Risale-i Nur’un medyadaki dili olan Yeni Asya, demokrasiyi ve millet iradesini hedef alan 12 Mart’a da, 12 Eylül’e de, 28 Şubat’a da, 15-20 Temmuz’a da aynı kararlı duruşla karşı çıktı ve tek başına esaslı bir mücadele verdi.
12 Mart’ta, muhtıracıların kurduğu hükümet dönemindeki yayınları için rahmetli Hüseyin Demirel şunları yazmıştı:
“Tirajı az muhalif gazeteler sonradan 11’ler adını alan aşırı solcu bakanların canını fena halde sıkıyormuş. ‘Yahu bunların satışları ne kadar ki?’ gibi sözler de tesir etmiyormuş. Yeni Asya ‘hududu biraz aşınca’ sıkıyönetim tarafından bir hafta yayından men edildi. 12 Mart’ın rövanşı olacak Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi de diğer birçok yayın organının tersi yayın yaptı ve başarıya ulaştı. (Muhtıracıların tehditle dayattıkları adayın cumhurbaşkanı seçilmesine geçit verilmedi.)”
Yeni Asya 12 Eylül darbesine de biat etmedi ve teslim olmadı. Tam tersine darbeyi ve darbecileri eleştirdi. Yanlışlarına karşı çıktı. Başörtüsü yasağına itiraz etti. Dayattıkları darbe anayasasına red oyu verilmesi gerektiğini savundu. Bedelini de ödedi ve bu yayınları sebebiyle toplam 470 gün kapatıldı.
O günlerde kendisine yapılan “Bu kadar sert gitmesek de askerin hışmını üzerimize çekmesek” telkinlerine rahmetli Kutlular Ağabeyin ifadesiyle “Bizim esbab-ı mucibemiz ne?” cevabıyla mukabele etti ve duruşunu bozmadı.
Aynı tavrı 28 Şubat’ta da devam ettirdi Yeni Asya. 28 Şubatçıların baskı ve dayatmalarına tepki gösterdi. Bundan dolayı DGM’ler eliyle susturulmaya çalışıldı. Yayınları sebebiyle defalarca toplatıldı, hakkında davalar açıldı, neredeyse yargılanmayan hiçbir yazarı kalmadı.
Bir ay kapatıldı ve bu sürede “Asya” adıyla devam etti. Kısa süreli resmî ilan kesme cezalarına muhatap oldu.
17 Ağustos 1999 depremine “İlahî ikaz” dediği için hedef oldu, bazı yazarları yargılanıp mahkûm edildi, Kutlular Ağabey de aynı sebeple 276 gün hapis yattı.
Ne var ki, ilerleyen süreçte bu mahkûmiyetler ya AİHM’den dönüp hak ihlali ve tazminat kararlarına konu oldu, veya yine mahkeme kararlarıyla hükümsüz sayılarak adlî sicilden silindi.
Yeni Asya 15-20 Temmuz sürecindeki haktan yana ve haksızlığa karşı duruşu sebebiyle de hukuksuz baskı ve dayatmalara, hak gasplarına maruz bırakıldı. Resmî ilan hakkının dört yıla yakındır, bu uygulamanın hukuksuzluğunu tescil eden mahkeme kararına rağmen gasp edilmesi; yargı kararıyla alabilen istisnalar dışında, mensuplarının çoğuna basın kartlarının verilmemesi; aynı şeyin gri pasaportta da söz konusu olması; yargı tacizlerine, seviyesiz ve aşağılık trol saldırılarına, iftira ve hakaret dolu algı operasyonlarına hedef yapılması, bunların öne çıkanları.
Ama Yeni Asya önceki darbeler gibi 15-20 Temmuz’a da papuç bırakmadan hürriyet ve adalet mücadelesini, eksilmeyen bir kararlılıkla devam ettiriyor.
Ve inşaallah zafer yine hakkın, hukukun, adaletin ve hürriyetin olacak.