"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

AB’yi şaşırtan ülke

Faruk ÇAKIR
22 Aralık 2014, Pazartesi
Ülkemizin, Avrupa Birliği üyesi ülkeleri ve yöneticilerini şaşırtması ilk değil.

Bazen reformlar yaparak onları şaşırttığımız gibi, bazen de bu reformlardan geri adım atarak onları şaşırtıyoruz. Keşke her zaman reform yaparak, Kopenhag Kriterleri’ne yaklaşarak ve yetişerek hem AB’yi hem de bütün dünyayı şaşırtabilsek...

Türkiye’nin Avrupa Birliği macerasının dünya üzerinde başka bir benzeri yoktur. Yarım asrı aşan bir yolculuk söz konusu. Bazen çok yaklaşmış, bazen de köprüleri atmış; ipleri koparmışız. Hem dünya hem de Türkiye şahittir ki, Avrupa Birliği üyeliği yolunda ilerledikçe herkes kazanmış. Aksine, üyelik hedefinden uzaklaştıkça büyük faturalar ödemiş ve zarar etmişiz. Sadece 12 Eylül 1980’deki darbeyi düşünsek, Türkiye’nin uğradığı maddî ve manevî kaybı anlamamız mümkün olur. AB üyesi olmuş bir ülkede, 12 Eylül ya da benzeri darbeler, müdahaleler ve ihtilâller olabilir miydi? İçeride ve dışarıda var olan ‘şebeke’ler, ‘ifsat komiteleri’ Türkiye’yi AB’ye üye yapmayarak, engelleyerek, maalesef kendi kasalarını dolduruyorlar. Ülkemizde hukuk hâkim olsa, adalet hükmetse usûlsüzlük ve yolsuzluklar bu derece çoğalır mıydı?

Türkiye’yi idare edenlerin verdiği mesajlara bakılırsa Avrupa Birliği ile ilişkiler yeniden raydan çıkmak üzere. İdarecilerimiz, bir KİT’in genel müdürüne ‘rest’ çeker tavırla; AB yöneticilerine had bildirmeyi tercih ediyor. Böyle devam ederse, yakında; “Bir daha da Brüksel’e gelmem!” sözlerini duyabiliriz. Elbette bu ‘rest’ten memnun olanlar da çıkabilir, ama bedeli milletimiz ödemez mi?

Avrupa Birliği’nin de Türkiye ile ilişkilerde hakkaniyetli davranmadığı ileri sürülebilir. “Filan ülke bizden daha fakir, o ülkeyi üye yaptılar. Türkiye’ye sürekli engel çıkarıyorlar” denilebilir. Ancak bu engelleri aşmak da yine diplomasiye, siyasetçilere nihayetinde Türkiye’yi idare edenlere düşer. Avrupa Birliği yolunda ilerlemek ve birliğe üye olmak milletimizin menfaatine ise bu yoldan geri adım atılmamalı. Şu ana kadar iktidar olan bütün partiler AB üyeliğinin milletimizin menfaatine olduğunu söyledi. Çünkü üye olmakla bir bakıma darbe dönemleri de sona ermiş olacaktı. Şu anda Türkiye’yi idare edenler son 10 yılda her defasında AB’ye üye olmak gerektiğini ilân etmediler mi? O halde son günlerdeki ‘rest’in anlamı nedir? 12 yıl boyunca “Hedef AB’ye üye olmak” deyip de sonradan bu hedeften cayma sinyali vermek ciddî bir hata olmaz mı? “Maksadımız caymak değil, AB’yi yola getirmek” diye düşünen idarecilerimiz varsa, yanlış yaptıklarını söylemek durumundayız. Bir ileri, iki geri adım atarak ya da öyle bir kanaat uyandırarak Türkiye AB’ye üye olamaz.

İçeride oy kazanmak için Avrupa Birliği yöneticilerine rest çekmek dar düşüncenin tezahürü olabilir. Uzun dönemde ülkemizin AB’ye üye olabilecek seviyeye gelmesi milletimizin menfaatinedir. AB ülkeleri de tek blok olmadığına göre, Türkiye’nin dostlarıyla işbirliği yapmak gerekir. Engel çıkaranlarla boğuşmak yerine, “Türkiye’ye evet” diyenlerle iş görülmeli.

Kanaatimizce AB’ye rest çeken yöneticiler en büyük darbeyi yine Türkiye’yi idare eden kendi siyasî arkadaşlarına vuruyor. Onların kırdığı ve döktüğünü toparlamak kolay olmayacak. Muhtemelen içten içe onlar da bu işe kızgın, ama “Kol kırılır yen içinde kalır” tavrı sergiliyorlar. 

Bu gerginlik hayra alâmet değil. Aklı başında sivil toplum kuruluşu yöneticileri ve ‘kanaat önder’leri ya da ‘akîl insanlar’ rest çekenleri uyarmalı, geri dönüşü engellemelidir. Milletimizin menfaatleri bir hırs uğruna ‘masa’larda kaybedilmesin...

Okunma Sayısı: 1393
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı