"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Nasıl bu hale geldik?

Hasan ŞEN
13 Mart 2016, Pazar
Mevlânâ Hazretleri şöyle der, “İnsan suya düştüğü için değil, sudan çıkamadığı için boğulur“

Evet bir çok kimse farkında olarak veya olmayarak, düştükleri siyaset çukurundan çıkamadıkları için neredeyse boğulma durumuna gelmişlerdir. Bu hallerini gerek sosyal medyadaki paylaşımlarından gerekse dostlar arasındaki sohbetlerinden anlamak mümkün. Hazreti Üstad siyasî meselelere Risale-i Nur’un çeşitli bahislerinde Nur Talebelerini tefrikaya atacak hastalıklardan birisi de; doğruluğun öldüğü ve yalanın revaçta olduğu bugünkü siyasetin sebep olabileceğini ifade ederken, bu herşeyi bildiklerini zanneden, bilhassa içtimaî ve siyasî meselelerde devamlı yanlışa düşen aklıevvellere ne olmuş ki hâlâ bu sakat  fikre rağbet etmektedirler? 

“Saltanatı dünyevîye Âli Beyt’e yaramaz ve Risale-i Nurda Âli Beyt muhabbeti esastır” diyen bir Üstadın bu zamanda Âli Beyt’in yüklenmiş olduğu bu büyük vazifeyi yapmaya memur olan Nur Talebelerinin, “Yalana fazla revaç veren menfaatler üzerine dönen” siyasetten ve siyasilerden çok şey beklemelerini anlamak hakikaten çok zor.

Geçmişteki yanılgılarını (Bilhassa 12 Eylül’de İhtilâlden sonra anayasa oylamasında ihtilâl anayasasını destekleyip ve Kenan Evren’i Cumhurbaşkanı seçmeleri gibi) çeşitli hayâli tevil ve tabirlerle farkında olarak veya olmayarak, yine İslâmâ grupları büyük bir siyasî kaosun içine atmaya çalışmaktadırlar. Fakat maalesef kendi durumlarını tam kavrayamadıkları için Yeni Asya okurlarını siyasetçilik yapmakla itham ediyorlar.

Sokaktaki sıradan insanların bile kendilerine has siyasî görüşleri olurken, koca bir Yeni Asya okur kitlesinin siyasî görüşünün olmaması elbette düşünülemez. İşte biz haklı olarak bu siyasî görüşlerimizi açıklıyoruz. Bunun da bir noksanlık değil, birçok kimsenin yalakalık yaptığı bir zamanda cihad meydanında kahramanlık olarak düşünüyoruz. 

Yazılarımız hatıralardan hakikatlere olduğuna göre yine bir hatıramızı üzülerek nakledelim.

Türkiye’nin büyük bir şehrinde eskidenberi beraberce hizmet ettiğimiz arkadaşlarımızla yine siyasî meselelerimizi görüşüyoruz. 1950’li yıllardan başlayarak siyasî ve içtimaî hastalıkları ve Risale-i Nurdan çarelerinin ne olduğunu uzun uzun anlattım. Zaman zaman itirazlar olsa da olumlu bir havada devam eden sohbetimizden dağılırken belirli bir makamda bulunan ve iyi maaş alan arkadaşımız, bizi çok üzen ve hayrette bırakan şu ifadelerde bulundu: “Ağabey bu bir geçim meselesidir” diyerek şaşkın bakışlarımız arasında ayrıldı. Cemiyet hayatımızın bilhassa Risale-i Nur okuduklarını söyleyen bazı kimselerin bu kadar dejenere olmasını düşünmek bile insanı ürkütüyor. Ve şimdi herkese soruyoruz: Otuz yıl siyasal İslâm ile mücadele ettikten sonra biz nasıl bu hale geldik?”

Okunma Sayısı: 2971
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Toygar

    13.3.2016 18:17:25

    Naçizane görüşüm: Çok bilen(!) ve muhatabına göre "daha eski ve kıdemli(?)" olduğunu düşünen, fakat gerçekten de değerli olan büyüklerimizin, her söylediklerini risale-i nura dayandırdıkları iddialarının, sair fikir ve düşünce yapısına sahiplerin risale-i nuru anlamakta eksik kaldıkları mülahazalarından ibaret bir fikir ve ortam dumûrudur. Bilmem anlatabildim mi!.. Büyüdüm artık ya, daha anlaşılmaz cümleler kurabiliyorum. İsteyen olursa, risale-i nurdan da delillendireyim!.. Kısaca dersem: Bütün sorun, muhabbet ve samimiyetin olmadığı ve "sen anlamazsın" zannıdır. Hepsi bu kadar.

  • Süleyman Yaprak

    13.3.2016 07:57:02

    "Otuz yıl siyasal İslâm ile mücadele ettikten sonra biz nasıl bu hale geldik?” Süreci doğru okuyamayadık. Fikirlerimiz her zamanki gibi isabetliydi fakat üslupta kaymalar oldu. Tepkilerimizi kontrol edemedik. Meşru meşveret zeminlerimizde şahsi ve hissi mülahazalara meydan vererek, mütehayyirleri ifratçılara kurban ederek..! Geç kalınmış değil. Hak bildiklerimizi göğsümüzü gererek söylediğimiz gibi; hatalarımızı kabul edebilme erdemini de gösterebilelim yeterki! Teşekkürler..

  • Mehmet Çetin

    13.3.2016 00:30:22

    Elhak, doğrudur. Kaleminize sağlık.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı