"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Neyse ki vicdan çürümesi inişte

Kâzım GÜLEÇYÜZ
02 Mart 2017, Perşembe
Geçen Pazar günü bu köşede yayınlanan cezaevi mektubu insanî ve vicdanî duyarlılığa sahip olanlardan, beklenen tepkiyi gördü. Bu hassasiyeti yansıtan çok sayıda mesaj aldık.

Ve mektupta anlatılan yürek yakıcı mağduriyetlerden ne kadar ıztırap duyduysak, tepkilerin çokluğunu müşahede etmekten de o derece memnun olduk.

Demek ki, onca örtbas etme çabalarına ve çarpıtmalara rağmen, bu ülkede vicdanlar tükenmemiş, insanlık ölmemiş.

İçinden geçtiğimiz kasvetli ve karanlık süreçte ümidimiz bu vicdanî duyarlılık.

Bu hasletten mahrum olanlar yok mu?

Maalesef bütün bu olup bitenlere rağmen yine var. Meselâ o mektup için “Köyde bağ bahçe işleriyle uğraşan bacımız doğrusu iyi edebiyat döktürmüş!” diyerek, vicdan çürümesinin hangi raddelere vardırılabileceğini gösterenler oldu.

Demek insan bu kadar alçalabiliyor!

Bu, siyasî tarafgirlik ve fanatizmin kişiyi nasıl canavarlaştırabileceğinin dehşet ve ibret verici örneklerinden sadece biri.

Bir başkası da diyor ki:

“15 Temmuz şehit ve mağdurlarından da bahsedin ki, tarafsızlığınızı görelim!”

Mantığa bakar mısınız? Terazinin bir kefesine 15 Temmuz şehitlerini, diğerine OHAL ve KHK mağdurlarını koyup birini diğerine karşılık olarak görmek nasıl bir hukuk ve adalet anlayışının ifadesidir!

15 Temmuz ihanetinin sorumluları, o mektupta sözü edilen anneler,  teyzeler ve genç kızlar mı? Hani hukukun en temel prensipleri olan masumiyet karinesi, suç ve cezanın şahsîliği ilkesi, savunma ve âdil yargılanma hakkı; nerede?

Kaldı ki, her fırsatta 15 Temmuz şehitlerinden dem vuranlar, o meş’um gecede katledilenlerden evvelâ hain ilan edilip belediye mezarlığına da kabul edilmeyen, ama sonra masum, hattâ kahraman ve şehit oldukları anlaşılan mağdurların uğratıldığı haksızlıkları da hep es geçip geçiştirme tavrı içinde olmadılar mı?!

Sahiplerini böyle bir vicdan çürümesine götüren siyaset anlayışından Allah’a sığınırız. Tek tesellîmiz, azınlıkta kalmaları, azgın şirretlikleriyle hızla marjinalleşmeleri ve seslerinin gittikçe kısılıyor olması...

Ahmet Taşgetiren: ‘Adalet, adalet, adalet’ - YENİ ASYA http://www.yeniasya.com.tr/gundem/adalet-adalet-adalet_425162 … @yeniasya aracılığıyla

 

Ergün Yıldırım: Fetö suçlaması artık önüne gelene çarpıyor. Dur durak bilmiyor. Herkesi hedef haline getiriyor. http://www.yenisafak.com/yazarlar/ergunyildirim/feto-ile-muhafazakrlari-vurmak-2036445

Okunma Sayısı: 8120
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • zehra sahin

    3.3.2017 04:27:14

    Yazilariniz ve destekleriniz icin Allah sizden razi olsun. Esim 200gundur hic ugruna cezaevinde. Ne bir iddianame var ortada ne elle tutulur bi suclama ne tahliye. Bu ne kadar devam edecek bilmiyoruz. Sesimiz disa vurmuyor vuramiyor. Ama en yuce makam bizi en iyi duyan ve bilen, halimizden haberdar olan, zalime muhlet veren Rabbimiz var cok sukur. Kimseden degil Rabbimden bekliyoruz adaleti. Saygilar...

  • Özcan Erkiş

    2.3.2017 13:17:56

    (3) Demokratik parlamenter sistemin imkânlarıyla iktidara gelip, 15 yıldır aynı sistemle ülkeyi yönettikten sonra, 15 yılın sonunda, Aile Bakanının da ifadesi ile (diken,28.2) parlamenter sistem "eskimiş ve köhnemiş" olmakla artık "yeni ve çağdaş(!)" olan şeflik benzeri tek adam sistemine geçmek zamanı gelmiştir. Acaba hakikat öyle mi? Mevcut parlamenter sistemi 15 yıldır kullanan iktidar, sistemi adalet, hürriyet, meşveret, kuvvetin kanunda olacağı, millet meclisinin şahsı manevisine istinat gibi unsurlarla daha güçlü hâle getirerek tam demokratik bir hukuk devleti yerine, tek şahsın iktidar ve ihtiyarına istinat eden tek adam sistemine çevirmek istemektedir. Dün şekvâ edip fenalıklarını halka söyledikleri şeflik rejiminin 2017 versiyonu bir sistemi "yeni ve çağdaş"diye takdim etmek mizah olsa gerektir. Dün kötü olanı bugün siyasal islâmcı iktidar yapınca iyi mi olacak? El insaf!

  • Özcan Erkiş

    2.3.2017 12:52:31

    (2) 3Y(yasak-yolsuzluk-yoksulluk) ile mücadeleyi temel hedeflerinden ittihaz eden mevcut iktidar;garip, tuhaf ve komik yasaklarıyla da şeflik dönemini hatıra getirmektedir. Meselâ basından ögreniyoruz ki, afiş, tabela ve hatta fatura üzerinde yazılı (birgün,2.3) "HAYIR" yazılı ibareleri kaldırmaktadır. Bu hâdise bana, merhum Menderes'i ve yargılandığı Yassıadayı hatırlatıyor diye, "Ada sahillerinde bekliyorum!" şarkısını yasaklayan zihniyetin 2017'deki hortlamış hâlini hatırlattı. Demek ki tekelci, inhisarcı, baskıcı, diktacı zihniyet ve ideolojinin kullandığı yöntem her devirde aynı olup hiç değişmiyor. Dün "şarkı" sözlerinden korkanlar yerini bugün "kelime"lerden evhamlanan kadrolara vazifelerini devretmişlerdir. Evet "tebeddülü esmâ ile hakâik tebeddül etmez" hakikatidir yaşananlar. Fakat ümitsiz değiliz. Bu zahmetlerin rahmete döneceğine ümitvarız. "Küllü âtin ğarip/Her gelecek yakındır!"

  • Özcan Erkiş

    2.3.2017 12:27:32

    (1) Peşpeşe skandalların, hukuksuzluğun ve mağduriyetlerin yaşandığı 15 yıllık tek parti iktidarında gelinen en vahim neticelerden biri de toplumsal vicdanın "duyarsız" hâle getirilmiş olmasıdır. 17 Aralıkta başlayıp 15 Temmuz'da zirve yapan şu hukuksuzluk sürecini yaşamamış olsaydık-muhtemelen- bu toplumsal çürümüşlüğün ve duyarsızlığın farkına varamıyacaktık. "Tahrip kolaydır" hakikatince, 15 yıllık "sözde dindar" ve Siyasal İslâmcı ve üstelik "dindar nesil" yetiştirmek iddiasındaki bir iktidarın, toplumun vicdanında yaptığı tahribatın boyutlarını meydanlarda, sokaklarda, sosyal medyada (sizin yazınızdaki örnekleriyle) alenen görüyoruz. Bunun tamiri zor olacak ve yıllarımızı akacaktır. "Sebep olan yapan gibidir" düsturunca, toplumu bu hâle getiren başta menfi siyaset olmak üzere idareci konumundaki herkes fiil ve sözlerine dikkat etmelidir....

  • SAİD HAKTAN

    2.3.2017 11:46:56

    Maalesef, Bazıları islami bir hayat yaşamıyor. Ve yaşamadığı islami değerleri bilmeden ve aldığı binlerce dolar maaştan olmak istemediğinden bu düzenin böylece devam etmesini ve FETÖ/PDY meselesinin kendisinden başka herkese uygulanmasını istiyor.Bu normal.Peki Beş vakit namaz kılan ve kendini sahabelere denk gören cemaatlere mensup Müslümanlar neden "إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ إِخْوَةٌ فَأَصْلِحُوا بَيْنَ أَخَوَيْكُمْ وَاتَّقُوا اللَّهَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ "Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin." müslüman kendisi için istemediğini,müslüman kardeşi içinde istemedikçe kamil mümin olabilir mi?ALLAH cc sonumuzu HAYRETSİN..Amin..

  • Serdar celik

    2.3.2017 10:26:59

    Yeniasya vd yazarlarindan allah razi olsun

  • ozkan

    2.3.2017 06:56:53

    Allah razı olsun hocam. Korkum o bacımız buz daginin sadece gosterebildiginiz kucuk bir yuzu olmasi...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı