"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

BOP’çular sağ gösterip sol vurdular

Dr. Salih AYTEMUR
22 Mayıs 2023, Pazartesi
“Güvenlik ve istikrar endişesi algısı oluşturarak, seçmeni manipüle ettiler, düşen oy oranların AKP’de değil fakat Cumhur İttifakında bloklaştırmaya muvaffak oldular. Halbuki BOP patronlarının maşası, emrindeki PKK teröristlerine doldurtulup servis ettirdiği bu destek videoları, Millet İttifakı’na destek videoları değil; siyaseti az buçuk bilen herkesçe de malumdur ki, bu durum sağ gösterip sol vurmadır. Millet İttifakı’na tam anlamıyla köstektir.''

YORUM - 2: DR. SALİH AYTEMUR

—Dünden Devam—

GÜVENLİK VE İSTİKRAR İLe MİLLETİ MANİPÜLE ETTİLER

BOP Plancıları, planlarını uyguladıkları ülkelere bakıldığında hep tek adamcılık üzerinden, Bediüzzaman’ın ifadesi ile riyaset-i şahsiyecilik üzerinden bunu yaptıkları görülmektedir. BOP’çu patronların maşası terör örgütüne, bahsettiğimiz seçmen kitlesinin AKP ve Cumhur İttifakı’ndan kopuşunu önlemek, AKP ve Cumhur’da oyları terör örgütü öcüsünü göstererek bloklaştırmak için servis ettirdikleri, “terör örgütü ile Millet İttifakı birlikte hareket edecek, aman onlara destek vermeyin; terör örgütü Millet İttifakı iktidara gelirse, Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı seçilirse, amaçlarını gerçekleştirecek, rahat olacaklar, ülkede kaos olabilir gibi bak onların yanında öcü var” diye Millet İttifakı’nı destekliyor gibi gösterdikleri terör örgütü üzerinden karşı tarafa yani BOP Eşbaşkanlığını deruhte eden tarafa destek verilmesini sağlamak için, güvenlik ve istikrar endişesi algısı oluşturarak, ülke güvenliği, huzuru ve istikrarı duyan seçmeni manipüle ettiler, düşen oy oranların AKP’de değil fakat Cumhur İttifakında bloklaştırmaya muvaffak oldular. 

Halbuki BOP patronlarının maşası, emrindeki PKK teröristlerine doldurtulup servis ettirdiği bu destek videoları, Millet İttifakı’na destek videoları değil; siyaseti az buçuk bilen herkesçe de malumdur ki, bu durum sağ gösterip sol vurmadır. Millet İttifakı’na tam anlamıyla köstektir. Kaldı ki, seçim sonuçlarından da bunda olunan başarı epey yıpranan ve oyları düşen MHP’nin ülkede güvenlik sibobu gibi görülerek manipüle edilen seçmenin önemli bölümünün MHP’ye ve bir kısım muhafazakar seçmenin de Cumhur İttifakına dahil olduğu ve baraj sorunu kalktığı için YRP’ye kaydığı görülmektedir. 

ÜLKE GELECEĞİMİZİ TEHDİT EDEN EN BÜYÜK TEHLİKE

BOP patronlarının taşeronu ve maşası terör örgütüne Millet İttifakı’na yönelişi durduracak profesyonelce hazırlatıp servis ettirdiği bu videoların görünürlüğü sosyal medyada oldukça fazla yer buldu. AKP lideri ve Bahçeli’nin de sürekli bu videoları temel alan paylaşımlara ve ifadelere dayandırarak, sözlerini, “Millet İttifakını Kandil destekliyor” propagandası da meydanlarda ve televizyonlarda bu bilinçli kara propagandanın etkisini arttırdığı trol ve dış etkili derin mihrakların sosyal medya mecralarında servisi, bir yerden dillendirilen propaganda sözlerinin sempatizanlarca, endişe duyan sağduyu sahibi seçmenlerce de paylaşılması, yorumlara konu olması, esasında tam tersi olduğu halde BOP’çuların bu stratejisi, AKP’nin düşen oyları Millet İttifakına değil Cumhur İttifakına yaradı. Zaten yukarıda da belirttiğim gibi, bu strateji AKP’nin ve tek adamcı ucube Cumhurbaşkanlığı sisteminin devamını sağlama stratejisinden başka bir şey değildi. Bunu anlamak için aşağıdaki sorulara herkesin düşünerek vicdanı ile cevap vermesi gerekir.

Bu iki sorunun cevabı, önyargılardan uzak şekilde düşünen her beyni, vicdan sahibi herkesi doğru sonuca, doğru düşünceye götürür, manipüle olmasını önler. BOP plancısı ülkeleri ve fitnelerini gösterir. Perde arkasında görülmeden Karagöz-Hacivat oynatır gibi maşalarıyla oynattıkları senaryoları izlettirip tasdik ettiren BOP Plancılarının (İsrail ve onun güdümünde politikaları uygulayan ABD), Türk filmlerinde her zaman kötü adama kızan milletimiz insanının önüne bir kötü adam figürü koyarak, BOP Planında seçmenleri o sahnelere kilitler, öfke, nefret hislerini yükselttirerek, vatan, millet sevdasıyla gözyaşı bile döktürerek kendi fitne senaryosunu alkışlattırır. Onun için iktidar ve Cumhur İttifakı partileri, seçmeni de bu senaryo ve plana, ülkemizin geleceği açısından, milletimizin huzur açısından dikkat etmeli, demokrasi ve Meclisi güçlendirecek bir politikaya yönlenmelidir. Bu kapsamda ve seçim analizi olarak şimdi şu iki soruyu soralım:

Soru 1: Terör örgünün Millet İttifakı’nı destekliyoruz diye doldurulup servis edilen videolar Millet İttifakına mı, yoksa Cumhur İttifakı’na mı yarar sağlar veya seçim geçtiğine göre yarar sağladı?

Soru 2: Yıllardır terörist ve propaganda faaliyetlerinde bulunan terör örgütü, şayet gerçekten Millet İttifakını destekliyorsa bunu sizce söyler mi, yoksa susar mı? Veya Cumhur İttifakından yana mı bulunur?

Bu soruların cevabı, bizi doğru olana götürür, manipülasyonu ortaya serer. Malum merhum eski MİT Müsteşarı Prof. Dr. Mahir Kaynak, “Bir olay olduğunda, olayın failini bulmak istiyorsanız olayın sonucunun kime yaradığına bakın.” demişti. Fayda analizi yapıldığında kime yaradığı gayet açıktır.

GÜÇLÜ BİR PARLAMENTER SİSTEM İLE DONATILMIŞ DEMORKASİ, BOP PLANINI BOZAR 

Neden BOP planlarını uygulayan ABD ve İsrail ikilisi, sağduyulu seçmenin AKP’den, Cumhur İttifakından ve Erdoğan’dan kopuşunu önlemek istemişti? Bunun sebebini merak edenler ABD ve İsrail’in vizyona soktuğu BOP Planı nedir, kimler bunda etkili ve BOP Eşbaşkanlığı nedir, eşbaşkanı kim/ kimler, BOP Planı nereden başladı, nereleri hedefliyor, Irak, Suriye ve sonrası neresi? sorularını cevap aramaları ve bu durumu iyi analiz etmeleri gerekir. ABD Eski Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın BOP Planı ve sınır değişiklikleri sözleri üzerinden geçen 20 yıl sonra söylenenlerin gerçekleşmesi, ülkemiz açısından da hassasiyetle üzerinde durulması gereken büyük bir tehlikedir. Bu ülkeyi yöneten herkes, bu ülkenin geleceğini düşünen herkes bu tehlikeli oyunu görmeli ve onun çözümünün de, demokrasi ve onun gereği güçlü bir parlamenter sistemden geçtiğini idrak etmeli. Bu, parti siyaseti meselesi değil, ülke geleceği meselesidir. Terör her zaman ülkeler için tehlikedir ama ondan daha büyük tehlike, bu örgütlerin hepsini kendi amaçlarına taşeron gibi kullanan BOP’ÇULARIN senaryosu ve hedefleridir. 1990’lı yıllarda ABD’nin Irak’a saldırısı sonucu, Yeni Asya’da yazdığım bir yazıda “bugün sıra Irak’ta, peki yarın kimde?” diye sormuştum. Gelinen noktada Ortadoğu sınırları epey değişti. Ama bizim sınırımızda bugün sıra Suriye’de? Peki yarın sıra kimde? Bu soru gelinen noktada tehlikenin büyüklüğünü ve nereden geleceğini ortaya koyuyor. O nedenle, terör örgütü argümanı ile bir sistemi ileriki hedefleri için muhafazaya niyetli BOP’çuların planları Cumhur İttifakı partileri tarafından da görülmesi gerekir. Bu seçim sürecinde BOP’çuların ortaya koyduğu argümandan belki şimdilik istifade edilebilir ama gelecek açısından bunun tehlikesi iyi hesap edilmelidir. 

Bu ülkelerde maalesef ki, ABD’nin demokrasi tezi tek adamcılık üzerinden demokrasi yok diktatörlük var, buralara demokrasi getireceğiz tezi ile hareketi görülmektedir. O nedenle AB standartlarında ve AB’ye uyumlu bir güçlü bir parlamenter sistemin yerleştirilmesi, demokrasinin tam olarak işletilmesi, BOP senaryolarını bozacaktır. Resimde ABD Eski Dışişleri Bakanının 2005’lerdeki sözleri ve BOP hedefleri  görülmektedir. (Kaynak: https://www.tv5.com.tr/abdnin-buyuk-orta-dogu-projesi-22-ulkenin-sinirlari-degistirilmek-isteniyor)  Bugün İslam ülkelerinde ve ülkemiz sınırları yakınında komşularımızda yaşanan kargaşa, Rice’ın 2005’lerde zikrettiği sınır değişikliklerine uygun gerçekleşen sınır değişikliklerine, ABD’nin BOP Planı uygulama ve yapılanmalarına baktığımızda esasında ülkemize yönelik tehdidi ve hangi yoldan gelebileceği görülebilmektedir. BOP Planı, tek adamcı sistemler üzerinden “demokrasi yok, zulüm var” tezi ile yürütülüyor. Bugün ülkemize BOP Planı sonucu milyonlarca mülteci sokulduğu, bunlardan ve terör örgütü ve örgütleri devreye sokularak, yurt içinde fitne hücreleri işlettirilerek fitne çıkarılmasının mümkün olabileceği düşünüldüğünde, tehlikenin büyüklüğü ve cihetleri anlaşılmaktadır. İşte bunun için güçlü prlamenter sisteme, demokrasiye güçlü bir dönüş; Suriye ile ilişkilerin yeniden demokratik çerçevede tesis edilerek mültecilerin ülkelerine huzurla dönüşünün sağlanması da önemlidir.

ABD’nin BOP Planını uygulamaya geçtiği Irak’a yapacağı hava saldırısı için İncirlik üssünü kullanmak istemesine AKP iktidarı izin verme görüşündeyken, AKP’li 100 kadar milletvekilinin de aralarında bulunduğu Meclis’teki milletvekilleri, ABD’nin talep ettiği İncirlik üssünden Irak’a savaş uçaklarının kalkmasına TBMM izin vermedi. 2005’te Meclise getirilen bununla ilgili teskere red edilerek Meclis’ten geçmedi. Ortak akıl buna geçit vermedi. O nedenle bu geçmeyen teskere ile oynanmak istenen oyunların Meclis yani ortak akıl eliyle nasıl bozulduğu anlaşılarak Güçlü Parlamenter sistemin yani Meclis’in gücü anlaşılır ve BOP’çuların neden ucube Cumhurbaşkanlığı ve tek adam sisteminden yana tavır sergileyerek “terör örgütü Millet İttifakını destekliyor” manipülesi ile esasında Cumhur İttifakı’nı neden desteklediği, kendi ülke sınırları içinde savunduğu demokrasinin yerleşmemesini ve tek adamcılığı neden desteklediği, müdahale ettiği ülkelere, demokrasi ve tek adamcılık anlayışlarına bakılır, iyi idrak edilir bu hususlara dikkat edilirse, BOP patronlarının maşası terör örgütüne doldurtup Güçlü Parlamenter sistem diyen Millet İttifakı’nın neden önünü kesmek istedikleri daha iyi anlaşılır. 

MİLLET İTTİFAKI KARŞI KOYMA STRATEJİSİ UYGULAYAMADI

Millet İttifakından, sosyal mecralarda en çok kullanılan seçmenin zihnini bulandıran manipülasyon ve algı bu olduğu halde buna karşı en cılız bir ses bile çıkmadı. Kılıçdaroğlu katıldığı bir TV programında bu manipülasyona cevap vererek, “Terör örgütü bizi desteklese destekliyorum der mi? Kime yarar sağlıyorsa onu destekliyorlardır” şeklinde cevap verdi. Bu cevap sadece o TV programının satır aralarında kaldı. Karışan zihinleri düzeltmek, bulanıklığı gidermek için bu hususta çok iyi tahşidat yapması gerektiği halde bunu yapmadı/yapamadı. 

Seçmenleri ürküten, tedirgin eden bu manipülasyona Kılıçdaroğlu da çok önem atfetmedi ki, konuşmalarında bu manipülasyona cevabına rastlanmadı. Halbuki, seçim sonuçlarından anlaşıldı ki, bu kara propaganda “güvenlik” endişesiyle çok etkili oldu. 

28 Mayıs’a kadar sürecek 2. Tur seçim sürecinde Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı liderleri, milletin zihnini bulandıran derin BOP Plancısı ve uygulayıcılarının manipülasyona Kılıçdaroğlu’nun verdiği cevap gibi cevap vermesi ve bu yazıda söz edilen hususlara çok çok tahşidat yapmaları, Millet İttifakı’nın güçlü parlamenter sistemi niçin istediğini anlatması gerekir ki, bu “güvenlik” endişesini gidererek AKP ve Erdoğan’a oy vermek istemeyen seçmen kitlesini kendine ve Millet İttifakına çekebilsin.

SONUÇ 

28 Mayıs seçimlerinde demokrasiyi, Güçlü Parlamenter sistemi, adaleti, hukuku ön plana çıkarak Millet İttifakı adayı Kılıçdaroğlu, yukarıda belirttiğim manipülasyona net ve anlaşılabilir; fakat bir kerelik değil sürekli tahşidat yaparak cevap verir, zihinlerdeki bulanıklığı gidererek esas bu manipülasyonun AKP ve Erdoğan’ı iktidarda tutmak, Meclisin etkin hale gelmesini önleyerek tek adam üzerinden politikaları yönlendirmek olduğu gerçeğini ikna derecesinde başarılı olması olasıdır. Aynı zamanda, başarılı olması için bu hususlara etkili tahşidat yapılması insanların zihninde oluşan “terör örgütü ve güvenlik” endişesini gidermek gerekecektir. 

Bir diğer, hususta din ve vicdan hürriyeti konusunda mütedeyyin, muhafazakar çevrelere güven duygusu verilmesidir. 

Seçimin diğer kazananlarına bakıldığında elbetteki Yeniden Refah Partisi, ilk girdiği seçimde aldığı oy oranı dikkat çekerken; Millet İttifakı adı altında seçime giren Deva Partisi, Gelecek Partisi ve Saadet Partisi, sıkı milletvekili pazarlıkları sonucu listelerde yer alan 20’şer adayından  Deva Partisi’nin 14 diğerlerinin 10’ar milletvekili seçtirmesi, onların da kazananlardan olduğu, Millet İttifakı içinde, Millet İttifakı misyonunun kendi değerleri üzerine bina edilen Demokrat Parti’nin ise milletvekili pazarlığı yapmadığı veya fedakarlık yaparak diğerlerine oranla en az  karlı çıkan parti olduğu anlaşılıyor. MHP, anketlerde görülen düşen oylarını seçimin son sürecinde yeniden “güvenlik” endişesi gereği arttırarak eski düzeyine geldiği söylenebilir. İyi Parti, bir ara anketlerde yükselen oyunu yeniden MHP’ye kaptırdığı, önceki seçimlerdeki durumunu muhafaza ettiği görülüyor. DYP’de milletvekili olarak seçilen Akşener’in, Bakan olduğu eski partisine yaklaşarak sağdaki ılımlı oyları kendine çekeceğine, maalesef devletçi, ikinci bir MHP versiyonu olma gibi bir misyon üstlenmesinden ve demokrat misyondan uzaklaşmasından o sağ kesim oyları çekemediği görülüyor. Halbuki İyi Parti’nin hedefleyeceği DP’nin bulunduğu merkeze gelerek o merkezde siyaseti güçlendirmek ve alternatif hale getirmek olması gerekirken, bu bir türlü gerçekleşmedi.  

YRP’ye kayan veya diğer yerlere kayan seçmene bakıldığında AKP’ye alternatif DP merkezinde güçlü bir alternatif bulduğu anda oradan kopuş yaşanacağı sinyalini veriyor.   

Bir diğer sonuç da, millet bu seçimde tek adamcılık sistemi olarak ortaya konulan Cumhurbaşkanlığı sistemine fren yaptırmıştır. Mesajında demiştir ki, senin oy oranını düşürüyorum, senin tek başına hareket etmene razı değilim. Onun için “güvenlik” endişesi duyuyorum bu endişemi de seni durudurabilecek bir siyasi yöne oylarımı kaydırarak mesajımı veriyorum, demiştir.

Milletimizin hassas dengeli bu mesajlarının anlaşılması ve ülkemiz ve milletimizin geleceği açısında en büyük tehlike olan BOP Planının bozulması için milletimizin verdiği mesajdan ders çıkararak gerekli demokratik adımların ve güçlü parlamenter sistem için, şu an mevcut iktidar ve muhalefet ile seçim sonrası birlikte yapılanması gerekir.

DİN VE VİCDAN HÜRRİYETİNE NET VURGULAR YAPILMALI

Kılıçdaroğlu, zaman zaman bir şeyler söyledi ama kendi ilimde dinlediğim Kılıçdaroğlu’ndan bu hususta da beklenen vurgulu cümleleri göremedim. Haram yemem, haram yedirmem gibi dini muhtevalı bireysel sözler söylemesine rağmen esas olarak mütedeyyin insanların “Acaba seçilirse 28 Şubatlar yaşar mıyız?”, “İnancımı yaşayabilir miyim?”, “Bir baskı yaşar mıyım?” gibi akıllarında yer eden sorulara da tam ve net cevap verilmediği görüldü. Kılıçdaroğlu’nun demokratlığın genel kavramları olan hak, hukuk, adalet, Meclis söylemlerinin yanına Süleyman Demirel’in dediği gibi, “Bu ülkede herkes göğsünü gere gere inancını yaşayacaktır. Müslümanca yaşayacaktır. Kimse inancından, başörtüsünden dolayı itilip kakılmayacaktır. Herkes demokrasi içinde hak ve hürriyetlere sahip olacaktır. Kimse, insanların inancına karışmayacaktır. Din ve vicdan hürriyeti konusunda tüm insanlarımız, hür olacaktır. Tüm mütedeyyin insanlarımız rahat olsun. Bu ülkede bir daha 28 Şubatların yaşanmasına ve insanların inancını baskılamasına müsaade etmeyeceğiz. İşte partimiz ve adaylarımız. Başörtülü adaylarımız var. Herkes birbirine medeni insanlar olarak saygılı. Bu saygıyı koruyacağız” gibi vaatleri, mütedeyyin insanlar, tedirginliklerini gidermek için net bir şekilde duymak isterlerdi. Pek net ve yüksek sesle din ve inaç hürriyeti meselesi de seslendirilmedi. Bunu etkili bir şekilde seslendirirse 28 Mayıs’taki 2. Tur seçimde başarı şansını arttırabilir.

 

SON

Okunma Sayısı: 2119
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı