"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Millete hizmet eden kazanır

Faruk ÇAKIR
29 Ocak 2018, Pazartesi
Devlet ile milletin bir ve beraber olmasının sayılamayacak kadar faydası vardır.

Zaten aksini düşünmek, hem ‘devlet’ hem de ‘millet’ anlayışına ters olur. İkisinin bir arada olmadığı, kaynaşmadığı bir hal, Allah muhafaza etsin, ancak ‘fetret devri’ olarak isimlendirilebilir.

“Fetret devri” olarak isimlendirilmemiş olsa da ülkemizde maalesef uzun yıllar böyle devirler yaşanmıştır. Milletin değerlerine tepeden bakan, onları beğenmeyen anlayış uzun süre muktedir olmuştur.

Devlet ile milletin kaynaşması önemli hedeflerden biridir. Bunun için herkese vazife düşüyor. Siyasetçi, idareci, sosyolog, eğitim camiası, medya velhasıl herkes bu hedefin temini için elini taşın altına koymak durumunda. Birlikte gayret sarfedilirse bu hedefe ulaşmak mümkündür.

Geçmişte bu kaynaşmayı temin etmeye çalışan ve örnek olan isimler olmuştur. Bu isimler bugün bile hayırla, vefat edenler ise rahmetle hatırlanıyor.

Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin’in Manisa’da birliklerine hitap ederken sarfettiği sözler bu bakımdan önemlidir. 

Jandarmanın öncelikle vatandaşın canı ve malını korumakla görevli olduğunu belirten Çetin, Türkiye’deki coğrafyanın yüzde 92’si ve nüfusun da yüzde 20’sinin kendi sorumluluk alanında bulunduğunu hatırlatıp şöyle konuşmuş: “Var oluşumuzun amacı vatandaşımızdır. Biz vatandaşımızın amiri ya da komutanı değiliz. Vatandaş bizim emir erimiz değil, işimizin kölesi, halkımızın hizmetkârıyız. Dolayısıyla görevimizi bu düşünceyle yapacağız. İnsanı seveceğiz, toplumu kucaklayacağız. İnsan ve toplum destekli yani sevgi, saygı, hürmetle ve tarafsız bir şekilde görevinizi yapacaksınız. Hakkaniyet ve adaletle vatandaşımızın hayrına, milletimizin ve devletimizin menfaatine taraf olacağız.” (AA, 26 Ocak 2018)

Bu tesbitlere ve bu yöndeki uygulamalara ne kadar muhtacız değil mi? Devletin, devleti idare edenlerin ve milletle muhatap olan bürokratların; milletin emrinde, onların hizmetinde olduğunu bilmesi ve ona göre davranması günümüzde çok daha önem kazanmıştır. Devlet kapısına işi düşen vatandaşın bundan memnun olması icap ederken bin defa ‘ah, vah’ demek durumunda kalması acaba idarecileri derinden düşündürmez mi? Sokağa çıkıp vatandaşa sorulsa, “İşlerimi çok kolay hallediyorum. Hangi devlet kurumuna gitmemde güler yüzle karşılanıyorum. İşlerim bir çırpıda yapılıyor” der mi?

Tabiî ki toptancılık yapıp bütün memurları, bütün bürokratları ve bütün idarecileri töhmet altında bırakamayız. Vazifesini hakkıyla yapan, devlet ile milleti bir arada tutan, işinin ehli olanlar elbette vardır. Yapılması gereken iş, bunların sayısını arttırmak ve teşvik etmektir. Yaptığı işin millete hizmet olduğunu düşünen bir memur, bir idareci vatandaşa karşı “Bugün git, yarın gel” der mi? Böyle diyenin millet sevgisinden bahsetmesi inandırıcı olur mu?

İdarecilerin ve memurların halkın hizmetkârı olduğunu bilmesi ve daha da önemlisi böyle davranması icap eder. Aksi yöndeki davranışlar birlik ve beraberliği darbe vurmak anlamına geleceği gibi açılan derin yaraların tedavisi de imkânsızlaşır.

İnşallah bu anlayış tam olarak hayata geçer ve devlet ile millet kaynaşması temin edilir. Keşke memur alımlarında ilk soru bu olsa...

Okunma Sayısı: 2048
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı