Seçim süreci kısmen gölge düşürmüş olsa da ülkemizde Ramazan ayı yine de huzurlu bir şekilde idrak ediliyor denilebilir. Maalesef Gazze başta olmak üzere çoğu İslam beldesinde ciddi sıkıntılar var.

Ramazan ayı aynı zamanda ibadet mevsimidir. Hele hele Ramazan ayını İstanbul gibi büyük şehirlerde idrak edenler için tarihî camilerde teravih namazları kılmak ayrı bir huzur veriyor. 

Nasip oldu, bu seneki Ramazan ayının ilk teravih namazını İstanbul, Edirnekapı’daki Mihrimah Sultan Camisinde kılabildik.

Bu camide hatimle teravih kılındığı halde kalabalık bir cemaat vardı.

Sonraki günlerde de Beyazıt, Yeni Cami, Fatih ve Şehzade Camilerinde de teravih kılmak nasip oldu. 

Tarihi, selatin camilerinin (Osmanlı padişahlarının yaptırdıkları camiler) ayrı bir havası var. Güzel sesli hafızların kıldırdığı namazlar elbette manevi bakımdan daha fazla istifadeye medar oluyor.

Ancak kış mevsimi olması sebebiyle camilerin ısıtılması noktasında biraz daha dikkat gerekiyor. Ayrıca bazı camilerin ses düzenlerinde de sıkıntılar dikkat çekici. Mesela, Şehzade Camiinde namaz kılan hanımlar, namaz kıldıran imamın sesini duymakta zorlandıklarını ifade ettiler.

Aynı zamanda erkek mahalli (ön saflar) yerden ısıtmalı olduğu halde ekseri camilerde hanımların namaz kıldıkları yerlerde ısıtma sistemi yok.

Tarihi camilerde namaz kılmak isteyenlerin camilere ulaşmasında da sıkıntılar var ve acaba bunlara bir çare bulunamaz mı? İstanbul büyük bir şehir.

Uzak semtlerde oturup merkezi camilerde namaz kılmak isteyenlerin iftardan sonra teravihe yetişmesi kolay olmuyor.

Aynı şekilde camilerin çevresinde ciddi bir park problemi var. “Özel arabayla gitme, toplu taşıma ile git” diyenler olabilir. Ancak burada da teravih namazına geç kalma durumu yaşanıyor. Bu noktada ilçe belediyelerine görev düşer. Nasıl ki bazı belediyeler ‘Ramazan çadırı’ açıp belli programlar yapıyor. Aynı şekilde teravih namazları için merkezi camilere servisler düzenlenemez mi? Ya da İETT bu yönde bir çalışma yapıp, belli noktalardan bu maksatla özel servisler ihdas edemez mi?

İstenirse mutlaka bir çare bulunabilir. Tabii ki bu meseleyi ‘dert’ edinmek şartıyla. 

Elbette doğrusu fıkıhçılar ve ilahiyatçılar bilir, ama bu sene Fatih Camisindeki uygulama dikkatimizi çekti. Teravih namazında her 4 rekâtta bir selam verildiğinde ‘ilahi’ okunuyordu. Acaba ‘salavat’ getirmek daha fazla istifadeye medar olmaz mıydı? İlahilerde mutlak güzeldir, ama salavatın yerini tutabilir mi?

Bütün İslam beldelerinin sadece Ramazan aylarında değil her zaman huzur ve mutluluk içinde olması için çok dua edelim.

Ramazan huzuru ve sevinci inşallah bayram sevinciyle taçlansın.