"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kış hastalıklarından korunmak (1)

Feyzullah ERGÜN
14 Kasım 2016, Pazartesi
İnsan organizması havaların değişiminden meydana gelen, mevsim geçişleri ve ısı farklılıkları dolayısıyla, gerekli dengeyi kurmakta zorlandığından, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi hayatî önem kazanmaktadır.

Vücudu yıpratan, bağışıklık sisteminin yetersizliği, bu dönemde bir takım mevsim hastalıklarına sebep olabilmektedir. Bu hastalıklar basit ve ayakta geçirilebilir gibi görülebilirse de, gerekli tedbirler alınmadığında, çeşitli komplikasyonlarla daha yıpratıcı hastalıklara zemin hazırlar ve kapılar açar.

Bu mevsim geçişlerinde, günlük ısı farklılıkları göz önünde bulundurulmayıp, gerekli korunma tedbirleri alınmadığında, virüslerin sebep olduğu öksürük, aksırık, boğaz ağrısı ve yüksek ateşle ilerleyen bu belirtiler, üst solunum yollarına yerleşerek grip, soğuk algınlığı ve değişik enfeksiyon tablosuyla, bazen salgınlar halinde yayılabilen, bir hastalık halini alır. İki yüz farklı virüsün sebep olduğu grip ve soğuk algınlığı, insan sağlığını olumsuz etkilediği gibi, büyük iş gücü kayıplarına da sebep olur. Bu hastalıklar virüs kaynaklı olduğundan, dar alanda kalabalık halde bulunulması dolayısıyla, yeterli tedbirler alınmadığından, havaya karışan damlacıklarla, insandan insana bulaşır. Bu yayılmalara karşı alınacak koruyucu tedbirlerin başında, temiz bir çevre ile hijyen kurallarına uymaktır. Kış mevsiminde insanlar, dar alanlarda kalabalık halde toplandığından, toplu ulaşım araçlarında yolculuk yapma veya her an kirlenebilen ellerin dokunuşuyla, virüsler elden ele bulaşır. Sık sık yıkanmayan ellerle yüze, göze ve buruna taşınır. Kısa bir kuluçka döneminden sonra da, klinik tablo ortaya çıkar. Koruyucu (profilaktik) olarak, grip aşısı yaptırılıyorsa da, bir çok hekim faydalı olduğu kanaatinde değildir; çünkü grip virüsü, her yeni mevsimde, form ve şekil değiştirdiğinden, hazırlanan aşılar da, geçen sezonun virüslerinden imal edildiğinden, aşının faydası çok cüz’î veya hiç olmamaktadır. Ayrıca insanların ve kurumların ekonomisine gereksiz bir yük getireceği de ortaya çıkmaktadır. Ayrıca grip enfeksiyonlarını meydana getiren virüslere, antibiyotikler etki etmediğinden, ilâç israflarına ve gereksiz antibiyotiklerin vücutta yapacağı tahribatla, ekonomiye vereceği zararlar her zaman göz önünde bulundurulmalıdır.

Soğuk kış salgınlarından korunmanın en güvenli yolu, vücut direncinin güçlendirilmesi için, bağışıklık sisteminin temelini oluşturan kaliteli ve düzenli uyku ile dinlenilmelidir. Yeterli uyuyamayan kişilerin daha çabuk hastalandığı bilinmektedir. Evde yapılan hafif egzersizlerin de vücut direncinin güçlendirilmesine verdiği destek çok önemlidir. Ayrıca belli gıda, bitki ve çayların ihtiva ettiği şifa hazinelerinden faydalanmamız, Şafi-i Hakikî’nin (cc), insanı ne kadar sevdiğini, hazırlanıp gönderilen bu kudret eserlerinden de sevinerek anlıyoruz. Besinlerin içinde bulunan faydalı maddeler, vitamin ve mineraller, vücut makinesine yüksek kalitede destek ve enerji sağlar. En kolay, ekonomik ve sağlıklı yol olduğundan, halk hekimliğinin derin tecrübelerinin birikimiyle, kuşaktan kuşağa aktarılan bilgiler arasından, başarıyla denenmiş karışım, çay ve gıdalardan tarif ve terkipler sıralanacaktır. Özellikle grip gibi hızla yayılan kış hastalıklarından korunma, düzenli ve sağlıklı beslenme, özellikle sulu gıdalar, meyve sebze ağırlıklı yemekler, değişik kaliteli, besleyici ev çorbaları (Mercimek, tarhana, paça ve sebze çorbaları) ilâç gibi tesirlidir. Hazır, poşetlerdeki market çorbalarında hiçbir fayda ve şifa olmadığından, ihtiva ettikleri katkı maddelerinden dolayı uzak durulmalıdır.

Grip ve soğuk algınlığıyla mücadele edip, bağışıklık sistemimize destek sağlayan, çok sayıda bitki bulunmaktadır. En değerli bitkilerin başında EKİNEZYA gelir. “Bu bitkinin, bağışıklık sistemini grip mikroplarına olduğu kadar, diğer hastalık mikroplarına karşı da güçlendirdiğini gösteren çok sayıda araştırma sonucu var. Soğuk algınlığının başlamak üzere olduğunu hissettiğinizde ya da yakınınızda soğuk algınlığına yakalanmış biri olduğunda kullanılmasını öneriyorlar. Ünlü herbalist (bitki uzmanı) Steven Foster, ekinezya sayesinde, iki ya da üç yıldan beri ne soğuk algınlığı ne de grip yüzü görmedim, demektedir.” 1 

Bu çaydan günde 5-6 çay bardağı içilebilir. Bir başka değerli antigribal destek, güçlü ve geniş etkili, fıtrî antibiyotik olan SARIMSAK’tır. İçinde Alisinin ve çok sayıda kimyasal bileşik bulunmaktadır. ‘Tabiî İlâç, Tabiî Şifa’ adlı kitabın yazarı olan Andrew WEİL de ‘Kimi yıllar hiçbir ilâç almadan yalnızca sarımsak yiyip, ekinezya alıyorum”2 diyerek, grip ve soğuk algınlığından korunduğunu söyleyerek, bitkisel korunmaya teşvik etmektedir.

Bitki dünyasının kralı sarımsak, veziri de zencefil’dir. Zencefil, virüslerin çoğuna karşı bileşikler ihtiva eder. Zencefildeki bu bileşikler ağrı kesici, ateş düşürücü, öksürük kesici ve rahatlatıcı etkileriyle, grip ve soğuk algınlığı belirtilerinin tedavisinde etkili, ilâç kimyasalları içinde fıtraten depolanarak saklanmıştır. Günde 2-3 çay bardağı zencefil çayı içmek, hızla şifaya kavuşturmaya vesile olur. Vücut bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde, C vitamininin desteği unutulmamalıdır. Bunu sağlamak için, mevsim sebze ve meyvelerinden istifade etmemiz gerekir. Bunların başında turunçgiller, çorba ve yemeklere pul biber, meyve kurularından kompostolar (şeker yerine pekmez kullanılmasını tavsiye ederiz), virüslere etkili olan Melisa (oğul otu) çayı, Anason çayı, soğan, Meyankökü çayı, soğuk algınlığına bağlı öksürük, boğaz ağrısı ve solunum yollarının diğer sıkıntılarına karşı rahatlatıcı olarak Hatmi çiçeği çayı (sütün içinde de hazırlanabilir, tatlandırıcı olarak, ılık hale gelince bir tatlı kaşığı bal, dut pekmezi veya keçiboynuzu (harnup) pekmezi ilâve edilebilir.) Güçlü bir destek de sarımsaklı, soğanlı, kemikli et çorbasıdır. Güzelce hazırlanan bu çorbaya bir parça zencefil ve acı pul biber ilâve edilirse, gribe ve soğuk algınlığına karşı birebir harika bir yemek ve mükemmel bir tedavi edici iksir olur. Ayrıca günde içilebilecek 1-2 çay bardağı Kuşburnu, Adaçayı, Ihlamur, Kakule, Karanfil, Hibiskus (Bamya çiçeği), çubuk Tarçın ve Kekik çaylarıyla, soğuk algınlığı ve gribal enfeksiyonların tedavisinde büyük faydalar sağlanır.

Hastalıkların yayılmaması için, kendimizi olduğu kadar, çevremizi de mikrobik kirlenmelerden dikkatlice korumamız, yaşadığımız cemiyete olan insan hakları borçlarından biri olduğu şeklinde değerlendirilmelidir. Hastalıkların yayılmaması için, göstereceğimiz dikkatin amel-i salih olabileceğini de unutmayalım.

SAĞLICAKLA KALIN.

Kaynaklar:

1- Dr. James A. DUKE, Yeşil Eczane, s. 235, 

    Pegasus Yayınları 2008.

2- A.g.e. s. 234.

Okunma Sayısı: 1981
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • SAİD HAKTAN

    14.11.2016 16:11:50

    HOCAM MAŞAALLAH Tabibmisin yoksa çok hastalanan ve şifa arayan ve araştırma yapan birimisin...? Herneyese güzel bilgiler Allah cc razı olsun..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı