"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Meclisin KHK sınavı

Kâzım GÜLEÇYÜZ
02 Şubat 2018, Cuma
“OHAL KHK’ları: AYM yine kaybetti, sınav sırası Mecliste” başlıklı ve 18.10.16 tarihli yazımızı; sürelerinde görüşülmedikleri için sırf bu sebeple geçersiz hale gelmiş olmaları gereken KHK’ların, bu kadar zaman sonra onay için Meclise getirilmiş olmaları sebebiyle tekrar yayınlıyoruz:

Halkın sandıkta kullandığı oylarla oluşan Meclis, en önemli görevlerinden biri olan yasama, yani kanun yapma işlevini devam ettiriyor.

Ancak çıkardığı kanunların “kalite”si giderek düşerken, daha da vahimi, hukukun temel esaslarıyla çelişen düzenlemelere imza atıyor. Özellikle ilgili-ilgisiz herşeyin içine tıkıştırıldığı “torba kanun”ların gelenek haline getirilmesi, yasama faaliyetinin ciddiyetine gölge düşürüyor.

Ve bu yöntemle çıkarılan kanunların epeyce bir kısmı AYM’de iptal ediliyor.

Ama “Beterin de beteri varmış” sözünün doğruluğunu defaatla ispatlayan örneklere OHAL sürecinde şahit oluyoruz.

Şartlara bağlı istisnaî bir yönetim modeli olarak ilân edilen OHAL’i sınırlayıcı temel hukuk kriterlerini kaale almadan çıkarılan KHK’lar bunun talihsiz örnekleri.

Onun içindir ki, ilki dışındakiler iptali talebiyle AYM’ye götürüldü. Ama evvelce 12 Eylül KHK’larını bile iptal etmiş olan mahkeme, bu kez “yetkisizlik” kararı vererek hem kendisiyle çelişti, hem de son süreçte üstün irade mercii olarak MGK’yı görüp ona boyun eğen tavrını sürdürerek çok kritik bir sınavı daha kaybetti.

Tartışmalı KHK’ların bir de Meclis serencamı var. İktidar bunları istemeye istemeye TBMM gündemine getirdi ve hiç itiraza uğramadan, müzakere dahi edilmeden onaylanıp yasalaşmasını istiyor.

Ve ilk KHK ile ilgili görüşmeleri, muhalefete önerge dahi verdirmeden sürdürüp maddeleri “jet hızıyla” geçirmeye başladı. 

Bu emrivakiye engel olmayıp çanak tutan bir Meclis, varlığını inkâr etmiş olur.

Gerçek bir demokraside, milletin reyleriyle teşekkül eden bir Meclisin, münhasıran kendisine ait olan yasama ve denetleme yetkilerini yürütme organına ve Saraya devretmeyi içine sindirebilmesi asla düşünülemez ve kabul edilemez.

Yalnızca kanun çıkarmış olmak hukuk devleti olmaya yetmez. Çıkarılan kanunların temel hukuk prensiplerine aykırı olması ise, devleti esastan tahrip eder.

Bir süredir bu yönde kaygı verici gelişmelere sahne olan Türkiye’deki gidişat OHAL sürecinde daha da vahim boyutlar kazanıyor, ama bu hal sürdürülemez.

6.9.16 tarihli scope yayınımız: OHAL KHK’ları ile yapılan hukuksuzluklar... - YENİ ASYA https://t.co/UdnZykE85U

1.5.17 tarihli scope yayınımız: Bir ay içinde Meclis onayına sunulmayan OHAL KHK’ları yürürlükten kalkar... - YENİ ASYA https://t.co/OokpHSh2R4

Okunma Sayısı: 8083
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Gündüz Alp-2

    2.2.2018 16:30:18

    Yazınızın 10.paragrafında "Gerçek bir demokraside, milletin reyleriyle teşekkül eden bir Meclisin, münhasıran kendisine ait olan yasama ve denetleme yetkilerini yürütme organına ve saraya devretmeyi içine sindirebilmesi asla düşünülemez ve kabul edilemez" demekle OHAL/KHK'nın gayri hukuki, gayri insani ve antidemokratik olduğunu özetlemişsiniz. Gerçek demokraside "Düşünülemeyen ve asla kabul edilemeyen" bir vaziyeti bilfiil yaşamış olmamız bize, siyasal İslâmcı iktidarın dahilde ve hariçte takip ettiği politikaların yanlış olduğunu -mantıken- söylemiş olmuyor mu? Hamaset ve gerilim yüklü siyasal söylem ve eylemlerin kamufle etttiği bu sürecin gerçekleri er geç ortaya çıkacaktır. Temennimiz milletin ödediği ve ödeyeceği faturanın daha ağır olmamasıdır.

  • Gündüz Alp

    2.2.2018 16:20:07

    Sayın Güleçyüz, şu OHAL/KHK sınavında âdeta kaybetmeyen kalmadı. Başta demokratik hukuk devleti olmak üzere, AYM, yargı, STK'lar, Cemaat ve cemiyetler, Üniversiteler, Medya... hemen hepsi sınavda "çakıldı." Yalnız Yeni Asya ve camiasının hakkını teslim ederek diyoruz ki; hakkın hatırını âli tutan hakkaniyetli tavrıyla hak, hukuk ve adaletin yanında ve safında yer aldınız. Hem teşekkür hem de dua ediyoruz. Demokrasi liginde,"Dünya Adalet Projesi" raporunda son sıralara düşen ülkemiz, hukukun üstünlüğü sınavında da -maalesef- kaybetti. Ekonomide, harcı borcuna yetmeyen (haber-Yeni Asya, 2.2) bir ülke haline gelen ülkemiz, şu anda dahilde ve hariçte yanlış politikaların ceremesini çekmektedir. Hamaset ve gerilim politikaları ile vahim gidişat kamufle edilse de gerçekleri uzun süre saklamanın bu ülke ve millete bir faydası olmayacaktır. Belki iktidar ömrünü uzatmış olacak lakin neticesinde halk maddi-manevi faturasını ödeyecektir. Yazık değil mi?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı