Eğer Allah’ı görebilseydik, herkes istisnasız, iman ederdi. Bu da imtihan olmazdı. Fakat ahirette iman eden herkes, er ya da geç günahkârların günahı, sevaplarından fazla ise, Cehennemde cezalarını görecek, sonra Cennete gidip, Allah’ın cemalini göreceklerdir. Kâfirler için ise; Allah’ı görme şansı yoktur. O kâfirler; zaten Cennete giremeyeceklerdir. Cennete girmenin ilk şartı, imandır, Allah’ın emirlerini yerine getirip, elinden geldiğince haramlardan kaçınmaktır. Nasıl ki nimetlerin en büyüğü ebedî Cennete girmekse, Cennetteki nimetlerin en büyüğü de Allah’ı görebilmektir. Cennetin bir saati, dünyanın bir senelik, mutlu hayatından, daha üstündür. Cennette bir saat Cemalullahı görmek ise, Cennetin bin senesinden daha üstündür. Büyük Önderimiz Peygamberimiz (asm),  “Allah kullarına yumuşaklıkla muamele eden, bütün işlerde, nezaket ve yumuşaklığı sever” diye ferman ediyor. 

Bunun yolu, tahkiki imandan geçer, İman hem bir nur, hem de bir güçtür, kuvvettir. İman olmadan hayat karanlıktır. Karanlıksa Cehenneme doğru giden bir dehlizdir. Bu bağlamda, insanlar Kur’ân’a ve İslâm’a kuvvetli olarak sarılmalıdır. İnsanımız, her şeyi maddede arar hale geldi. Neden? Çünkü iman ve Kur’ân hakikatlerinden uzak. Herkes, birinci planda dünyasını düşünüyor. Oysa dünya bir oyun ve eğlence alanı, dünya fani. Allah baki… Allah’ı tanıyan itaat eden zindanda dahi olsa, bahtiyardır. O’nu tanımayan itaat etmeyen, sarayda da yaşasa, yine zindandadır. Bedbahttır, mutsuzdur. Dünyadakiler burada Cenneti yaşamak istiyorlarsa, İslâm’ı bilmek ve yaşamak zorundadırlar.  İşte Allah’tan korkanlar, Zat-ı Zülcelâl’in cemalini görecekler. İman edip, iyi ve güzel işler yapanlar, bahtiyar insanlardır. Bunlar her iki cihanda mutlu ve sevinçli şahıslardır. İşte bu şahıslar Cennete girecekler ve Büyük Yaratıcı’nın rızasını kazanacaklardır.

Kuruyan dalın, sönen yıldızın, sakat hayvanın, kalbinde kederini duy. Hepsinden öncede insanın üzüntüsünü duy. Seni güzelim nimetlerin cümlesi sevindirsin. Sevindirsin seni, karanlık, aydınlık. Dört mevsim seni sevindirsin arkadaş. Gerçeklere ve büyük ideallere şahıs sahip olmalı. Cenâb-ı Hakk’ı, hakikî ve ihlâslı Müslümanlar görecekler. Bu Müslümler, iki cihanın çiçekleri. Kaliteli şahıslar. Kaliteli insanların mükâfatları da kalitelidir.