"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Beslenmemiz kimyasallaşırken - 2

Feyzullah ERGÜN
20 Kasım 2018, Salı
Kimyasal emülgatörlerle tahrip edilip, zararlı hale getirilen ve beslenmemizin temelini teşkil eden besin maddelerine yüklenen, sayıları 1500 civarındaki (E) toksik maddelerini, riskleri ile birlikte tanımaya devam edelim.

Çünkü bu kuşatılma çemberinden kurtulmanın yolu ve çıkış noktası, tüketici durumunda olan kitlenin bilgilendirilerek, duyarlı hale getirilmesi ile mümkün olacaktır. Yalnız tüketicilerin duyarlılığı tek başına yeterli olmayıp, düzenleyen ve kontrol eden ilgililerin de, konuyu güncel bilimler ışığında değerlendirip, koruyucu tedbirleri uygulatmaları, en önemli bir adım olacaktır. Bu düzenlemeler hızla yapılmadığında, halkın sağlık seviyesinin daha gerilere yol alacağı, görülebilecek bir gerçektir. Beslenmemizin, kimyasal emülgatörlerin saldırılarından korunup, kurtarılması, sağlıklı bir toplumun hayatî ve vazgeçilemeyecek, çözülmesi gereken bir problemidir.

“E 249, E 250, E 251, E 252 (Sodyum- Potasyum nitrit ve nitratlar): Et, süt, tavuk, yumurta gibi proteince zengin besinlerde bulunabilen bakterilere karşı, kimyasal koruyucu olarak kullanılan beyaz tozlardır. Salam, sosis, sucuk, pizza ve peynir gibi işlenmiş et ve balık ürünlerinde, sıklıkla kullanılırlar. Potasyum nitrit aynı zamanda bir gübre türüdür ve yaygın olarak kullanılır. Ekolojik iddialı ürünlerde bile kullanımları serbesttir. Riskleri; vücutta kanserojen olabilen Nitrosen maddesine dönüşür. Kandaki oksijen taşınmasını engeller. Ayrıca nefes daralması, mide bulantısına, hiperaktiviteye, uykusuzluğa, astıma, yüksek tansiyona, baş dönmesi ve baş ağrısına sebep olurlar. Temel gıdalarda kullanımı serbest olan potasyum nitratın, kara mizah örneği olsa gerek, bebek ve küçük çocukların, gıdalarında kullanılması yasaktır. Oysa çocuklar da, büyüklerle beraber aynı sofradan, nitratlı ürünleri rahatlıkla yemektedir. Çok tehlikeli olan bu maddeler, MİDE KANSERİNE sebep olur. Mide kanserinin en sık görüldüğü ülke, ne yazık ki Türkiye’dir. Bunlardan mutlaka sakınılmalıdır.” (4)

E 260 (Asetik asit): Birçok üründe kullanıldığı için, zararsız zannedilir. Bakteri ve mantarlara karşı, koruyucu olarak kullanılır. Türkiye’de kullanılması serbest olup, mayonez ve asitli gıdalarda koruyucu olarak kullanılır. Alerji reaksiyonlarına ve akciğer tahrişlerine sebep olabilir. Sakınılması gereken bir maddedir. 

“E 261, E 262, E 263, E 264 (Potasyum- Sodyum- Kalsiyum- Amonyum asetat): Sos türlerinde, asitli gıdalarda koruyucu olarak kullanılırlar. Riskleri; genelde zararsız oldukları sanılır. Sirke alerjisi olanlar için alerjendir. Bulantı ve kusmalara sebep olabilirler. Toksik etkileri mevcuttur. Dışardan alındıklarında, özellikle böbrek sorunu olanlar için çok tehlikelidirler. Mutlaka sakınılması gerekir. 

E 270 ( Laktik asit): Maya ve mantarlara karşı koruyucu olarak kullanılır. Çok sayıda ürüne karıştırılarak, Türkiye’de organik etiketli ürünlerde dahi kullanılması serbesttir. Genellikle zararsız olduğu varsayılsa da, bağırsak ve sindirim sorunlarına sebep olur. Bebeklere ve çocuklara asla verilmemelidir. Bebek mamalarında kullanımı yasaktır. (Bebeklere yasak, büyüklere neden serbest?). Mutlaka sakınılmalıdır. 

E 280, E 281, E 282, E 283, E 284 (Propionik asit ve Propionatlar grubu): Bakterilerin genetik yapısı değiştirilerek (GDO’lu), sentetik yolla elde edilirler. Unlu mamuller başta olmak üzere, çok sayıda üründe mantarlara karşı koruyucu olarak kullanılırlar. Riskleri; bağırsak sorunları ve MİGRENE sebep oldukları rapor edilmiştir. Almanya’da kullanımları yasak olup, mutlaka sakınılmalıdır.” (5)

“E285 (Sodyum Tetraborat): Ürünlerin asit derecelerini kontrol etmek için kullanılır. Bor madeninden üretilir. Gıdalarda nadiren, fakat ilâçlarda sıklıkla kullanılır. Riskleri; kanserojen ve zehirleyicidir. İç organların zedelenmesine, âdet düzensizliğine, ishal, beslenme sorunlarına ve saç dökülmesine sebep olabilir. Kısırlığa sebep olabildiği gibi, cenine de zarar verebilir. Mutlaka sakınılmalıdır. 

E290 (Karbon dioksit gazı): Paketlenmiş gıdalar ve kaymakta kullanılır. Karbondioksitli gazlı içeceklerde, köpürme etkisi için kullanılır. Sun’î soda üretiminde de, yaygın olarak kullanılır. Türkiye’de organik etiketli ürünlerde dahi, kullanımı serbesttir. Riskleri; zararsız olduğu iddia edilse de, bu doğru değildir. Mide rahatsızlıklarına, kusmaya, yüksek tansiyona, baş dönmesine, bayılmaya, nefes darlığı ve solunum yetmezliğine sebep olabilir. Mutlaka sakınılmalıdır. 

E296 (Malik asit): GDO’lu bitkilerden kimyasal sentez ile yapılır. Elma ve üzüm suyunda renk dengeleyici olarak, ayrıca şekerler dahil birçok üründe, bebek mamalarında ve Türkiye’de organik etiketli ürünlerde, kullanımına izin verilir. Riskleri; malik asit, bebekler tarafından hazmedilemiyor. FSA (Birleşik Kralllık Gıda Standartları Ajansı), malik asidin çocuklara kesinlikle verilmemesini öneriyor. GDO’lu olduğundan mutlaka sakınılmalıdır.” (6)

Gıda maddesi olarak tüketilen birçok ürüne C vitamini adıyla karıştırılan “E300, E 301, E302 (Askorbik asit, Sodyum ve Kalsiyum askorbat): glikozun bakteriyel fermantasyonuyla, GDO’lu bakteriler kullanılarak sentezlenir. Hemen her ürüne antioksidan iddiasıyla eklenen ve en yaygın kullanılan, katkı maddeleridir. Türkiye’de kullanılmaları serbesttir. Riskleri; çok yaygın kullanıldıklarından, tüketimleri oldukça yüksektir. C vitamini fazlası böbrek taşı, sindirim problemleri ve aşırı demir emilimi, ishal ve erkeklerde sperm azalmasına sebep oldukları görülmüştür. Erkeklerin sperm miktarının her geçen gün azalması, bu etkiyi doğrular niteliktedir. Bazı kişilerde mide ekşimesine, ağız ve boğaz tahrişine, dil ve dudak şişliğine, ağrı, kas zayıflığı ve RUHSAL DEĞİŞİMLERE sebep oldukları görülmüştür. Bu yan etkilerinin yanı sıra GDO’lu olabildiklerinden mutlaka sakınılmalıdır.” (7)

Gıdalarda yaşanan kimyasal kirlilikler konusu, bütün insanların ortak problemi olmakla birlikte, özellikle buna duyarlı olamayan bizim gibi topluluklar, uyarılmaya ve bilinçlendirilmeye çok muhtaçtır. Bazen bu uyarıları yapmak, yabancı genç aktivistlere nasip olmaktadır. Gazetemiz Yeni Asya’da yayınlanan haberde; “Fransız çevre aktivisti David Ligouy, “İnsanlar gelecek nesillere ne bıraktığını düşünmeli. Ne yediğini ne içtiğini düşünmüyor. Çevrenin kirlendiğinin farkında değil. İleride başına gelecekleri düşünmüyor. Bu insanları kim eğitiyor? Medya. Kâinata saygı, Yaratıcı’ya saygı demektir. Eğer biz bu gidişatımızı değiştirmezsek, KIYAMETİ BEKLEYEBİLİRİZ” diyerek, adeta yalvarırcasına bütün insanları, bir şefkat örneğiyle uyarmaktadır.

SAĞLICAKLA KALIN.

Dipnotlar:

4) Kemal ÖZER, Age. s. 88.

5) Age. s. 91.

6) Age. s. 92.

7) Age. s. 93.  

Okunma Sayısı: 2562
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı