"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İdlib üzerinden Suriye ile savaş belâsı…

Cevher İLHAN
03 Mart 2020, Salı
Geçen hafta 34 şehidin verilmesinin ardından bugün TBMM’de kapalı oturumda on sene “devlet sırrı” olarak kalacak İdlib konusu görüşülürken, her ne kadar adına “harekât” ve “operasyon” dense de bütün ikaz ve çağrılara rağmen Türkiye’nin hızla Suriye ile savaş tuzağına düşürüldüğü görülüyor.

Türkiye’yi yasa boğan menfur son İdlib saldırısı öncesinde “masada bizim istediğimiz yerin çok uzağında olunduğu bir gerçektir” ikrarıyla “bir gece ansızın gelebiliriz, harekât bir an meselesidir” diyen Cumhurbaşkanı, “Türkiye, Suriye’de düşük yoğunluklu bir savaş içinde. Eğer kuşatma ay (Şubat) sonuna kadar kaldırılıp çekilmezlerse biz gereğini yapacağız!” diye konuşmuştu.

Keza “iktidara ilişik medya”da sırf iktidara arka çıkmak adına fütursuzca “askeri müdahaleden başka yol kalmadığı” tahrikleriyle “askerî çözüm” manşetleri atılmıştı.

Böylece Türkiye Müslüman komşusu Suriye ile bir savaşın içine çekilmiş bulunuyor. Başlatılan “Bahar Kalkanı Harekatı”na işâretle Cumhurbaşkanı, “Türkiye’nin belirlediği alanlardan çekilmezlerse harekâtın daha da şiddetleneceği”ni bildiriyor.

TÜRKİYE, BÂDİRENİN İÇİNE İTİLİYOR…

Başta ABD ve İngiltere olmak üzere çoğu ecnebi güçler adına savaşan, bir kısmı El Kaide’den kopma maşa örgütlerin birbirleriyle de kıyasıya çarpıştığı İdlib’de Türkiye sadece Suriye ile değil, Rusya ve İran’la da karşı karşıya getiriliyor. Türkiye’deki 3.7 milyon sığınmacının yanısıra bir milyonu Türkiye sınırına dayanan, milyonları bulacak “yeni göç dalgası”na mâruz bıraktırılıyor.

Ve Türkiye, Suriye’de dokuz sene süren iç savaştan sonra ateşkesi sağlayıp ülkenin toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini esas alan “siyasi çözüm”e ve barışa kapı açan, Türkiye’nin komşu Rusya ve İran’la stratejik işbirliği yaptığı Astana ve Soçi mutâbakatlarını berhava eden fevkalâde riskli, muhataralı belirsiz bir bâdirenin içine itiliyor; Müslüman komşusu Suriye ile bu ülkenin topraklarında savaşmaya sürükleniyor.

Oysa Cumhurbaşkanı’nın “çekilsinler” dediği alan BM’ye göre egemen bir devlet olan Suriye’nin toprakları ve sözkonusu harekât ve çatışmalar bu ülkenin topraklarında yapılıyor.

Ankara’nın 2011’den beri devam eden kısırdöngüde Suriye’ye rağmen Suriye topraklarında asker bulundurması ve silâhlı muhalefetle aynı cephede savaşması Türkiye’yi “cephe ülkesi” haline getirirken, kaypak uluslararası arenada her an Türkiye’yi “işgalci” durumuna düşürebileceği bir çıkmaza giriliyor. Suriye ile silâh ve savaş gücü kıyaslamaları yapılıyor!

ANKARA TUZAKTAN ÇIKMALI

Oysa Ankara’nın yapması gereken, Rus destekli Suriye ordusunun kuşatmasında kalan “askerî gözlem noktaları” yerine, yetkililerin tesbitiyle, 20 Ekim 1998’de merhum Cumhurbaşkanı Demirel’le Baba Esad arasında imzalanan “Adana mutâbakatı”nda her iki ülkenin topraklarında Türkiye’nin güvenlik ve istikrarını tehlikeye atacak eylemlere, silâh, lojistik ve mali destek sağlanmasına ve propaganda faaliyetlerine izin vermemesi esasıyla, Türkiye’nin BM Şartı’nın 51. maddesi ve uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarla sınır güvenliğini sağlamak için belli bir mesâfede sızmalara karşı ön alması.

Astana ve Soçi mutâbakatlarıyla deklâre edilen “Suriye’nin toprak bütünlüğü, siyasi birliğinin temini ve başta Şam yönetimi olmak üzere muhalefetin ve bütün meşru tarafların katılacağı anayasal barış ve istikrar süreci için yeniden diplomatik sürecin başlatılmasıdır; tuzağa düşmemesi.

Aksi halde ABD ile işgal ve savaş ortağı güçlerin ve küresel ifsad şebekelerinin, Irak’tan sonra Suriye’nin de imhasıyla İsrail’in bölgedeki egemenliği ve hegemonyaları hesâbına Türkiye’yi İdlib üzerinden Suriye ve hatta Rusya ile silâhlı çatışmaya sokan provokasyonların gelinmesi, Türkiye’yi, Suriye’yi ve bütün bölgeyi daha ağır vahamet ve belâlara duçar eder.

Okunma Sayısı: 2226
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Rüstem garzanlı

    3.3.2020 09:41:06

    Cevher Bey, Yüksek feraset ile kaleme aldığın Suriye meselesi beyanların için tebrik ediyorum.... İşte Yeni Asya ve cevherlerinin "Yurtta sulh cihanda sulh " un temel esası bu makale olsa gerek.....

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı