"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hayatın makinası ve mayesi: Kalp

Hasan KOÇ
06 Nisan 2018, Cuma
İşârâtü’l- İ’câz eserinde Bakara Sûresi’nde yer alan, “Allah’ı ve mü’minleri güya aldatmaktadırlar. Halbuki onlar yalnız kendilerini aldatırlar da farkında bile olmazlar. Onların kalblerinde nifak hastalığı vardır. Kötülük işleyerek hastalıklarını tedavi etmeye çalıştıkları için Allah da onların o hastalıklarını arttırmıştır. Âyetlerimizi yalanlayıp durmaları yüzünden onlara pek acı bir azap vardır.” (Bakara Sûresi, 2:9-10.) âyetinin tefsirini yapan Bediüzzaman Hazretleri münafıklara bakan bu âyette önemli hakikatleri ders vermekte, bu âyetin bütün cümleleriyle nifaka hücum ettiğini belirtmektedir.

Bu âyetten ”Onların kalplerinde hastalık vardır.” (Bakara Sûresi, 2:10) cümlesinin, dâhil olduğu âyetin tamamı ile olan veçh-i irtibatını (bağlantısı) değerlendiren Bediüzzaman; “Vakta ki onlar, şuur hissini istihdam ederek muhakeme-i akliye ile amel etmediler; anlaşıldı ki, ruhlarında bir maraz vardır. Ve lâakal onun zararlı bir maraz olduğunu bilmeleri lâzımdır ki, o marazdan sâdır olan hükümlere itimat etmesinler. Çünkü o maraz, hakikatleri tağyir etmekle acıyı tatlı, çirkini güzel göstermek şanındandır” demektir. Şuur hissini istihdam etmedikleri için ruhlarına yerleşen marazın ne kadar zararlı bir maraz olduğunu anlayamayan insanlar o marazın ortaya çıkardığı menfi hükümlere uyarak acıyı tatlı, çirkini güzel görmektedirler.

“Kalb” ünvanından anlaşılır ki, kalbin sathında bulunan bir hastalık, bütün a’mâl-i bedeniyeyi sekteye uğrattığı gibi, kalbin içyüzü de nifakla hastalandığı zaman, ef’âl-i ruhiye tamamen istikamet üzerine hareket edemez. Çünkü hayatın mihveri ve makinası ancak kalbdir” tesbitinden anlaşıldığı üzere nasıl ki kalbinde maddi rahatsızlığı olan bir insan bedenle yaptığı hareketlerinde sıkıntı çeker ve fizikî hareketleri sekteye uğrar aynen öylede nifakla hastalanan bir kalp, ruha ait işlerinde tamamen istikamet ü- zere hareket edemez.

Şuur hissini istihdam etmeyerek, muhakeme-i akliyesini çalıştırmayan, bu sebeple acıyı tatlı, çirkini güzel gören, manen rahatsızlanan kalbi sebebiyle manevî hayatında istikameti kaybeden Müslümanlar da, münafıklara bakan bu âyetin tehdidinden sakınmalıdır.

Okunma Sayısı: 2115
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı