Geleceğe herkesin gıpta ile baktığı adalet üzere bir ülke bırakalım. Bütün kesimlerin ve grupların eşit paydada bir araya gelmesi lâzım, ırkçılığı, resmî ideolojiyi, ötekileştirmeyi, hasedi, kin ve nefreti bırakıp dünyaya meydan okuyalım, iyiliği güzelliği yayalım.

Türkiye Cumhuriyeti’nin Demok-rat/ Ahrarlar mahiyetinde yeni bir kana ihtiyacı vardır. Hz. Ali’nin savunduğu adalet-i mahzayı esas alan, insanları kutuplaştırmayan, kardeş kanıyla beslenmeyen, toplumu bir bütün olarak gören, dini şahsî menfaatlerine alet etmeyen, halkın parasıyla yapılan icraatları kendi şahıslarına almayan, Hz. Ömer’in adaletiyle insanlara muamele eden, bütün kesimlere eşit ve gerektiğinde hesap verebilen, halkla iç içe olan, millete hizmetkâr olan, Hz. Ebubekir mahiyetinde kendisine tayin edilen ücreti bile almayan, meşrûtiyeti meşrûa mahiyetinde demokratik bir kana ihtiyaç vardır.

Lüks makam araçlarıyla, yüksek maaşla, adam kayırma ile, referans yolu ile resmîleşen torpille, insanların haklarını yemekle ve aynı fikirde olmayan insanlara ‘düşman’ nazarıyla bakmakla demokrasi olmaz, olsa olsa büyük bir zulüm olur. Zulümle kimse abad olmaz. Bize Demokrat/ Ahrarlar mahiyetinde kucaklayıcı, milletle bir bütün olan hizmetkârlar lâzımdır. Toplumun temeli olan eğitim sisteminde ideolojiler yerine sanat, fen, bilim ve din ilimlerinin olduğu, ahlâkî değerlerin yüksek olduğu kurumlar getirecek, toplumu inşa edecek, alt yapı sistemlerini bütün bölgelerde aynı seviyede inşa edip kuracak bir kana ihtiyaç vardır ve elzemdir. 

Bizim koltuk sevdalılarına ihtiyacımız yok. Liyakat sahibi, insanlara faydalı, bütünleştirici, yalan dolandan uzak, dürüst, dini kendi emellerine alet etmeyen, siyasî manada Demok- ratlar lâzım.