"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Lastikli kanunlarla buraya kadar...

Faruk ÇAKIR
30 Nisan 2015, Perşembe
​Hem ‘Adalet mülkün temelidir’ deyip, hem de adaletsiz işlere imza atmak; şahit olduğumuz derin çelişkilerden biri...

Adaletin tecellisi noktasında her kesimden şikâyet vardır. MAK Danışmanlığın 47 ilde 5 bin 400 kişi ile yaptığı ankete göre Türkiye’de 100 kişiden 73’ü mahkemelere güvenmiyor. 

Adalet sisteminde sıkıntılar olduğu inkâr edilemez bir gerçek. Bu durumu ifade etmeyen kimse de kalmadı. Sıkıntının kaynağı çok eskilere dayansa da, son yıllarda yapılan yanlışları da görmek lâzım. 

Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan “Uzaktan kumandalı yargıç olmaz. (...) Aklını ve vicdanını kiralayan, iradesine ipotek koyduran kişiden hâkim olmaz” derken (Türkiye g., 28 Nisan 2015) Taha Akyol’un da değerlendirmesi şu şekilde: “(...) Fakat bugün yargının da Genelkurmay’ın da vesayeti aşılmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin son birkaç yıldaki kararlarının da gösterdiği gibi baskı, seçilmiş iktidardan gelmektedir. (Hürriyet, 29 Nisan 2015)

Günlük tartışmaları takip eden herkes, yargıya müdahale edildiğini hisseder. Siyasetçilerin beyanları, topluca yapılan tayinler başka nasıl izah edilebilir ki?

Aynı gün iki mahkemenin farklı kararlar vermesi, devamında mahkeme kararlarının uygulanmaması başka tartışmaları da beraberinde getirdi. Elbete böyle çelişkili kararlar da ilk defa alınmıyor. Daha önce de birbirini nakzeden, reddeden kararlar olmuştur. Ancak hadisenin temelinde farklı yorumlanmaya müsait ve ‘lastikli kanun’ların olduğunu görmek lâzım. 

Adalet eski Bakanlarından Oltan Sungurlu, bu tartışmalarla ilgili olarak şöyle demiş: “17 Aralık hadisesinden sonra hukukta yeni düzenlemeler yapıldı. Bu yeni yapılan düzenlemeler sonucunda sulh ceza hâkimlikleri kuruldu. Bunların reddi halinde hadisenin ne olacağına dair bir hüküm yok. Yanlışlık o kanunu çıkartmakta oldu. Çünkü çıkan kanun çok özel, haksız, hukuksuz bir kanun. Sonucunda da bütün bunlar meydana geldi. Yanlışlığın bizi nerelere götürdüğü ortada. (...) Yargı böyle keyfi hale geldikten sonra çözüm işi çok zor. Yargının bağımsız olmasını isteyen bir irade ortada yok. Yargı benim istediğim gibi olsun diyen bir irade olduğu müddetçe o işlerin çözümü de yok.” (Zaman, 28 Nisan 2015)

“Kanun yap, kanun boz” anlayışıyla alel acele ve ayrıntılar düşünülmeden yapılan kanunların hukuk sistemini iyice işin içinden çıkılmaz hale getirdiği ortada. Sulh Ceza Hâkimliklerinin reddi talebinin yeni kanunda düzenlenmediğine dikkat çeken başka bir tesbit de şöyle: “17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonları sonrasında iktidarın alelacele hayata geçirdiği Sulh Ceza Hâkimlikleri (Tutukluluk, gözaltı, tutukluluğa itiraz vs kararlarını değerlendirmek ile görevli) kuruluşunda ‘reddi hâkim talepleri’ ile ilgili kısımda bir düzenleme yapmaması, yasadaki boşluk krize neden oldu. CMK 27. Maddesinin değiştirilmesi es geçilmiş, söz konusu maddede reddi hâkimlik talebini Asliye Ceza değerlendirir deniliyordu ve bu yasada değişiklik yapılmadı.” (Arzu Yıldız, http://www.grihat.com.tr, erişim tarihi: 29 Nisan 2015)

Kanunları bile doğru dürüst yapmayanların, önemli ayrıntıları unutanların ‘adalet iyi tecelli etmedi’ demeye hakları olur mu?

Türkiye, lastikli ve ne yöne çekilirse o yöne giden kanunlarla adaleti tesis edemez. Adaleti tesis etmeden de “Büyük Türkiye” olamaz...

Okunma Sayısı: 1405
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • ilker

    30.4.2015 06:35:01

    Tesekkurler en azindan birkacgun sonra yazdiniz

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı