Zübeyir Gündüzalp’in Konferansta ifade etmiş olduğu “...Devamlı okumaya her gün devam ediniz. Kendini tekrar tekrar, zevkle ve şevkle okutan bu Şâheser Külliyatını okudukça anlayışınız ziyadeleşecektir. Anlamanın tek çaresi; Nurlar’la başbaşa kalıp zihnî cehd sarf ederek tekrar tekrar okumak sevgisiyle pâyidar olmaktır.” ifadelerini kendilerine bir hedef koyan masum Nur Şakirtleri Konya’dan, Afyonkarahisar’a okuma programı için geldiler.” Isparta kahramanları gibi, Konya’nın mübarek âlimleri Risale-i Nur’a sahip çıktıklarından, daha dünyaca, vazife-i Nuriye’ye bir endişem kalmadı. O mübarek ve kuvvetli ellere Risale-i Nur’u emanet edip rahat-ı kalb ile kabrime gidebilirim.”(Emirdağ Lâhikası) Hakikatinde ifade edilen Risale-i Nur’a sahip çıkacak emanet ehli unvanına lâyık olan bu gençlerle birlikte olmak bizlere de şevk verdi.
Gençliği ifsat eden hallerin çok olduğu şu zamanımızda bütün bu menfi hallere karşı muhkem bir kale hükmünde olan Nur hakikatlerine sığınan gençler, sadece dünyaya sevk etmek için icat edilmiş her türlü eğlence ve teşviklere galebe edecek bir lezzet, bir sürur ve bir şevki Nurlar’da buluyorlar. Risale-i Nur’un cazibedar dairesi içerisinde göstermiş oldukları ihlâslı, idrakli ve heyecanlı hareketlerini manevî bir seyir olarak izlemek insana hayret ve lezzet veriyor. Onların bu hali Risale-i Nur’un nasıl kökleştiğine bir delil oluyor.
Bediüzzaman’ın ifadesiyle; “O mâsumâne ve hâlisâne ve samimî ve tatlı dillerinden, derslerinden Risale-i Nur’un şirin ve derin meselelerini lezzetli bir hayretle dinlemek ve ders almak…” büyük bir manevî süruru hissettiriyor. Bu programa katılan kardeşlerimize ve onlarla alâkadar olarak bütün her şeyleriyle ilgilenen vakıf kardeşlerimize teşekkür eder muvaffakiyetler dileriz.