62 yıl önce bugün Fatin Rüştü Zorlu ile birlikte zulmen idam edilen Hasan Polatkan, Menderes hükümetinde Maliye Bakanıydı.
Daha önce yine Menderes’in kurduğu ilk hükümette Çalışma Bakanı olarak görev yapmıştı. Çalışkanlığı ve başarılı icraatıyla herkesin takdirini kazanmış bir insandı.
Kırım’dan Eskişehir’e göçen bir ailenin çocuğuydu. Çocukluğunu Kurtuluş Savaşı döneminde yaşadı. Eğitimini yokluk ve sıkıntı dönemlerinde çok zor şartlar altında sürdürürken, bir yandan da babasına işyerinde yardım etti. Ev ve işyerlerinde elektriğin olmadığı bu dönemde sokak lambalarının altında kitap okurdu. Bütün okullarını birincilikle bitirdi.
Muhalif Metin Toker onun için şöyle yazmıştı:
“Bir çalışkan vekildir. Çok zaman saat sekizde (akşam ve sabah) onu makamında bulmak kabildir. DP iktidarının bütçesini derleyip toplamak o kadar kolay olmasa gerek... Polatkan bunu muvaffakiyetle yaptığı için kabinenin en sağlam vekillerinden biridir. Türkiye’ye denk bir bütçe hediye eden ilk kabinenin Maliye Vekili olması kendisine daima şeref verecektir.”
İşçi ve çiftçiler için yaptıkları ile de hatırlanan Polatkan, Tarım Bakanlığı bütçesi için “Nüfusunun yüzde 81’i çiftçi olan bir memlekette Tarım Bakanlığına ayrılan para Emniyet Umum Müdürlüğüne ayrılandan daha az olursa, bu hakikaten üzülmeye değer bir noktadır” demişti.
27 Mayıs’ta Menderes’le birlikte Kütahya’da tutuklanarak Ankara Harp Okuluna sevk edildi. Burada bir süre bekletildikten sonra diğer DP’lilerle beraber Yassıada’ya gönderildi.
Bu süreçte işkenceye de maruz kalan Polatkan’ın ailesi, ziyaretleri sırasında onun elinin üzerinde sigara yanıkları olduğunu gördü.
Savunmasını yaparken Yassıada mahkeme heyetinin başkanı “Kardeşim uzatma, sizi buraya gönderen güç cezalandırılmanızı istiyor, bir an önce bitir de yemeğe gideceğiz” dedi.
İdama mahkûm edilip, hakkındaki karar infaz edilen üç kişiden biriydi. (Yassıada savcısı yıllar sonra “İdamlıklar listesinde en son sırada yer alırdı. Polatkan’a yazık oldu” itirafında bulundu.)
16 Eylül 1961’de sabaha karşı gerçekleşen infazdan önce yanına gelenler arasında bulunan hemşehrisi bir üsteğmene Polatkan’ın son sözleri “Eşime ve çocuklarıma söyleyin, suçsuzum. Allah’a ve vicdanıma güveniyorum. Aynı sözleri anneme ve kardeşlerime de söyleyin” oldu.
Ona ve diğer şehitlere Allah rahmet eylesin.