Başta İslam dünyası ve tabii ki hür dünya ülkeleri bu soruyu masaya yatırıp cevabını bulmalı ve zulmü kesin olarak sona erdirmelidir.

Sadece bir günde duyulan haberler bile zulmün devam etmemesi gerektiğini hatırlatıyor, ancak ne hikmetse güçlü itirazlara rağmen İsrail zulmüne zulüm katıyor. Bu durum, çok önceden anlatılan bir hadiseyi akla getiriyor. Anlatıldığına göre Filistin’deki BM görevlileri İsrail askerlerine ya da komutanlarına bir konuda; “Bu haksızlığı yapamazsınız, BM’nin kesin kararı var” demiş. İsrail askeri ya da komutanı, alay edercesine elini kaşının üstüne koyup ufka bakmış ve “BM nerede, göremiyorum” diyerek dalga geçmiş. Menkıbe gibi anlatılan bu hadise bilfiil şimdi de yaşanmış olmuyor mu? İsrail’in hem BM’yi hem de dünya insanlarının itirazlarını hiç dikkate almaması tesadüf olabilir mi?

İsrail zulmüne tepki gösterilen haberlerin sadece başlıkları şöyle: DSÖ: Gazze’de daha fazla gıda girişine izin verilmezse 1 milyondan fazla kişi risk altında kalacak. (Yine) DSÖ: Şifa Hastanesindeki hasta ve sivilleri tehlikeye atan durumdan büyük endişe duyuyoruz. BM, Gazze’de halkın yarısının felaket düzeyinde açlıkla karşı karşıya olduğu uyarısında bulundu. Amerikalı Müslüman sivil toplum örgütleri, Gazze politikasını sert şekilde eleştirdikleri Beyaz Saray’ın toplantılarına katılmayacaklarını duyururken, birçok Amerikalı Müslüman liderin de Başkan Joe Biden’ın vereceği geleneksel ramazan iftarına katılmayı düşünmediği bildirildi. Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü Martin Griffiths, Gazze’de kıtlığın kapıda olduğunu belirterek, “Uluslararası toplum, bunu durduramadığı için utanç içinde başını eğmelidir” ifadesini kullandı. Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı (WFP) Başekonomisti Arif Husain, özellikle Gazze’nin kuzeyinde çocukların açlıktan öldüğüne dikkati çekerek, “Gazze’nin kuzeyine giremezsek 20-30 değil binlerce çocuk ölecek. Buna izin veremeyiz” dedi. Belçika Başbakan Yardımcısı Petra De Sutter, insani yardımların engellendiği Gazze’deki duruma ilişkin, “Kasıtlı aç bırakma bir savaş suçudur” ifadelerini kullandı. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in, Gazze halkını doyurabilmek için erişim engellerinin kaldırılması ve uluslararası toplumun harekete geçmesi konusunda çağrıda bulundu. Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, “Tek çözüm, İsrail’e siyasi baskı uygulamaktır” dedi. İspanya Dışişleri Bakanı, AB’nin İsrail’e karşı karar almakta geciktiğini söyledi. ABD Başkanı Joe Biden, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya, “Refah’ı işgal girişiminin hata olacağını” belirtti. Fransa’nın BM Daimi Temsilcisi Nicolas de Riviere, BM Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) artık daha fazla gecikmemesi, Gazze için “hemen, 24-48 saat” içinde harekete geçmesi gerektiğini söyledi. Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) Genel Sekreteri Christopher Lockyear, Gazze’nin güneyindeki Refah kentine kara saldırısının felaket olacağını ve buna izin verilmemesi gerektiğini bildirdi.

Bunca tepkiye rağmen İsrail’in zulmü ve savaşa devam etmesi izah edilebilir mi?