruna bakmadan, birbirimizi tenkid etmeden, kudsî İman hizmetinde ileri gitmeye çalışmalıyız. Ne mutlu yaratılış gayesine uygun hizmet eden kahramanlara.

Okunma Sayısı: 2447
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı