"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bir 12 Eylül hatırası

Hüseyin GÜLTEKİN
27 Şubat 2017, Pazartesi
Meşrû hükümeti bir gecede alaşağı ederek demokrasiyi rafa kaldıran 12 Eylül askerî cuntası güya tekrar demokrasiyi rayına koyduktan sonra, tekrar bu işi siyasî partilere bırakıp, kışlalarına döneceklerini her fırsatta söylemelerine rağmen; tam tersine silâh zoru ile elde ettikleri makam ve mevkilerini tahkim edip; garantiye almak için, yaptıkları darbeden sonra da senelerce kanunsuz, keyfi uygulamalarına devam ettiler.

İktidarı devirmekle kalmayıp, bütün siyasî partileri feshederek yöneticilerini tutuklayarak Zincirbozan’a gönderdiler. Ülke genelinde sıkıyönetimi ilân ederek; her yerde, her kademedeki devletin bütün kurum ve kuruluşlarını kendilerine bağladılar. Kısaca ülkede tepeden tırnağa bütün yazılı hatta sözlü emirleri kanun hükmünde olan askerî cunta tek söz sahibi idi.  

Böyle bir ortamda bir gün mesaide iken çalan telefonumdaki bir şahsın kalın ve asabi bir ses tonu ile bana; “ben il sıkıyönetim komutanı Albay Necabettin Ergenekon..” deyince doğrusu irkilerek, buyurun komutanım deyince daha da bir sert ses tonu ile; ” Sen ne biçim İlköğretim Müdürüsün?..” sualine karşılık, ne oldu komutanım, hangi suçu işledik, deyince sözümü keserek; “bana bak orada beni temsil eden komutanın emirlerini yerine getirmediğin gibi itiraz ediyormuşsun. Ayağını denk al. Bir daha olmasın.” tehditlerini savurarak telefonu kapattı komutan.

Bir ihbarın, bir jurnalin olduğunu anlayınca ben de hemen ilçeye gelir gelmez ziyaretime gelen kardeşimin asker arkadaşı olduğunu söyleyen ve benimle yakın dostluk kurmaya çalışan; benim de yakın ilgi duyduğum, yedek subay ve aynı zamanda ilçe sıkıyönetim komutanlığını yapan Sabahattin Kumbasarı aradım. Kısa bir selâm, hatırdan sonra, şimdi beni il sıkıyönetim komutanın aradığını ve benim verilen emirlere itiraz ettiğimi ifade ettiğini söyleyince, o güne kadar benimle selâmlaşmak için can atan, benimle dostluk kurmak için fırsat kollayan Sabahattin Bey birdenbire sözümü keserek; “Bana bak Müdür bey; dostluğumuz buraya kadar.. Ben artık bu ilçede Kenan Evren’i temsil ediyorum. Benim emirlerime uymak zorundasınız.” deyince, ben de artık kurdun kuzuya bahane araması cinsinden bir durumla karşı karşıya olduğumu anladım.  Eski dostuma kanunî olan emirlere elbette riayet edeceğimi; kanun dışı, keyfi istek ve emirlere de kesinlikle uymayacağımı söyleyerek telefonu kapattım.

Yine bu meyanda günün birinde ilçe kaymakamı Erol Akıncı’nın başkanlığında ilçe idare kurulu toplantı halinde iken, kapıyı çalarak içeriye giren bir askerin; “Kaymakam Bey komutanım sizin makam arabanızı istiyor” dedi. Kaymakam Bey de; ”şimdi arabam bana lâzım ; veremeyeceğimi komutanına söyle” dedi. Böylece askerin gitmesiyle tekrar gelmesi bir oldu ve; “Kaymakam Bey komutanım dedi ki sıkıyönetim komutanlığının yazılı emri var; makam aracını vermek zorundasın” deyince Kaymakam Bey tekrar; “Oğlum o yazıdan benim de haberim var. O yazı da kaymakamlığın aracını istisna tutuyor; git komutanına söyle.” dedi. Asker gittikten sonra daha genç ve bir az da pervasız olan Kaymakam Bey; “Arkadaşlar bakın işte bu durumda ne yaparsınız?.. Böyle keyfilik, böyle rezalet mi olur?.. Aslında böyle insanlara karşı kafayı çekip, ağız dolusu küfür edeceksin. Başka çaresi kalmadı bu işlerin..” diyerek derin bir ah çekti. Ve kısa bir zaman sonra da kışın ortasında tebdil-i rütbe ile doğunun mahrumiyet ilinde soluğu aldı Kaymakam Erol Akıncı. Bir ilçe Kaymakamına emir veren ve onu makamından, yerinden edebilme gücünü ve cesaretini darbeci Kenan Evren’den aldığını övünerek söyleyen bu general pozisyonundaki adam sair devlet kurumundaki amir ve memurlara neler yapmaz ki.. Veya o ilçedeki sıradan vatandaşlara hangi çeşit keyfi muamelelerde bulunmaz ki.

Okunma Sayısı: 3216
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı